2 Nisan Otizm Farkındalık günü… Oldum olası bu özel günlerle sorunum oldu. Hiç olmaması yerine bir gün olması?.. Ben o özel günlerdeki bütün eylemleri sonuç getirmeyen, gerekeni yaptık rahatlaması diye algılıyorum… Ertesi gün peki ya da ertesi gün?…
Otizm özürlülük mü, değil mi, otistik olmak utanılacak bir durum mu? Bu soruları bana bugün burada ki araba kullanma kursunda ki hocam sordu. Neden mi?
Türkiye’de 18 yıl otomatik araba kullandıktan sonra Galler’de ki sürgün hayatımda önce hiç araba kullanmayı düşünmedim. Oldum olası araba kullanmakla aram iyi olmadı çünkü… Ancak Galler’in ortasında küçücük bir köyde yaşayınca gördüm ki araba kullanmak hayatımı çok kolaylaştıracak ancak Türkiye’de aldığım ehliyet burada geçerli olmadığı için tekrar ehliyet yazılı ve pratik sınavlarına girmem gerekti.
Britanya’da bütün trafik roundabout denilen göbekli kavşaklar üzerine kurulu, buna birde soldan akan trafik eklenince… Yazılı sınavı geçtim ama…
Türkiye’de hep otomatik araba kullandım. Normal vites benim için hep kabus olduğu için de otomatik arabam olana kadar araba kullanmayı red etmiştim. Burada da araba kullanma derslerine normal vitesli bir araba ile başladım… Başladım ama gerçekten her ders bir kabusa dönüştü… Sonra ilk öğrendiğim zamanlarda ne kadar zorlandığım aklıma geldi… Vites değiştirmek… Çoğu zaman hangi viteste olduğumu unutuyorum… Arabanın sesi bana hiçbir şey ifade etmiyor. Bir gün her yanı sis basınca eşimi aramıştım bu arabının sis lambası nerede diye oysa ki arabayı 3 yıldır kullanıyordum… Arabaları hiçbir zaman anlayamadım… Hiçbir zaman ilgi alanıma girmediler… O nedenle de araba kullanmak benim için hiç bir zaman kolay ve zevkli olmadı… Geçmişte de şimdi de… Derslerime inatla devam ederken bir gün oğlum “anne kendini neden bu kadar strese sokuyorsun ki otomatik araba ile sınava gir, yine otomatik araba kullan” dediğinde bunu hiç düşünmemiş olmamın şaşkınlığı… Kafamı normal vitesli araba kullanmaya takdığım için.. Takıntılarım ve ben… Neyse ona hak verdim eğitmenimde bu kararın benim için en doğru karar olduğunu söyledi… 10 saat dersten sonra bile hala vitesler benim için büyük bir sorundu… Gençliğimde de yapamamıştım şimdi de yapamadım… Ben özürlü müyüm?
Otomatik araba kullanmaya başlayınca tabii ki hayatım çok kolaylaştı ama eğitmenim bana park etmeyi videodan anlatmaya çalışırken ona benim öğrenebilmem için sürekli tekrarlamam gerektiğini söyledim. Hatta belki diğer insanlardan biraz daha fazla tekrarlamam gerektiği gerçeği…
Türkiye’de araba kullanırken eğer park yeri dar ise, geri geri sıkışık bir yere park etmem gerektiği durumlar benim için park yeri yok demekti. O nedenle de hiç üşenmeden dakikalarca kolayca park edecek yerler arardım. Ve itiraf etmeliyim ki bir kaç kere arabayı yolun ortasında bırakıverdim ne yapacağımı bilemediğim ve düştüğüm durumu kendime bile ifade edemediğim için yaşadığım bunaltı… Şimdi ise bu sıkıntıları yaşamak yerine geri geri park etmenin benim için nasıl bir kabus olduğunu itiraf ettim. Geri geri giderken bir anda sağ neresi, sol neresi direksiyon ne tarafa çevrilecek her şey birbirine giriyor. Böyle durumlarda bir de yanımda biri varsa tam bir kabus… Hiç abartmıyorum ama en az 6 saat sadece park etmeyi çalıştık… Hala da öyle bir kerede park edemiyorum… Türkiye’de 18 yıl araba kullandıktan sonra burada neredeye bir yıl araba kullanma dersi aldım. Hala da trafiğin yönünü şaşırmamak için bile çok çaba sarf etmem gerekiyor… Benim için bütün bunların kolay ve otomatik bir hale gelebilmesi için hala zamana ihtiyacım var. Ben özürlü müyüm?
Artık on sene oldu dolayısı ile İngilizcem de artık fena değil ancak birazcık yorgunsam eğer gerçekten İngilizcem bir anda sanki siliniyor. Ne söyleneni anlıyorum ne de kendimi doğru dürüst anlatabiliyorum, o nedenle de arkadaşlarım hemen anlıyor yorgun olup olmadığımı… İngilizce öğrenme ya da öğrenememe serüvenim ise ayrı bir yazı konusu… Ben özürlü müyüm?
Bunlar bu günlerde gündemde olan durumlar ama size böyle o kadar çok örnek verebilirim ki, başkaları için çok kolay olabilen şeylerin kimi zaman benim için bir kabusa dönüşmesi… Aynı anda hem çok zeki hemde çok aptal olmak… Aynı anda hem çok becerikli hemde çok beceriksiz olmak… Aynı anda hem çok iyi gözlemci hemde kör olmak gibi… Ben özürlü müyüm?
Sizin yanıtınızı bilmiyorum ama bence ben farklıyım… Benim beynimin farklı çalışması kimi zaman beni çok başarısız yapsa da kimi zaman da beni olağan üstü başarılara götürüyor, o nedenle de kimi zaman size özürlü gibi gözüksemde aslında farklıyım… Tıpkı sizin gibi iyi yaptığım ve hiç yapamadığım şeyler var, onlar sizin beklentilerinizin ya da anlayışınızın dışında diye beni yargılamak yerine bir kerecik olsa dinlemeyi ve anlamayı deneseniz… O zaman belki de bende “ben özürlü müyüm” sorusu da anlamsızlaşır…