Aslıhan Gençay (@asligencay)
Dün Sarıyer’de bulunan, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Mydome Kız öğrenci Yurdu’nda 24 yaşındaki Somalili Maha İbrahim Omar, altı katlı yurdun terasından şüpheli bir şekilde düşerek öldü. Maha, Sabahattin Zaim Üniversitesi Rehberlik Psikolojik Danışmanlık öğrencisiydi, gencecikti ve artık yok, yaşamıyor.
Maha’nın ölümünün duyulmasından sonra Mydome yurdu ve Sabahattin Zaim Üniversitesi, büyük bir sessizliğe büründü. Belirtelim; sadece yurdun kamera kayıtlarının yayınlanması ve “Maha intihar etti.” denmesi, yeterli değil.
Bu genç kadın, ülkesinden ve ailesinden uzaktayken Bakanlığa ve yurt idaresine emanet değil miydi? Eğer intiharsa Maha neden intihar etti peki? Bu ölümde yurt idarecilerinin, personelin payı nedir? Yurtta kalan Türk öğrencilerin de rolü var mıdır?
‘Müdür başsağlığı bile dilemedi’
Bakın, Maha’yla aynı yurtta kalan yabancı uyruklu burslu kız öğrenciler bana ulaştılar ve ırkçılık iddiasında bulundular. Tek istedikleri: “Maha için adalet”
Kız öğrenciler şunları söyledi:
“Yurtta yabancı öğrencilere çok sert ve kaba davranan bir yönetim var. Maha’nın ölümü gerçekten şüpheli. Yurtta Maha’yı tanıyan herkes, onun genel olarak olumlu biri olduğunu bilir. (ki bu onun depresyona girmeyeceği anlamına gelmez) Yurt idaresi ölümünü ciddiye almıyor, cenazesini bile konuşamıyoruz. Dün Maha’nın ölümünden kısa süre sonra, müdürün morali de, ruh hâli de gayet iyiydi. Koridorlarda gülerek geziyordu. Başsağlığı bile dilemedi.”
Tamam, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün başlattığı soruşturmayı biliyoruz lakin yurtta idarenin durumu bu kadar gayriciddiyse başta müdür olmak üzere tüm idarecileri ciddi olarak mercek altına almak gerekir.
‘Sürekli düşmanlıkla karşılaşıyoruz’
Yurtta kalan öğrenciler, kendilerine hem idare hem de Türk öğrenciler tarafından yapılan ırkçılığı şöyle anlattılar:
“Yurt müdürü, inanılmaz derecede ırkçı bir adam. Bizimle ve Türkçe konuşamamamızla ilgili sayısız şaka yapıyor oysa hepimizin dilde C1 sertifikası var. Yurda taşındığımızda müdür görevlilerden birine bizden ‘bilgisiz’ olarak bahsetti ve ‘Bunlar Türkçe bile konuşamıyor.’ dedi. Ayrıca ‘Türk kızlarını rahatsız ediyorsunuz.’ diyerek bizi onlarla aynı odaya koymuyorlar. Türk öğrenciler birbirinin odasına istediği gibi giderken, bize ‘yasak’ deniyor ve birbirimizin odasına gittiğimizde uyarılıyoruz.”
Devam ediyorlar:
“Her gün birçok mikro saldırganlıkla karşılaşıyoruz. Personel bize karşı kaba. Aşağı görüyorlar ve bunu hissedebiliyorsunuz. Türk öğrenciler ise burslu olduğumuz için onların haklarını ellerinden aldığımızı düşünerek bizi dışlıyorlar. Sürekli düşmanlıkla karşılaşıyoruz.”
Onların tek istekleri; Maha’nın ölümüyle ilgili korkunç ayrıntıları paylaşmak yerine, bu iddiaları araştırarak onlarla empati kurmaya çalışmamız. “Bu tür paylaşımlar canımızı acıtıyor.” diyor ve ekliyorlar: “Bunları, benzeri bir ölümün ve acının bir daha yaşanmaması için size anlatıyoruz.”
Evet, şimdi de biz soruyoruz:
*Maha neden öldü?
*Bu ölümde ırkçı idarenin ve toplumsal baskının rolü nedir?
*Eğer Maha bir depresyon içindeyse okul veya yurt idarecileri tarafından bu neden fark edilmedi ve kendisiyle konuşulmadı?
*Neden yurt idarecileri onun ölümünü önemsiz görüyor, öğrencilerin acısı ve yaşadıkları dehşet görmezden geliniyor?
*Bu ve diğer yurtlarda yabancı uyruklu öğrencilere yönelik ırkçı tavırlar son bulacak mı? Bu konuda bir soruşturma yapılacak mı?
Soruşturmalarınız, araştırmalarınız bunları da ele almalı Gençlik ve Spor Bakanlığı. Ve şeffaf olun, bizimle de kamuoyuyla da tüm bilgileri paylaşmalısınız.
Gazete Davul / Aslı Gençay