Ben de öfkeliyim, ülke Taliban düzeyinde bir yobazlıkla karşı karşıya bırakılıyor, tehdit Sezen Aksu’ya değil, açık ki seküler, demokrat bir ülkede yaşamak isteyen herkese yönelik.
Ama bir dakika nefes alıp, düşünelim, ne yapmak istiyorlar?
Çünkü belli ki bu provokasyon masa başında hazırlanmış, piyasaya sürülmüş, gayet planlı bir psikolojik harp harekatı.
Önce Twitter’dan bir troll kampanyası yaptılar; Aksu’nun şarkı sözlerinde Adem ile Havva, ‘İnsan varolduğundan beri aynı duyguları tekrar tekrar yaşıyor’ denilirken kullanılan bir metafor. Bunun peygambere hakaret olduğunu iddia ettiler.
Bu kampanya seküler kesim tarafından görmezden gelindi. Çünkü ancak Taliban’ın söyleyebileceği, marjinal denilebilecek bir yobazlıktı.
Sonra Süleyman Soylu’yla ilişkisi olduğu bilinin mafya artıklarının kurduğu Milli Beka Hareketi evine gidip Sezen Aksu’yu tehdit etti.
Bu seküler kesime yönelik paramiliter güç gösterisiydi. Fakat laikler hala bu meseleyi gündemlerinin merkezine koymuyordu.
Planın ittirilmeye ihtiyacı vardı.
Sonra camiden Erdoğan’ın konuşması sızdırıldı; Sezen Aksu’ya dilini koparırız diyordu.
Hemen akşamında da ısrarla ‘Sezen Aksu’dan banane’ diyen ulusalcı kesimin bir kanaat önderi, Sedef Kabaş apar topar gözaltına alınıp, tutuklandı.
Sen misin laik/dinci kutuplaştırma provokasyonumuzu görmezden gelen, görme de görelim dediler.
Peki amaç ne?
Çünkü kamuoyu yoklamaları kendisini din ile tanımlayan vatandaşlarımızın sayısında düşüş var diyor. AKP, Taliban düzeyinde bir kutuplaştırma ile seçimi kazanamaz. Bu yobazlık düzeyi dindar vatandaşlarımızı bile korkutacak düzeyde.
Bence bu planlı psikolojik harekatın amacı oy değil, aşırılıkçı tarikat ve cemaatleri Erdoğan etrafında konsolide etmek. Çünkü AKP seçimlere giderken ekonomik göstergelerin düzelmeyeceğini anladı ve öteki kart ağırlık kazanmaya başladı.
O kartı biz 7 Haziran seçimlerinin sonrasından biliyoruz.
O kart terör ve kaos kartı.
İktidar elindeki devlet gücüne ve yobaz paramiliter güçlere yaslanarak; kural ve hukuk tanımaz seçim hamlelerine kitle tabanı oluşturmak istiyor.
Ne olabilir bunlar?
HDP’nin kapatılması…
Sosyalist parti ve yapılara operasyon
Rejimin paramiliter güçlerinin sokak saldırıları
İstanbul’a kayyum atanması…
Geriye kalan muhalif medyanın kapatılması, CHP medyası dahil
Muhalif gazetecilere yönelik tutuklama dalgası
Bu önümüze gelebilir, göstergeler açık.
Millet İttfakı’nın yaydığı ‘zaten sandıkla gidecekler’ rahatlığı böyle bir planın uygulanması için de gayet uygun bir atmosfer yaratıyor. Bu rahatlık demokrasinin bu ülkede tamamen kaybedilmesine sebep olabilir.
Sandıkla gitmeyebilirler, ya da o seçim sopalı bir seçime dönüşebilir. Herkes hazırlığını bu ihtimali göz önüne alarak yapmalı artık.
“Bu makale yazarının görüşlerini yansıtır. Gazete Davul’un yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.”