Meltem Arıkan
Sözle yaratılan yıkım
Sözde yaratılan yıkım…
Zihinler bulanık
Hikayeler sisli
Yaratılan, uydurulan
İnanmak istendikçe
Daha da yazılan
Daha da abartılan…
Abartıldıkça
Abartılı aktarılan
Ä°nanmak için inandırılan…
Yaşananlar öylece havada asılı
Havada asılı kaldıkça
Eğilip bükülüp başkalaşan..
Acınası olan
Ne geçmiş ne de yaşananlar
Gerçekten acıtan
Yaşananları utanmazca yeniden kalem alanlar.
Vicdansızca, yalanlara bulanan geçmiÅŸ…
Nefrete sarıp sarmalanan
Sözle yaratılan yıkım
Sözde yaratılan yıkım…
Geçmiş dile geldiğinde
Gücü yittiğinde
Ortaya çıkacak sığlığa
Sen bile inanamayacaksın…
Günlük hayat vahÅŸi bir aÄŸa dönüştüğünde… Bir balık gibi içine düştüğün, çırpındıkça gömüldüğün… AÄŸa takıldığın andan itibaren kalbin donmaya baÅŸlar. Kışın ayazı gibi, donar yüreÄŸin. Kendini kopuk, reddedilmiÅŸ, ihanete uÄŸramış, kullanılıp bir kenara atılmış hissedersin. Ağın iplikleri aÅŸağılama, yargılama, iftira, melankoli, üzüntü ve acıyla örülmüşçesine… AÄŸ seni sarmaladıkça benliÄŸini karanlık bir tünelin çıkmazında, yitirmeye baÅŸlarsın. Karanlık, acı, ölüm, yaÅŸam, döngü, aydınlık… BenliÄŸini yitirdikçe anlamaya baÅŸlarsın; benliÄŸinde dahil her ÅŸeyi kaybedip, kaybedecek hiçbir ÅŸeyin kalmadığında, ancak ulaÅŸabiliyorsun gerçek sana. Anlıyorsun kendinle yüzleÅŸmenin, yaÅŸamla bütünleÅŸmenin anlamını… Ve bırakıyorsun artık kendinle savaÅŸmayı…