Kadın saçından yapılıp göklere salınmış bir bayrak gördünüz mü hiç?
Ben gördüm.
Bu kara renkli bayrak, salındığı göklerde asırlık kadın çığlıklarıyla karşılanmış olmalıdır. Kendiliğine uzanan koyu renkli seslere, ellere ve söylemlere karşı duran; sesini, sözünü ve gövdesini kendi varlık mücadelesine siper eden kadın çığlıkları…
Mahsa Emini sadece yirmi iki yaşındaydı. İran İslâm rejiminin ahlâk kollayıcılarının bu gencecik kadın gövdesini yok etme nedeni, kadının görünür olan saç telleri.
Kadın saç tellerinin karanlık duygu ve düşüncelerin saklandığı kara koyakları rahatsız ettiğini, bu nedenle kutsalı evirip çevirerek kadınları kendi islerine alet ettiklerini bilirdik. Ama o masum saç telleriyle bütünleşen kadın gövdesinin karanlık eril koyaklarda bu denli düşmanlaştırılmasına taze tanıklığımız yoktu.
Artık tanık olduk.
Bu tanıklık, tarihsel bilgilerin kanıtlarını da sunmakta bize.
İslâmcı kadın algısı kendi içinde çelişkilerle dolu bir kompozisyon sunar. Kadın bedeni eril için çıldırtıcı, baştan çıkarıcı ve karşı konul(a)maz olandır. Bu anlamda hem vazgeçilmez hem de tehlikelidir. Kutsal argümanlarla tanrılaştırılan eril öznenin mağlubiyetini mümkün kılan bu var oluşsal özellikler toplamı, yani kadın, insanî bir özümseme ve aşkla kabul edileceğine “fitne” olarak tanımlanıvermiştir.
Çeken, aynı zamanda itilen.
Arzulanan, fakat kötülenen.
En doğal hâlinde ve özünde dayanılmaz olan, fakat hep değiştirilip dönüştürülmek istenen.
Elinde ağ tahayyül edilen kadın, ağına düşülmemesi gerekendir; aşırı tehlikeli zemini çağrıştırır arzulu eril sinede.
Bu nedenle katmanlı örtüler altında saklanması önerilmez; istenir, emredilir ve itaat beklenir.
Kendi doğal varlığıyla eril duyguları dalgalandıran fitne asla masum değildir; kendi günahının bedelini ödemesi gerektiği gibi dalgalandırdığı eril gövde günahını da üstlenmek zorundadır.
Eril gövdenin taşıyıcısı, arzusuna râm olan ve baştan çıka(rıla)n erkek ise hep masumdur. Bu masumiyet öyle kutsal öyle kutsal öyle kutsaldır ki, eril sesli kadınları da harekete geçirir. Eril sözlü kadın ağızlar, kendi doğallığında erkek şehvetini harekete geçirme günahı işleyen hemcinslerini kutsal suyuna bulanmış çelik mızraklarla delik deşik etmekten gocunmazlar.
…
İran’ın göklerinde bir bayrak dalgalandı dün.
Mahsa Emini’nin cansız bedeni üstünde galeyana gelen gökyüzü ve sakinleri, yerdeki haykırışları alıp kabul etti.
Gök, kadın haykırışlarını taşıyamayacak kadar doldu artık. Üstelik bu çığlıkların arasına kadın yoldaşlarını destekleyen erkeklerinki de katıldı.
Dünya değişiyor, değişmeli ve belki çoktan değişti.
Bir kadının kara saç tellerinden oluşan bayrak, yeni dünyanın en güçlü sembolüdür.
“Bu makale yazarının görüşlerini yansıtır. Gazete Davul’un yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.”