Kızıl güneş arkasında
Ve der ki: Özgürüm, kuşlara
söylemem gereken bir laf, onlara
göstermem gereken iki kanadım da
var. Kan dolmuş gözlerim bastonunda
bitirir ritmini iki çift vuruşla.
Bir Alman destanından çıkma
alevlerimiz büyük dağlarda –
Namlularımız rüzgarın boynunda
gezer, cesaretleri bir şapka
gibi giyer, ufkun kızıla büründüğü anda.
Islıklar, tek seferde geçilir zamanla
sonrasında yetişen sessizlik, sonunda
kaybolur, gökkubbeden oluşmuş kalkanla
(mavi bir kalkanla) adımlar yolculuğa.
Anavatanından uzakta,
avlanır ölümün ucunda – cesedini sırtında
taşıyarak, mezar olur özgürlük adında
bir mertle, cesurla karşılaşarak namlusuna
koyar kendisini, ve silah ateşlenir, korkusuzca.
Batuhan Çağlayan