Galler’de CREDU adlı organizson için bir kitap yazdım.“You are the Medicine” (İlaç sizsiniz) Kitap Orta Galler’de yaşayan hasta yakınlarına bakmak için kendi hayatlarından vazgeçen bireylerle yaptığım birebir görüşmelerden sonra öyküleştirdiğim gerçek hikayelerden oluşuyor. Bu öykülerin büyük çoğunluğunda da otizm vardı. O nedenle de Otizm’le ilgili öyküleri Türkçe’ye çevirip sizlerle de paylaşmaya karar verdim.
Karanlığın Dışında 1…
Otistik olmak çoğu gün zorlu ve bazen çok yorucu. İçin için ondan kurtulabileceğimi umsamda bunun imkansızlığının farkındayım. Bu yüzden de bir süredir kendime Otistik olmanın korkunç bir şey olduğunu söylemeyi bıraktım. Aslında bunu annemden öğrenmiştim. Bütün çocukluğum ve gençliğim boyunca annem sürekli otistik olmamın ne kadar korkunç bir şey olduğunun altını çizip durmuştu. Benim durumumda, narsist bir anneyle büyümek her şeyi daha karmaşık hale getirdi. Tek istediğim annemin beni sevmesi ve kabul etmesiydi ama bu asla olmadı. Onunla bağlantı kurmak için her şeyi denedim ama hiçbir şey işe yaramadı. Beni neden hiç sevmediğini anlayamıyordum. Diğer çocuklar gibi olmadığım için hayatım boyunca hep kendimi suçladım. Belki benim de hatalı ve yanlış tavırlarım olmuştur ama…
Yaşım ilerledikçe annemin aslında beni hiç sevmediğini fark ettim; Bu farkındalık beni tamamen değiştirdi. Annem gibi olmak istemiyordum o yüzden ben nefret etmek yerine sevmeyi seçmeyi öğrendim. Uyuşturucudan ve kötü niyetli insanlardan uzak durdum. Hayatım onunki gibi olmasın diye daha iyisini yapmalıydım diye çabalamak çok işime yaradı. Karımla tanıştım ve bu hayatımı değiştirdi. Annemle yaşadıklarım yüzünden gençlik yıllarımda hayatımdan nefret ettim. Bir kaç kez yaşamaktan vazgeçmeyi düşündüm ama hiçbir şeyi kolay bırakan biri değildim, bu yüzden devam ettim. Karımla tanıştıktan sonra ise her şey değişti. İkimizde çok genç olmamıza rağmen. Sevgi dolu bir ilişki kurmayı başardık. Bu ilişkiyi hayata geçirmekte karım bana çok yardımcı oldu.
Benim için ilişki kurmak çok kolay değil çünkü biri bana kızdığında hemen çok gerginleşiyorum Beni terk edeceklerinden ya da artık beni sevmeyeceklerinden endişeleniyorum. Bunun bir kısmı otizmden sanırım bir kısmı da annemle yaşadığım ilişkiden kaynaklanıyor.
Annem beni incitmek zorunda değildi, ama beni duygusal olarak istismar etmeyi seçti. Karım ise beni olduğum gibi kabul ediyor. Ona ve güzel kızımıza sahip olduğum için çok şanslıyım. Otistik birinin yanında olmanın zor olduğunu biliyorum ama otistik olmanın ne kadar zor olduğunu bir düşünün. Ama eşim sayesinde kendimi çok şanslı hissediyorum. Duygularımı ve eşit derecede önemlisi duygularını anlamama yardımcı oluyor. Duygularımı nasıl kabul edeceğimi ondan öğreniyorum. Elimde olmadan sinir krizi geçirip kendimi incittiğimde beni yargılamadan, bana yardım ediyor. Krizlerim yüzünden sanki yalan söylüyormuşum ve çok farklı iki hayat yaşıyormuşum gibi hissetiyorum. Ama krizlerim için bir sürü çözüm ürettik. Bir köpeğimiz var ve onu bana yardım etmesi için eğitiyoruz. Sinir krizim başladığında köpeğimiz gelip üstüme yatıyor ve onun sayesinde artık kendime zarar veremiyorum. Sabah ilk kalktığımda nasıl hissedeceğimi hiç bilmiyorum.
Devamı Eylül yazımda…