Eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan önderliğindeki DEVA Partisi kurucularından biri olan İdris Şahin, Türkiye’nin yönetilemediğini, insanların kendini güvende hissetmediğini belirterek, “Biz her alanda özgürlük vaat ediyoruz. Özgürlük diyerek yola çıkıyoruz” dedi.
İnsanların haksızlığa uğradığını, işkence iddialarının artığını, buna karşın işkence iddiaları ile ilgili etkin soruşturmalar yürütülmediğinin de altını çizen DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Şahin, Türkiye’nin gündemini Davul’a şöyle değerlendirdi:
“Vatandaşlar hatalarından yargılanıyorsa, bizlerinde hesap vermesi gerekiyor. Bunun vicdani sorumluluğu, vebali var. Bu vebalin altına giremeyiz. Kapalı kapılar ardından sesimizi yükseltmenin yeterli olmadığını gördük, verecek bir canımız var. Onu ortaya koyup yola çıktık. Yönetilemeyen Türkiye’de en büyük sorunlardan biri güven sorunu, piyasaya, yargıya, eğitime, Meclis’e hiç bir kuruma güven kalmadı. Biz bu güveni kazanmak için ‘her alanda özgürlük’ diyoruz.”
‘ÇETE MENSUPLARI SALINDI, MİLLETİN HAYRINA BİR GÜNDEMİ YOK’
“Son dönemde Meclis gündemine getirilen kanun tekliflerine ya da Meclis gündemine baktığınızda vatandaşın sorunlarının çözümü için getirilen tek bir düzenleme ya da gündem maddesi yok. Gündemde baskı rejimini arttırma, baroları susturma, sosyal medyayı kaldırma ya da bunun gibi düzenlemeler var. Ülke daha da yönetilemez hale getirilmek için çalışılıyor.
Vatandaş için gündeme getirilen tek şey aftı. O da çete mensuplarına, organize suç örgütü liderlerine, hırsıza, mafyaya, cinsel taciz suçlularına yönelik yapıldı. Bu insanlar sokağa salındı. Binlerce mağduriyet, haksızlık görmezden gelindi. Meclis’in, son dönemde yaptığı çalışmalara bakın milletin hayrına bir gündemi yok.”
‘FEVZİOĞLU’NU MAKAMDA TUTMAK İÇİN MHP İLE YAPILAN BİR ANLAŞMA’
“Barolarla ilgili yasa düzenlemesinin AKP tarafından hazırlandığını düşünmüyorum. MHP tarafından Fevzioğlu’nu yerinde tutmak, temsili kırmak ve zaten tarafsızlıkları konusunda herkesin şüphesi olan yargıdaki hakimlerin daha da keyfi kararlar vermesinin önünü açmak için getirildiğini görüyorsunuz. Tüm baro başkanlarından görüş alınması gerekiyordu. Bu yapılmadı. Taslakta baroların sorunlarının çözümüne dair tek bir madde yok. Ayrıştırmanın artmasının, temsil gücünün kısıtlanmasının önünü açan bir düzenleme var. 2012 yılında bir taslak verip barolarla alakalı herkesin eşit oranda temsil edilmesi için bir çalışma yapmıştık. Fakat o hayata geçirilmedi.”
‘MİLLİ GELİRDE 31 YIL SONRA BULGARİSTAN’IN ALTINA DÜŞTÜK’
“Diğer yandan, baro başkanları sokağa çıktığında polis şiddetine maruz kaldı. Meclis önünde çirkin görüntüler yaşandı. Bu durum, baro başkanlarına yapılanlar, önümüzdeki günlerde sokağa çıkmaya hazırlanan işçilere verilen bir gözdağıdır. Herkese bir mesaj verilmiştir. Eğer işçiler greve gider, sokağa çıkarsa ‘Biz baro başkanlarına izin vermedik, onlara müdahale ettik’ diyecekler.
Güvenin, adaletin ve demokrasinin tesis edilmediği, sarsıldığı bir yere yatırımcı gelmez, vatandaş tedirgin olur, ekonomi daha da geriye gider ve yargıçlar daha da keyfi kararlara imza atmaya başlar. 1989 yılından beri ilk kez milli gelirde Bulgaristan’ın gerisine düştük. 31 yıl sonunda ülke bu hale geldi.”
‘AKP VİZYON, MHP KARAR MERCİİ’
“Yönetime AKP demek yanlış olur, Devlet Bahçeli’nin karar merci olarak daha etkin olduğu bir Cumhur İttifakı var. AKP bu ittifakın ne kadar önünde, vizyonunda dursa da etkin gücü değil.
Sosyal medyaya yönelik yapılması planlanan düzenleme bir tuzak gibi görünüyor. ‘Oy moy yok’ diyen Z kuşağının hareket alanının kısıtlanması hedefleniyor.”
‘YOLSUZLUK BAŞINI ALMIŞ GİDİYOR’
“Gelinen noktada biz ne vaat ediyoruz ve nasıl yola çıkıyoruz. AKP sahneye üç Y ile çıkmıştı. Yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk. AKP bugün başladığı noktada bile değil. Onun da gerisine gitti. Baktığınızda yolsuzluk almış başını gidiyor, yoksulluk artık her yerde hissediliyor ve yoksulun sorunu da dinlenmiyor. Yasaklar konusunda gelinen durum belli. Anlatmaya açıklamaya bile gerek kalmayacak şekilde hissediliyor.”
‘SAMİMİ YOLA ÇIKTIK, KARARLILIKLA YÜRÜYECEĞİZ’
“Biz yatırımcı çekmek, ithalat/ihracatın önünü açmak istiyoruz. Türkiye’nin yer altı kaynakları yok. Bizim üretime geçip yurt dışına bu ürünleri satmamız lazım. Ama anlaşmak için de güven gerekiyor. Firmalar Türkiye’yi güvenilmez, önü görünmez, ne olacağı belli olmaz ve adalet konusunda da yetersiz görüyor. Bu yüzden tüm bunların aşılması gerekiyor. Güven inşa edip, vatandaşın, iş adamının, öğrencinin, entellektüellerin, aydınların ve akademisyenlerin herkesin güven korkusunu yenmelerini sağlayacak, herkese hitap edecek bir özgürlük ortamı diyoruz. Düşüncede, sanatta, basında ve her anlamda özgürlük vaat ediyoruz. Samimi ve içten bir şekilde yola çıktık. Kararlı bir şekilde de devam edeceğiz.
İnsanların güvenli bir adalet sistemine erişimini sağlayacağız. Güven eksikliğini ortadan kaldırıp, her kesime eşit davranılan bir Türkiye inşa etmek istiyoruz.”
‘TÜRKİYE’YE ÖZGÜRLÜĞÜ GETİRECEĞİZ’
“Çalışmalarımız engellenmek isteniyor, kongreler iptal ediliyor bir sürü şey yaşanıyor. Ama biz kararlı ve samimiyiz. Adaleti de, güveni de, özgürlüğü de getireceğiz. Dinamik bir ekibimiz var. Z kulağından birçok genç kadromuz da görev yapıyor bunlar digital çağa adapte ve çağa ayak uyduran gençler. Hep beraber göreceğiz. Özgürlüğü getireceğiz.”