Gazete Davul
Advertisement
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
    Kim Vatan Haini, Kim Provokatör, Kim Kutsal?

    Pınar Gültekin davası kararına çelişkiler damga vurdu – PINAR’I DA YAKTILAR, HUKUKU DA

    Ayşenur Zarakolu Ödülleri Aysel Tuğluk ve Taksim Dayanışması’na verildi

    Ayşenur Zarakolu Ödülleri Aysel Tuğluk ve Taksim Dayanışması’na verildi

    Ödemiş Cezaevi’nden kötü muamele iddiaları: “ŞİDDETE MEYİLLİ” BAŞ MEMURDAN MAHKÛMLARA EZİYET

    Ödemiş Cezaevi’nden kötü muamele iddiaları: “ŞİDDETE MEYİLLİ” BAŞ MEMURDAN MAHKÛMLARA EZİYET

    Kim Vatan Haini, Kim Provokatör, Kim Kutsal?

    Siz sadece izlemeye devam edin, yine emanet, yine hıyanet – FERHAN YILMAZ’I ‘KİM’ ÖLDÜRDÜ?

    Verilerle, birarada yaşamın ve barışın zemini

    NATO ve savaş karşıtlığı, barışın inşası

    Geleneksel siyaset kabuğunu kıramıyor

    Geleneksel siyaset kabuğunu kıramıyor

  • Gündem
    AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

    AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

    HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

    HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

    Sancar, Kürt partilerini ziyaret etti: Demokrasi İttifakı’nı 25 Ağustos’ta açıklayacağız

    Sancar, Kürt partilerini ziyaret etti: Demokrasi İttifakı’nı 25 Ağustos’ta açıklayacağız

    İYİ Partili Ağıralioğlu: Biz Müslüman olmayan Türk’e, Türk demiyoruz, Müslüman olmayan Kürde niçin Kürt diyelim?

    İYİ Partili Ağıralioğlu: Biz Müslüman olmayan Türk’e, Türk demiyoruz, Müslüman olmayan Kürde niçin Kürt diyelim?

    Silivri’de işkence sonucu 2 tutuklu hayatını kaybetti

    AYM, tutuklunun ziyaret hakkının engellenmesini hukuka aykırı buldu

    Şenyaşar ailesi: İnsanı ve hukuki taleplerimizi daha fazla ertelemeyin

    Şenyaşar ailesi: İnsanı ve hukuki taleplerimizi daha fazla ertelemeyin

  • Hak İhlalleri
    Sevk talebinde bulunan hasta tutuklu gardiyanlar tarafından darp edildi

    Sevk talebinde bulunan hasta tutuklu gardiyanlar tarafından darp edildi

    Hücrede tutulan epilepsi hastası tutuklu darp edildi

    Hücrede tutulan epilepsi hastası tutuklu darp edildi

    Aydın E Tipi Cezaevi’nde şüpheli ölüm: İntihar mı cinayet mi?

    Aydın E Tipi Cezaevi’nde şüpheli ölüm: İntihar mı cinayet mi?

    Koşullu salıverilme yok sayıldı: Tahliye tarihi ölene kadar

    Koşullu salıverilme yok sayıldı: Tahliye tarihi ölene kadar

    Kelepçeli tedaviyi kabul etmeyen tutuklu askerler tarafından darp edildi

    Kelepçeli tedaviyi kabul etmeyen tutuklu askerler tarafından darp edildi

    Şakran Cezaevi’nde tutuklu Ercan Eke şüpheli şekilde yaşamını yitirdi

    Şakran Cezaevi’nde tutuklu Ercan Eke şüpheli şekilde yaşamını yitirdi

  • Yazarlar
  • Röportajlar
    Avukat Ali Çimen: Zeinal Abakarov yalan söylüyor

    Avukat Ali Çimen: Zeinal Abakarov yalan söylüyor

    Doku ailesinin avukatı Ali Çimen: Gerçekler gizlenmeye çalışılıyor

    Doku ailesinin avukatı Ali Çimen: Gerçekler gizlenmeye çalışılıyor

    Necmiye Alpay: Kürt sorununda anadil meselesinin hayati ve belirleyici bir rolü var

    Necmiye Alpay: Kürt sorununda anadil meselesinin hayati ve belirleyici bir rolü var

    Meral Şimşek: Mücadelemin ve edebiyatımın merkezinde kadın var

    Meral Şimşek: Mücadelemin ve edebiyatımın merkezinde kadın var

    Seyfettin Araç: Teknoloji ve çağın gereksinimleri yalnızlık denilen varlığı güçlendiren detaylar oldu

    Seyfettin Araç: Teknoloji ve çağın gereksinimleri yalnızlık denilen varlığı güçlendiren detaylar oldu

    DİRENEN KADINLAR VE ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLİĞİ

    DİRENEN KADINLAR VE ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLİĞİ

  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka DergiDergi
  • NewsENGLISH
  • E-KitapSHOP
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
    Kim Vatan Haini, Kim Provokatör, Kim Kutsal?

    Pınar Gültekin davası kararına çelişkiler damga vurdu – PINAR’I DA YAKTILAR, HUKUKU DA

    Ayşenur Zarakolu Ödülleri Aysel Tuğluk ve Taksim Dayanışması’na verildi

    Ayşenur Zarakolu Ödülleri Aysel Tuğluk ve Taksim Dayanışması’na verildi

    Ödemiş Cezaevi’nden kötü muamele iddiaları: “ŞİDDETE MEYİLLİ” BAŞ MEMURDAN MAHKÛMLARA EZİYET

    Ödemiş Cezaevi’nden kötü muamele iddiaları: “ŞİDDETE MEYİLLİ” BAŞ MEMURDAN MAHKÛMLARA EZİYET

    Kim Vatan Haini, Kim Provokatör, Kim Kutsal?

    Siz sadece izlemeye devam edin, yine emanet, yine hıyanet – FERHAN YILMAZ’I ‘KİM’ ÖLDÜRDÜ?

    Verilerle, birarada yaşamın ve barışın zemini

    NATO ve savaş karşıtlığı, barışın inşası

    Geleneksel siyaset kabuğunu kıramıyor

    Geleneksel siyaset kabuğunu kıramıyor

  • Gündem
    AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

    AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

    HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

    HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

    Sancar, Kürt partilerini ziyaret etti: Demokrasi İttifakı’nı 25 Ağustos’ta açıklayacağız

    Sancar, Kürt partilerini ziyaret etti: Demokrasi İttifakı’nı 25 Ağustos’ta açıklayacağız

    İYİ Partili Ağıralioğlu: Biz Müslüman olmayan Türk’e, Türk demiyoruz, Müslüman olmayan Kürde niçin Kürt diyelim?

    İYİ Partili Ağıralioğlu: Biz Müslüman olmayan Türk’e, Türk demiyoruz, Müslüman olmayan Kürde niçin Kürt diyelim?

    Silivri’de işkence sonucu 2 tutuklu hayatını kaybetti

    AYM, tutuklunun ziyaret hakkının engellenmesini hukuka aykırı buldu

    Şenyaşar ailesi: İnsanı ve hukuki taleplerimizi daha fazla ertelemeyin

    Şenyaşar ailesi: İnsanı ve hukuki taleplerimizi daha fazla ertelemeyin

  • Hak İhlalleri
    Sevk talebinde bulunan hasta tutuklu gardiyanlar tarafından darp edildi

    Sevk talebinde bulunan hasta tutuklu gardiyanlar tarafından darp edildi

    Hücrede tutulan epilepsi hastası tutuklu darp edildi

    Hücrede tutulan epilepsi hastası tutuklu darp edildi

    Aydın E Tipi Cezaevi’nde şüpheli ölüm: İntihar mı cinayet mi?

    Aydın E Tipi Cezaevi’nde şüpheli ölüm: İntihar mı cinayet mi?

    Koşullu salıverilme yok sayıldı: Tahliye tarihi ölene kadar

    Koşullu salıverilme yok sayıldı: Tahliye tarihi ölene kadar

    Kelepçeli tedaviyi kabul etmeyen tutuklu askerler tarafından darp edildi

    Kelepçeli tedaviyi kabul etmeyen tutuklu askerler tarafından darp edildi

    Şakran Cezaevi’nde tutuklu Ercan Eke şüpheli şekilde yaşamını yitirdi

    Şakran Cezaevi’nde tutuklu Ercan Eke şüpheli şekilde yaşamını yitirdi

  • Yazarlar
  • Röportajlar
    Avukat Ali Çimen: Zeinal Abakarov yalan söylüyor

    Avukat Ali Çimen: Zeinal Abakarov yalan söylüyor

    Doku ailesinin avukatı Ali Çimen: Gerçekler gizlenmeye çalışılıyor

    Doku ailesinin avukatı Ali Çimen: Gerçekler gizlenmeye çalışılıyor

    Necmiye Alpay: Kürt sorununda anadil meselesinin hayati ve belirleyici bir rolü var

    Necmiye Alpay: Kürt sorununda anadil meselesinin hayati ve belirleyici bir rolü var

    Meral Şimşek: Mücadelemin ve edebiyatımın merkezinde kadın var

    Meral Şimşek: Mücadelemin ve edebiyatımın merkezinde kadın var

    Seyfettin Araç: Teknoloji ve çağın gereksinimleri yalnızlık denilen varlığı güçlendiren detaylar oldu

    Seyfettin Araç: Teknoloji ve çağın gereksinimleri yalnızlık denilen varlığı güçlendiren detaylar oldu

    DİRENEN KADINLAR VE ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLİĞİ

    DİRENEN KADINLAR VE ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLİĞİ

  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka DergiDergi
  • NewsENGLISH
  • E-KitapSHOP
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Gazete Davul
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Manşet

SİVİL TOPLUM

Sivil toplum, bireylerin (illa aynı ulustan olmaları gerekmez), emek, bilgi ve imkânlarını birleştirerek bir konuyu hayata geçirmek veya ortak bir konuda değişiklik yapmak için giriştikleri gönüllü kolektif eylemlerin toplamıdır

Doğu Ergil - Doğu Ergil
3 Ekim 2021
in Manşet, Yazarlar
0 0
0
GÜLME, DİRENME, ÖZGÜRLEŞME

 

Sivil toplum, çok sık kullanılan ama tanımlanması zor bir kavramdır. Zorluk, kapsamının geniş olması ve ona atfedilen işlevlerin çokluğundandır.

Devlet ile bireysel ve gayrı resmi faaliyetlerin ayrıştığı ya da buluştuğu toplumsal alanda (pazaryerinden aileye kadar uzanan geniş bir sosyal mekanda) karşımıza çıkar. Bu mekanda insanlar bir araya gelir, tartışır ve ortak sorunlar için çözüm üretirler.

Sivil toplum, bireylerin (illa aynı ulustan olmaları gerekmez), emek, bilgi ve imkânlarını birleştirerek bir konuyu hayata geçirmek veya ortak bir konuda değişiklik yapmak için giriştikleri gönüllü kolektif eylemlerin toplamıdır. Son zamanların en büyük küresel sivil toplum eylemi, çevre sorunlarına çareler aramaktır. Bu tür girişimlerin siyasi boyutu olsa bile siyasal partiler sivil topluma dâhil değildir.

En bilindik sivil toplum oluşumları şunlardır: Yardım kuruluşları, mahalle-semt geliştirme/kalkındırma dernekleri, insan hakları kuruluşları, sağlık, eğitim, hayat standartlarını yükseltmek için çalışan yardımlaşma (Kızılay gibi) örgütleri, dini hizmet veren gayrı resmi kuruluşlar (DİB değil); bir de Birleşmiş Milletler gibi büyük çok-uluslu örgütler…

Bunların hepsi, insan hayatında olumlu değişiklikler yapmaya ve resmi otoriteleri (özellikle devletleri) etkilemeye çalışan baskı gruplarıdır. Sivil toplum, yardımlaşma olduğu kadar, baskıya ve yokluğa karşı direnme, dayanışma ağıdır da. Bu nedenle sivil toplum faaliyetleri, tüm paydaşlardan iyi niyet, empati, yardımlaşma ve ‘öteki’ için anlayış gerektirir.

Etkili ve güçlü sivil toplum, devletten özerktir, özerk olmalıdır.
Özerk ve güçlü (örgütlü) bir sivil toplum, devletin kendisine güç kullanarak bir şey dayatmasına karşı çıkar. Güç, bir şeyleri zor kullanarak yaptırabilme kabiliyetidir. Oysa sivil toplum, uzlaşmayı rıza ve kabul düzleminde gerçekleştirir. Otorite, “toplumsal kabul” ile meşruiyeti sağlanmış olan güçtür. Burada yasallık (legalite) ile meşruiyet arasındaki farka dikkat etmek gerekir.

Kanun devleti, yasallığın hâkim olduğu ancak meşruiyetin eksik olduğu devlet türüdür. Diktatörlükler ve kolektivist rejimlerin ürünü olan devletler, kanun devletidir ama toplumsal meşruiyetleri zayıftır. Toplumsal meşruiyetin kaynağı, sivil toplumun onayıdır.

Hukuk devletinde ise doğal hukukun üstünlüğü kuralı vardır. Hukukun üstünlüğü, kanunun yapanların da yaptıkları kanunlara tabi olması demektir. (Doğal) Hukukun kaynağında HAK, ADALET ve İNSAF ölçüleri yer alır. ADALET kendimiz için istediğimizi başkaları için de istemektir. İNSAF, vicdani değerlere uyarak ve erdemli (başkalarını da gözeterek) hareket etmektir. HAK ise, herkesin eşit ve ortak olarak yararlandığı özgürlük ve yapabilirlik ölçüsüdür. Bu değerleri talep eden ve koruyan sivil toplumdur.

Özetle sivil toplum, ahlaki toplumdur; bireysel ve kolektif davranışın normlarını koyar, uygular ve denetler. Bunun için ne devletin buyruklarına uymak, ne de yararlansa bile, dinin normlarına uygun bir ahlak yasası üretmek zorunluluğu hisseder.

Bugünün dünyasında sivil toplum, örgütlenme çapı ve ilgilendiği konularla ulusal sınırları aşmıştır. Görevi sırasında BM Genel Sekreteri Kofi Annan, “Birleşmiş Milletler bir zamanlar sadece hükümetlerle ilişki kurardı. Ama artık anlaşıldı ki, barış ve refah ve tüm insanlığı ilgilendiren iklim/çevre ve pandemi gibi sorunlarda başarı, hükümetler, uluslararası örgütler, iş çevreleri ve sivil toplumun işbirliği sağlanmadan mümkün değildir. Günümüz dünyasında hepimiz birbirimize muhtacız.

Gerçekten de dünyada ekonomik kriz patlayınca her ülkede protestolar başlıyor. Bir ülkede kıtlık veya deprem olunca, dünyanın her yerinden gönüllü kuruluşlar yardıma geliyor. Bu anlamda ‘sivil toplum’, çeşitlilik, dayanışma, empati ve yardımlaşma demek.

Sivil toplumu tanımlayan üç ana özellik var: Çeşitlilik, özgürlük, gönüllülük…
Sivil toplum, farklı ilgileri, gereksinimleri (dolayısıyla, sağlanacak yararları) temsil eden ve yurttaşların ihtiyaçlarını karşılamak için özgür iradeleriyle oluşturdukları gayrı resmi örgütlerin toplamıdır. Sivil toplum, hükümet-devlet, yani resmi sektör ile ekonomi sektöründen ayrılan ve ‘üçüncü sektör’ denilen aileyi de içine alan özel örgütsel ve etkinlik alanıdır. Bu özel alan ve onda yer alan kişi ve örgütler, hareketlerinde resmi alandan bağımsız hareket ederler. En azından idealde olması gereken budur. Bu tanım, sivil toplumu, özgür yurttaşlar topluluğu ve onun gönüllü örgütleri olarak kavramlaştırır.

Bu tanımdan kalkarak, sivil toplum, özgürlük, özerklik ve bağımsız girişimcilik özellikleriyle, modern yurttaşlık kültürünün kasa dairesidir. Bu kasada, paylaşılan yurttaşlık-hemşerilik değerleri, ahlaki normlar (karşılıklı sorumluluk ve yardımlaşma), eşitlik ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir ortaklık anlaşması vardır. Sivil toplum, yurttaşlar topluluğudur. Ona üniformasız toplum demek mümkündür. Çeşitliliğin birlikteliği en önemli özelliğidir.

Örgütlü yurttaş kümeleri kendi yararlarını arar, haklarını korumaya çalışırken (yani daha iyi yönetilmek isterken) birlikte hareket etmek zorundadırlar. Ancak ortak hareket ettiklerinde etkili ve güçlü olurlar. Bunun için de farklılıklarını bağdaştırmak durumundadırlar. Farklılıkları bağdaştırmak için onlara karşılıklı saygı duymak gerekir. Bu da kültürel çeşitliliğin korunması ve farklılıkların bağdaştırılması için uygun hukukun oluşturulması, hoşgörü kültürünün geliştirilmesi ve diyalog kapılarının açık tutulması demektir. Aslında burada sözü edilen demokrasidir. Sivil toplum, demokrasi inşasının en önemli aktörlerindendir.

Modern bir toplumun örgütlenme şeması şöyledir:

DEVLET ALANI Resmi alan  
KAMUSAL ALAN Toplumun talepleri ile devletin sunduğu hizmetlerin kesişme bölgesidir. Bireysel, sosyal ve kültürel alanlarla resmi/devlet alanlarının buluştuğu ve etkileştiği alandır. (Hastaneler, okullar vb.) SİVİL TOPLUM
SOSYAL, EKONOMİK ve KÜLTÜREL ALAN Toplumsal, kültürel grupların bir arada bulunduğu gayri resmi alandır. Her türlü sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyet bu alanda yürütülür.  
BİREYSEL ALAN Bireyin tek başına hareket ettiği alandır. Belirgin karakteri, ferdi girişim ve özgürlüktür.  

Gönüllü yurttaş etkinliklerinin, yani sivil toplumun kapladığı alanın büyüklüğü açısından bakıldığında, kamusal alanın geniş ve özerk mi yoksa dar ve resmi alanın bir parçası mı olduğu çok önemlidir. Devlet veya resmi kurumlar, kamusal alanı işgal ediyorsa, otoriter bir yönetim söz konusudur.

Devlet kamusal alanla birlikte, sosyal-kültürel-ekonomik ve bireysel alanları da kuşatmışsa, totaliter bir rejim oluşmuş demektir. Totaliter rejimler, hayatın bütün alanlarında bireyi denetlemek ve gütmek eğilimindedir. Sabahtan akşama, doğumdan ölüme kadar bireysel hayatların ve toplumsal-ekonomik-kültürel-siyasal faaliyetlerin denetlenip, yönlendirildiği bir düzende sivil toplum gelişmez, gelişemez.

Bunun tersine, bireysel alan, siyasal-kültürel-ekonomik ve kamusal alanlarla özerkliğe dayalı bir ilişkiye girerse/girince, toplumda özgürlükler genişler ve sivil toplum güçlenir; denetim mekanizmaları işler, usulsüzlükler/yolsuzluklar azalır, verimlilik artar. Sivil toplum, devletten (resmi örgütler ve kurumlar) bağımsız bir toplumsal örgütlenme durumudur. Devletle yurttaşın ortaklığını simgeler. Yurttaş, tabi değil, kurucu öge olarak toplumsal kararları belirleyen ve yönetimi denetleyen bir konuma kavuşur.

Sivil toplum ne kadar güçlü olursa, hükümetin-devletin, bireysel ve toplumsal alana müdahalesine ve baskısına o oranda direnebilir. Bu da temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması olasılığını artırır.

Sivil örgütlenmenin güçsüz olduğu toplumlarda devlet güçlü görünür ama bu aldatıcıdır. Toplumun örgütsüz ve sivil toplum dayanışmasının zayıf olduğu toplumlarda devlet de güçsüzdür. Bunu, devlet örgütünün çok güçlü göründüğü komşularımızda gördük. Her birinde toplumsal çözülme başladığı anda devlet buharlaştı…

Demokrasi, örgütlenme özgürlüğünün, farklı toplumsal yapı ve oluşumlar arasında hem rekabetin hem işbirliğinin bulunması halidir. Demokrasilerde kararların alınması ve yetkilerin kullanılması kurallara bağlı olduğu kadar açıktır/şeffaftır. Kararlar ve uygulamalar, toplumun tümünün katılması, en azından bilgilenmesiyle gerçekleşir; aksi takdirde ayrıcalıklar ve ayırımcılık doğar.

Demokrasi, bireylerin kendi hayatlarına ilişkin kararlarda özgür oldukları kadar, ortak yaşama ilişkin kararlara katılmaları demektir. Bu süreç, müzakereyi gerektirir. Birlikte yaşamanın şartlarının ne olacağı, yönetimin hangi kurallara ve usullere oturacağı müzakere ile belirlenir. Müzakerenin en önemli muhatabı sivil toplumdur.

TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUM NEDEN GÜÇSÜZ YA DA NEDEN TOPLUM SİVİLLEŞEMİYOR?

Bu sorunun yanıtını Osmanlı geçmişinde arayabiliriz. Öncelikle merkezi otorite çok güçlüdür ve onu sınırlandıracak ne bir sivil örgütlenme ne de bir sosyal sınıf ortaya çıkmıştır. Bunun birkaç nedeni vardır,

1-Osmanlı’da hükümdarlığın (yöneten ailenin) gücünü dengeleyecek bir aristokrasi (toprak sahibi soylular sınıfı) olmamıştır. Olmasına da izin verilmemiştir.

2- Ana üretim aracı olan ve ekonominin belkemiğini oluşturan toprağın sahibi hükümdar/devlettir. Başka bir deyişle, özel mülkiyet yoktur. 19. yy.ın neredeyse yarısına kadar bireysel mülkiyet yasal güvenceden yoksundur. Bu da sermaye birikimini engellemiş, ne kentte (sınai ve ticari) ne kırda (tarım alanında) güçlü ekonomik sınıfların doğmasına yol vermiştir.

1839 Tanzimat Fermanı’nda herkesin malından ve mülkünden emin olması gereği üzerinde durulmuş, can ve mal güvenliğinin sağlanması ile vergilerin yasalar dahilinde alınması hususlarında kanun çıkarılmasının lüzumuna değinilmiştir. Aynı temenniler, 1856 Islahat Fermanı’nda da tekrarlanmıştır.

Nihayet 1876 tarihli Kanuni Esasi’nin 21. maddesi ile çok gecikmiş olan güvence sağlamıştır: “Herkes usulen mutasarrıf olduğu mal ve mülkünden emindir.” Aynı maddede, “Bundan sonra kamu yararı için lüzumu sabit olmadıkça ve kanuna göre değer pahası peşin verilmedikçe kimsenin tasarrufunda olan mülkün alınamayacağı” belirtilmiştir.

Bu geç ve güç gelen güvence, sermaye birikimini engellediği gibi bireysel girişimciliği, özgür teşebbüsü de geciktirdi. Pazar ekonomisinin Batı’da sanayi devrimi aşamasına ulaştığı dönemde, yatırımları ve girişimleriyle hem ekonomiyi hem de özgürlük alanını genişleterek sivil toplumun oluşumuna katkıda bulunacak bir burjuva sınıfının doğuşunun önü kesilmiştir.

Diğer yandan, Osmanlı’da en temel üretim aracı olan toprağın mülkiyetinin başından beri devlete ait olması nedeniyle, tarımdan elde edilen toplumsal artığın (reayanın ürettiği artık-ürünün) büyük bir bölümü de vergi ve haraçlar olarak merkezi bürokrasinin ve onun yerel aracıları elinde yoğunlaşıyordu. Bu koşullar altında tarım topluluklarının elinde, başlı başına serbest mübadele ilişkilerine (özel ticarete) konu olabilecek anlamlı büyüklükte bir artık-ürün birikimi kalmıyordu. Dolayısıyla, sistemin işleyişini şu ya da bu ölçüde etkileyecek özel bir ticari sermayenin birikmesi ve bu temelde özerk bir tüccar sınıfının ortaya çıkması, ya da Batı’da olduğu gibi özerk ticaret kentlerinin oluşması da söz konusu olamadı.

Konuya ilkel sermaye birikimi açısından bakıldığında, 17. ve 18.yy.da Osmanlı toplumunda da gelişmiş bir şehir hayatı vardı. Dolayısıyla ticaret ve yüksek faizle borç verme (tefecilik) faaliyetleri sayesinde parasal servetler biriktirilebiliyordu. Yani, parasal birikim eksikliği yoktu. Ama egemen bürokratik despotizm, kırın meta üretimine (pazar için üretime) özgürlük tanımadı, dolayısıyla Avrupa’da olduğu gibi kentle kır arasında bir mübadele ekonomisinin gelişmesi mümkün olmadı. Devlet yönetimini ele geçirmiş olan yüksek bürokrasi ve giderek kırsal alanda etkin olan ayan, derebeyi ve ağa gibi egemen zümrelerinin elinde büyüyen para kaynakları, Avrupa örneğinde olduğu gibi “sermaye” özelliği kazanamadı.

Kentlerdeki ekonomik faaliyetler üzerindeki sıkı devlet denetimin en önemli aracı, ihtisap denen uygulamaydı. İhtisap, zenaat düzeyindeki sınai ve ticari girişimden elde edilen gelirlere devletin kendi saptadığı oranda el koymasıydı. Bu “devlet alacağı” nedeniyle Osmanlı ekonomisinde sermaye birikimi olanaksız hale geldi. Üretimi teşvik edecek uygulamalar da olmayınca fetih devri kapanınca gelir devşirmek çok zorlaştı. İç ticaret sadece daralmadı, faaliyet dalları, birbirleriyle alışverişi olmayan, “küçük esnaf ticareti” düzeyinde kaldı.

Dış ticaret zaten Bab-I Ali tarafından bütünüyle Avrupalı tüccarların eline bırakılmıştı. Onların getirip pazarladıkları mamul mallar, Osmanlı atelye üretimini söndürdü. Rekabet olanaklarını yitiren (veya kazanamayan) Osmanlı girişimcileri, bir de devletin engellemeleri ve sömürücü baskısı altında ne bir serbest pazar ekonomisi yaratabildiler ne de girişimlerini büyütecek sermayeyi biriktirebildiler. Güdük iç pazarın aktörleri olarak bir sınıf etkenliği kazanamadılar. Hep devletin gölgesi altında kaldılar. Başka deyişle, sivil toplumun gelişmesi mümkün olamadı.

Osmanlı’da ekonomi de siyaset de bürokrasinin tekelinde kaldı. Osmanlı bürokrasisinin gücü, özel mülkiyet sahibi oluşundan değil, devlete ait mülkiyeti yönetme yetkisinden kaynaklanıyordu. O nedenle tüm söylemi, varlığını ve konumunu meşrulaştıran “devleti kurtarma” iddiası üzerine kurulmuştur. Bu iddia hep egemen bürokrasiye (devleti yönetenlere) ayrıcalıklı ve hesap sorulamaz bir konum kazandırmıştır.

Osmanlı üretken bir ekonomi yaratamadığından Batı’dan aldığı borçlarla varlığını sürdürmek zorunda kaldı; hep sermaye açlığı çekti. Sanayileşemediği gibi tarımını da sermaye üretecek verimliliğe kavuşturamadı. Bu da onun yeni sınıflar kazanmasını, devletin tekelci gücünü dengeleyecek bir sivil toplum oluşturmasını önledi. Ne bir burjuva sınıfı ne de ‘oyun değiştiren’ bir işçi sınıfı ve emekçi örgütleri doğdu.

19. ve 20 yy. da yapılan reformlar (Tanzimat, Islahat, Meşrutiyet) toplumun her alanına müdahale eden (ettiği için de güçlü görünen) ama despotik karakteri hiç değişmeyen devleti yaşatma çabasından öteye gitmemiştir. Reformlar da aşağıdan değil, ‘yukardan’ değişim çabaları olarak köklü yapısal dönüşümlere yol açmamıştır. Bugün, denetlenemeyen, gücü sınırsız, keyfi yönetimini dizginleyip denetleyecek bir sivil toplumdan mahrum oluşumumuzun ardında böyle bir devlet geçmişi vardır.

Toplumsal yaşamın her alanını kuşatan, belirlemeye çalışan bu bürokratik
yönetim anlayışı, cumhuriyet döneminde de varlığını sürdürmüş, sivil alanın
gelişimine katkı sağlayacak her türlü oluşum ve girişim devlet için tehdit
olarak algılanmıştır. Bu da sivil (resmi dünya görüşünün dışında) bir zihniyetin, yani ana siyasal aktörün devlet değil, toplum olduğu anlayışı; ortaklık bilinci; herkesin birbirinden sorumlu olduğu inancı; adil olmak (adalet) gereği, şeffaflık ve hesap verme bilincinin gelişmesini önlemiştir. Devlet örgütlenmesinin dışında özerk örgütlerin oluşup toplumu güçlendirmesine hep kuşku ile bakılmış, engellenmiştir.

Cumhuriyet döneminde de devletin, yaşamın her alanını denetleme arzusu azalmadı.
Çok partili dönemde sivil toplum alanının genişlemesi beklenirken despotik bürokrasinin yerine iktidara gelen siyasal partiler, toplumu örgütleyip sivil güç alanını genişleteceklerine, bürokrasinin elindeki gücü devralarak yine devlet üzerinden siyaset yapmaya yöneldiler. Kendilerine itiraz edenler hain, karşı duranlar terörist ilan edildi. Birey ve toplum, devletin karşısında yine cüce, yine güçsüz kaldı; devlet kurumları üzerinden toplum üzerinde egemenlik kurmak iştahı, toplumun sivilleşmesini önledi.

Bu süreklilik, 1929-1946 arasında Ankara valiliği yapmış olan Nevzat Tandoğan’ın “Bu ülkeye komünizm gelecekse, biz (devlet) getiririz” cümlesinde somutlaşan ifadesi ile yurt bulamayan ve yüksek kiralar nedeniyle sokakta kalan üniversiteli gençlerin parkta gecelemelerine engel olmaya çalışan polislerin aldıkları talimatla, “Devleti küçük düşürüyorsunuz, gidin buradan” demeleri arasında yüzyıllık benzerlikte görülüyor. Sivilleşmek uzun sürüyor anlaşılan!

“Bu makale yazarının görüşlerini yansıtır. Gazete Davul’un yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.”

Önceki yazı

Şenyaşar ailesi: Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz

Sonraki yazı

Kılıçdaroğlu: HDP’nin yaptığı açıklamayı değerli buluyoruz

Doğu Ergil

Doğu Ergil

İlişkiliGönderiler

Cumartesi Anneleri yargılanıyor: Yargılanan biz değil kayıplarımız
Manşet

Cumartesi Anneleri’nden, Torunları’na Kesintisiz Mücadele

7 Ağustos 2022
DEVA lideri Ali Babacan: Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi
Manşet

DEVA lideri Ali Babacan: Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi

7 Ağustos 2022
Risor’da ağaç katliamı: Kıyım için yeni yollar yapılıyor
Ekoloji

Risor’da ağaç katliamı: Kıyım için yeni yollar yapılıyor

7 Ağustos 2022
Hiroşima’da atom bombası saldırısının 77. yıldönümünde 400 güvercin gökyüzüne bırakıldı
Manşet

Hiroşima’da atom bombası saldırısının 77. yıldönümünde 400 güvercin gökyüzüne bırakıldı

7 Ağustos 2022
Dargeçit JİTEM davasında gerekçeli karar: Somut, kesin, inandırıcı delil yok!
Manşet

Dargeçit JİTEM davasında gerekçeli karar: Somut, kesin, inandırıcı delil yok!

7 Ağustos 2022
Aydıntaşbaş’tan Barkey ile yemek yanıtı: Kavala’nın bilgisi dahilinde sessiz kaldım
Manşet

Aydıntaşbaş’tan Barkey ile yemek yanıtı: Kavala’nın bilgisi dahilinde sessiz kaldım

7 Ağustos 2022
Sonraki yazı
Kılıçdaroğlu’ndan Bahçeli’ye yanıt: Barışı dostlarımızla birlikte getireceğiz

Kılıçdaroğlu: HDP’nin yaptığı açıklamayı değerli buluyoruz

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edenler

  • 408 Fans
  • 99 Subscribers
  • Çok Okunan
  • Yorumlar
  • Son Haberler
ANAYASA MAHKEMESİ DÜŞMAN CEZA HUKUKU MU UYGULUYOR?

15 TEMMUZ YARGIÇ VE SAVCILARINA AİHM‘DEN KÖTÜ HABER

28 Şubat 2021
Yargıtay: 7’si çocuk 9 kişinin yanarak can verdiği Vartinis köyünü yüzbaşı yaktırmış

Yargıtay: 7’si çocuk 9 kişinin yanarak can verdiği Vartinis köyünü yüzbaşı yaktırmış

5 Mayıs 2021
Ahmet Dönmez: Cemaat, hem siyaseti dizayn etmeye çalışıp hem de siyasetle hiç ilgim yok deyince siyasetten tokat yedi

Ahmet Dönmez: Cemaat, hem siyaseti dizayn etmeye çalışıp hem de siyasetle hiç ilgim yok deyince siyasetten tokat yedi

12 Mayıs 2021
“Sabunlu Cop’u makata dayayan polis, ‘Bu manzarayı özlemişiz’ demiş”

“Sabunlu Cop’u makata dayayan polis, ‘Bu manzarayı özlemişiz’ demiş”

11 Ocak 2021
Zurnacısı olan memlekete aynı ölçüde bir davul gerekmez miydi?

Zurnacısı olan memlekete aynı ölçüde bir davul gerekmez miydi?

3
Memleket

Memleket

2
Buruk Bir Merhaba

Buruk Bir Merhaba

1

Zorunlu göç mağduru Doğu Türkistanlı babanın büyük dramı: Hangi çocuğum hayatta bilmiyorum

1
Cumartesi Anneleri yargılanıyor: Yargılanan biz değil kayıplarımız

Cumartesi Anneleri’nden, Torunları’na Kesintisiz Mücadele

7 Ağustos 2022
AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

7 Ağustos 2022
HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

7 Ağustos 2022
DEVA lideri Ali Babacan: Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi

DEVA lideri Ali Babacan: Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi

7 Ağustos 2022

Son Haberler

Cumartesi Anneleri yargılanıyor: Yargılanan biz değil kayıplarımız

Cumartesi Anneleri’nden, Torunları’na Kesintisiz Mücadele

7 Ağustos 2022
AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

AKP’ye katılacağı iddia edilen Mehmet Ali Çelebi, ‘Berkin Elvan ölümsüzdür’ tweetini sildi

7 Ağustos 2022
HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

HDP İstanbul’da “Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” mitingi gerçekleştiriyor

7 Ağustos 2022
DEVA lideri Ali Babacan: Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi

DEVA lideri Ali Babacan: Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi

7 Ağustos 2022
Gazete Davul

Hak ihlallerine karşı DAVUL !

Bizi Takip Edin

Yazarlar

avatar for Acun KaradağAcun Karadağ
avatar for Ali AbadayAli Abaday
avatar for Anjel DikmeAnjel Dikme
avatar for Arat BarışArat Barış
avatar for Arat BarışArat Barış
avatar for Arzu YıldızArzu Yıldız
avatar for Aslıhan GençayAslıhan Gençay
avatar for Bedros DağlıyanBedros Dağlıyan
avatar for Cafer SolgunCafer Solgun
avatar for Çiğdem KoçÇiğdem Koç
avatar for Doğu ErgilDoğu Ergil
avatar for Dr. Erdal YanbuloğluDr. Erdal Yanbuloğlu
avatar for Dr. T. Deniz ZenginDr. T. Deniz Zengin
avatar for Fatma Zehra FidanFatma Zehra Fidan
avatar for Gökhan KayaGökhan Kaya
avatar for Gökhan YavuzelGökhan Yavuzel
avatar for Hilal NesinHilal Nesin
avatar for Levon ÇakmakLevon Çakmak
avatar for Meltem ArıkanMeltem Arıkan
avatar for Mustafa PaçalMustafa Paçal
avatar for Natali AvazyanNatali Avazyan
avatar for Occo MahabadOcco Mahabad
avatar for Ömer Faruk GergerliogluÖmer Faruk Gergerlioglu
avatar for Pınar AydınlarPınar Aydınlar
avatar for Salih GergerlioğluSalih Gergerlioğlu
avatar for Vedat BilgiçVedat Bilgiç
avatar for Veysi PolatVeysi Polat

Kategoriler

  • Davul
  • E-Kitap
  • Ekoloji
  • Foto Galeri
  • Gündem
  • Hak İhlalleri
  • Kültür Sanat
  • Manşet
  • News
  • Özel Haberler
  • Podcast
  • Röportajlar
  • Sırp Cumhuriyeti
  • Video Galeri
  • Yaka Dergi
  • Yazarlar
  • Zeljka Cvijanovic

E-Kitap

Bingöl’de üç gündür süren orman yangını yerleşim yerlerine sıçradı

Bingöl’de 4 gün süren yangın kontrol altına alındı: ‘Yanacak bir şey de kalmadı’

- Gazete Davul
29 Haziran 2021
0

Bingöl’de yaşayan gazeteci Fırat Bulut, 25 Haziran’da Güzeldere köyünde başlayan yangına geç müdahale edildiğini söyledi. Bulut, bu nedenle yangının Soğukpınar,...

Sendikal Perspektiften Küreselleşme

Sendikal Perspektiften Küreselleşme

- Gazete Davul
30 Eylül 2020
0

Sendikal Perspektiften Küreselleşme Yazar: Mustafa Paçal Yayınevi: Davul Kitap Sendikal hareket, sendikalar, sendikacılar, işçi, çalışan, işçi sınıfı, üretim ve üretimin...

  • Gizlilik Politikası
  • Hakkımızda
  • İletişim

© 2020 Web Programmer Fi

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
  • Gündem
  • Hak İhlalleri
  • Yazarlar
  • Röportajlar
  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka Dergi
  • News
  • E-Kitap

© 2020 Web Programmer Fi

Welcome Back!

Sign In with Facebook
OR

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Sign Up with Facebook
OR

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist