Çok eski zamanlarda değil birazcık eski zamanlarda tecavüze uğramış birine polis, “Bana size tecavüz eden kişiyi tarif edebilir misiniz?” diye anlamlı bir soru sorardı. Derken mağdur başlardı tarif etmeye, polis de başlardı not almaya, “Boyu şu, gözü böyle, saçı şöyle”. O vakitler bu soruların cevabı oldukça gizemli gelirdi. Malumumuz o zamanlar kimse tanımazdı tecavüzcüyü. Elbette o zamanlarda da vardı fakat tarifi zordu; ne partisi bilinirdi ne de sırtını dayadığı siyasetçinin kim olduğu. Belki yaşım gereği bilmiyorum bilen varsa söylesin eskileri. Tamam, sosyal medya birçoklarını ortaya çıkardı diyelim demesine de kaçı devlet koruması altındaydı? Kaçı ülkenin starıymış gibi alkış alırdı?
“Neydi o günler beee” demekten, “nedir bu günler beee” demeye geldiğimizde artık polis o anlamlı soruyu sorma gereği duymuyor. Açıyor suçlunun sosyal medya hesabına bakıyor. Onu koruyan siyasetçiye veya tecavüzü onaylamış kitleye bakıp tüm soruların cevabını anında buluyor. O kadarla kalsa iyi! Ayrıntılarına kadar buluyor, tecavüzü nasıl yaptığını, kime veya kimlere yaptığını, kimlere yazılı sözlü anlattığını. Polis buluyor da biz bulamıyor muyuz? Hem de fazlasını buluyoruz, hatta polisin bulamadıklarını da biz buluyoruz.
Buluyoruz da ne oluyor? Hiçbir şey. Beyinleri örümcekler tarafından işgal edilmişlerin kahramanı tecavüzcü oluyor. Bu kadar mı, değil! Kendisi ile gurur duyan İçişleri Bakanı, vekiller, amirler, müdürler kısaca büyükbaşların gözbebeği oluyor, adının başına “Sayın” ekleniyor ve oluyor “Sayın Tecavüzcü”. Hiç şüphesiz tecavüzcü aldığı destekle, tecavüz ettiğine pişman olmuyor ve önüne gelene tecavüz edecek noktaya geliyor. Eeee kolay değil artık o “Sayın Tecavüzcü”. Gördüğü itibarın devamı için sapıklığına devam etmesi şart. “Ne kadar çok tecavüz edersem o kadar itibar görürüm” diye düşünüyor. Tecavüzcünün devlet erkânı tarafından sevilip korunması “Sayın” muamelesi görmesi örnek teşkil ediyor. “Sayın” olmak isteyenlerin sayısı katlanarak artıyor derken tecavüz-taciz olayları artıyor da artıyor. Tecavüzü sadece eylem biçimi olarak düşünmeyen bir kitle de, sosyal medyadan bu işi yazılı olarak yaparak vekil ve bakan ağabeylerinin “Sayın’ı” olmak istiyor ve başlıyorlar onlar da sözlü-yazılı tacize.
Duyarlı insanların verdiği tepki artıp sesler sokağa taşınca, “Eh bir açıklama yapalım bari” açıklamaları gelmeye başlıyor: “Kınıyoruz, kanadık”, “Ayıp ettiniz, olmadı ama çocuklar.” İnandırıcılığı olmayan, formaliteden, içi boş açıklamalar hatta mide bulandırıcı açıklamalar. Bakmayalım Bahçeli’nin de taciz haberlerinin gündem olmasından sonra yaptığı “Taciz, tecavüz vakalarında kahredici artışlar gözlemlenmektedir. Bu konuda ‘idam cezası’nın hukuk mevzuatımıza tekrar alınması iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir” açıklamasına. Son yıllarda tacizcilerin tecavüzcüleri incelediğimizde, bulundukları partilere baktığımızda karşımıza çıkan tabloda “bozkurt” veya “rabia” işareti yapan sapıkları sıkça görüyoruz. Ya AKP’li ya MHP’li olmaları tesadüf mü? Hiç şüphesiz hepsi aynı değil lakin çoğunun iki partiden olması düşündürücü değil mi? O halde soralım nasıl asacaksınız sizin sapıkları? Kıyabilir misiniz sapıklarınıza? İdamı kendi seçmeninizi asmak için mi çıkaracaksınız? Sorduğum soruların cevabını hepimiz biliyoruz.
Bahçeli’nin idamı istediğini söylerken, “Cebir ve şiddet kullanarak Anayasa’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya çalışanlar” demesi ile ne istediklerini aşağı yukarı anlamış oluruz. Evet, normal düşünenlerin aklına “Bahçeli Erdoğan’ın idam edilmesini istemiş” gelmeli, zira iki kafadar Bahçeli ve Erdoğan işgal ettikleri Türkiye’de idamı sadece kendilerine muhalif olacaklar için isteyeceklerdir. Bahçeli, ne kendi ne de Erdoğan’ın seçmenlerinden birinin idam edilmesini istemez. İdamı gündeme getirmesini isteyen Erdoğan’ın emriyle yaptığı bir açıklama hepsi bu. Derdi, alavere dalavere ederek idamı getirip tecavüzcüleri sapıkları değil muhalifleri yok etmek ya da Erdoğan’ın kaç zamandır değiştiremediği gündemi değiştirmesine bir nebze katkı sunmak.
Tecavüzcüleri, hırsızları, sapıkları, tacizcileri ve sayamayacağımız kadar suçluyu koruyanların getireceği idamın kendisi için olmadığını çok iyi bilen tecavüzcü, “iyi yapmışım” diyecektir. Muhaliflerine yapılan tacizleri zevkle seyreden, seçmeni tecavüzcüleri koruyan siyasiler de “aferin” diyeceklerdir. Biz mi? Bizde her gün ortaya çıkan bir başka sapığın tutuklanması için çırpınacağız, onlar bizlerin gazını almak için tutukladıklarını söyleyecekler, en fazla bir hafta sonra serbest bırakıldığına şahit ola ola mevkili mevkisiz sapıklarla mücadele etmeye devam edeceğiz.
Sayın Tecavüzcü, Sayın Sapık, Sayın Tacizci. Sayın sayın sayın. Say say bitirilmesi imkansız bir konunun özetinin de özeti bu kadar. Anlayacağımız, “İncir ağacından oklava, darı unundan baklava olmaz.” Bunlar da tecavüzcülere sapıklara düşman olmaz.
Bu makale yazarın görüşlerini yansıtır. Gazete Davul’un yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.