Her geçen gün sanki biraz daha görünmez oluyorum. İçinde yaşadığım sessizliği anlamak ve anlamlandırmak benim için çok zor. Yaşıyorum ama içimdeki keder herşeyin içine sızıyor, sinsi sinsi… Hislerimin ötesine geçmek için herhangi bir motivasyon bulamıyorum. Kendi hayatımı sürdürebilmek için bir çözüme ihtiyacım var ancak onun da ne olduğunu bilemiyorum. Ama bildiğim tek şey her geçen gün bu sessizlikle kendimi daha da yitiriyorum…
İlişkimizin ilk 25 yılında kocamın otistik olduğunu bilmiyordum. Eşime 50 yaşında, oğluma ise 20 yaşında otistik teşhisi kondu. Bilinmezliklerle geçen onlarca yıl… Kendimi beceriksizlikle suçladığım yıllar… Yaşadığım onca çöküntü, depresyon, yetmiyormuşum gibi hissettiğim günler ve geceler… Sürekli dışlanmış olduğumu, onların sevgisine layık olmadığımı hissederek yaşadığım bitimsiz anlar…
Credu derneği sayesinde Otizm ve kendim hakkında bilgilenmeye başlamamla hayatım değişti. Öğrendikçe daha da çok araştırdım, araştırdıkça daha çok öğrendim ve öğrenmeye, araştırmaya başladım. Hayatımda anlam veremediğim pek çok şey bir anda anlam kazandı.
Otizmi ve insanları nasıl etkilediğini öğrenmeye başladıktan sonra, bu bilgi hayatımda ve özgüvenimde büyük bir fark yarattı. Bir kadın olarak sohbet etmeyi ve duygusal şeyler hakkında konuşmayı çok seviyorum ancak otistik eşimin ve oğlumun bundan hiç hoşlanmadığını kabul ettim ve bu gerçek sayesinde sevincimi kız arkadaşlarımla paylaşmayı öğrendim. Tepkilerinin benimle bir alakası olmadığını artık biliyorum.
Güzel ya da sanatsal bir şey yaptığımda, evdeki iki erkeğin de konuşmak istememesinin artık onların normali olduğu biliyorum. O nedenle de bu beni eskisi kadar üzmüyor. Artık sanatımı, neşemi, duygularımı beni anlayan yeni arkadaşlarımla paylaşıyorum.
Otizmi anladıkça hayatım yavaş yavaş değişiyor. Benim için kolay değil ama kimi zaman kendimi de seçmem ve korumam gerektiğini öğreniyorum. Artık yavaş yavaş olsa da hep birlikte birbirimizi yeniden tanıyarak ve tanımlayarak bir yaşam kurabileceğimize inanıyorum.