biz seninle
…
biz bu aşkta aceleci bir okul çocuğunun kareli matematik defterinin sayfalarına çizdiği resim ödevi kadar zıttık.
güzel olabilirdik…
ama…
yanlış yerde…
yanlış sayfalardaydık…
daha baÅŸlarken sınıfta kaldık…
…
biz seninle çelik kuÅŸlardan Afrikalı çocuklara konserve atan insanlık gibiydik…
onlara ulaÅŸtık sandık…
sandık…
ama…
asla ulaÅŸamadık…
saramadık…
sarılamadık…
…
biz seninle Kudüste aynı Allah için kavga eden iki dinin mensubu gibiydik…
aynı Allaha kendimizce yaranmaya çalıştık…
kendimizce O’na taptık…
oysa belliydi her ÅŸey…
taa baÅŸtan yanlış yaptık…
boÅŸa uÄŸraÅŸtık…
boÅŸa baÅŸladık…
…
biz seninle gündüzlerin ve gecelerin uÄŸruna harcandığı bir aÅŸk romanın son cümlesindeki üç nokta gibiydik…
devam etmeliydik…
yürümeliydik…
yarım kalmamalıydık…
yapamadık…
ilk virgül de takıldı ayağımız…
düşüp kalkamadık…
bir sen…
bir ben…
bir de aÅŸkımız…
üç nokta olup yarım yamalak orta da kaldık…
Ä°brahim Baysu