EFSANE 4 : Kendine özgü, ilginç çocukları modaya uyup yeni teşhislerle adlandırıyorlar.
Lona Wing’in “Egzantrik normallik otizm spektrumunu fark edilmez bir şekilde gölgeliyor” fikri pek çok yanlış almamalar yol açmıştır. Burada ki yanlış anlaşılmanın sebebi ise bazı durumlarda otistikler ve otistik olmayanlar arasında oluşan gri alandan kaynaklanmaktadır. Bu konuyu Winston Churcill’in “ Doga asla bir çizgi çizmez, lekeler koyar” sözü çok iyi açıklıyor.
Otizm karakteristiği olan özellikleri otistik olmayan insanlarda farklı derecede sahip olabilirler. Ancak otistik kişiler kendilerini uyarırlar (sallanmak, dönmek gibi) otistik olmayan kişiler ise rahatsız olurlar. Otistik kişilerin saplantıları ve özel ilgi alanları vardır. Otistik olmayan kişilerin ise hobileri ve tutkuları olur. Otistik bireyler farklı derecelerde pek çok duyusal hassasiyetlere sahipken; otistik olmayan kişiler polyester giyemezler.
Lora Wing yukardaki örnekleri çok daha çoğaltılabileceğini vurgulayarak otizmin derin ve yaşamı değiştiren bir engelli olma durumu olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor.
Aslında sorunun kaynağı, Mark Zuckerberg, Marissa Meyer, Antony Hopkins gibi sanatçılar, milyonerler yada Amerika’daki en ünlü komedyenlerden bir tanesinin spektrumda olması, hala amaçlarını karşılamak için mücadele eden binlerce otizmlinin gerçeğinin hafifletilmesine neden olmaktadır.
Eğer otizmle yaşamak o kadar kolay ise neden aileler çocuklarına işyeri bulmaları, çocuklarının bağımsız yaşamayı öğrenmeleri, doğru dürüst bir eğitim görmeleri için daha fazla kaynağa, bir plana ihtiyaç duyduklarını anlatabilmek için bunca çaba harcıyor? Otizm bir engellilikten ziyade “fark” değil midir?
Eskiden konuşamayan bir otizmli çocukları-gençleri özürlü olarak değerlendirilirken, bugün aynı şekilde olan bir genç klavye kullanarak iletişim kurabilmekte hatta kitaplar yazabildiği için artık çocukları ve gençleri özürlü olarak değil farklı olarak görüyoruz..
Otizm yaşamın neredeyse tüm yönlerini derinden etkileyen, yaygın, teşhisi olan bir engellilik durumudur. Nasıl ki tekerlekli sandalye ile yaşayan bir kişi için yollarda, tiyatrolarda, lokantalarda ve taşıma araçlarında özel düzenlemeler yapıldığında hayatın içinde yürüyebilen kişilerle aynı şekilde yaşayabiliyorsa otizmli bireylerin de öğrenme sitillerine uygun müfredatlar geliştikçe, teknoloji otizmli bireylerin kominikasyonu için kullanılır hale geldikçe anlayışımız ve tanımlarımızda değişecektir.
Otizm mitleriyle ilgili yazı dizisinin sonuna geldik. Bu konuda daha geniş bilgi için Steve Silberman’ın “Neurotribes” kitabına başvurabilirsiniz demeyi çok isterdim ancak bu kitap henüz Türkçeye çevrilmemiş.
Önümüzdeki ay “Otizm ve Maskeleme” konusunda buluşmak üzere.
Bu arada “BÜTÜN DAVRANIŞLARIN BİR İLETİŞİM” olduğunu unutmayalım…