Gazete Davul
Advertisement
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

    Sürgün: Geçmişe sığdırılamayacak bir özlem!

    Sürgün: Geçmişe sığdırılamayacak bir özlem!

    Katil Elinde Pompalı Tüfekle Dolaşmış: Bahar Hezer’i Neden Koruyamadınız?

    Katil Elinde Pompalı Tüfekle Dolaşmış: Bahar Hezer’i Neden Koruyamadınız?

    Tanıdık Bir Tecavüz Hikâyesi: Tecavüz Sanığına İlk Celsede Beraat

    Tanıdık Bir Tecavüz Hikâyesi: Tecavüz Sanığına İlk Celsede Beraat

    Maha’nın yurdundaki öğrenciler anlatıyor: Mydome Yurdu idaresi ırkçı

    Maha’nın yurdundaki öğrenciler anlatıyor: Mydome Yurdu idaresi ırkçı

    Şebnem Korur Fincancı: Hekim savcı rolüne bürünmüş

    Şebnem Korur Fincancı: Hekim savcı rolüne bürünmüş

  • Gündem
    Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

    Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

    “Millet İttifakı”nın ortak programında ne var?

    13 Şubat senaryoları: Masada 3 seçenek var

    İran:  Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

    İran: Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

    BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu görevden alındı

    BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu görevden alındı

    Onur Yaser Can davasında ara karar: Mahkeme işkenceyi hükümle birlikte değerlendirecek

    Onur Yaser Can davası: İşkenceye suç duyurusu talebi reddedildi

    Boğaziçi Üniversitesi davasında karar çıktı: 14 öğrenciye 1’er yıl hapis cezası verildi

    Boğaziçi Üniversitesi davasında karar çıktı: 14 öğrenciye 1’er yıl hapis cezası verildi

  • Hak İhlalleri
    Afyon 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nde: Baskılara Karşı Açlık Grevi

    Afyon 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nde: Baskılara Karşı Açlık Grevi

    17 yıldır tek kişilik hücrede tutulan şizofreni hastası Erdal Özel için tahliye talebi

    17 yıldır tek kişilik hücrede tutulan şizofreni hastası Erdal Özel için tahliye talebi

    Musa Çelik’i öldüren korucubaşı Şükrü Akçay’a ödül gibi ceza: Mahkemeye teşekkür etti

    Musa Çelik’i öldüren korucubaşı Şükrü Akçay’a ödül gibi ceza: Mahkemeye teşekkür etti

    83 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan ‘kaçma şüphesiyle’ kelepçelenmiş!

    83 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan ‘kaçma şüphesiyle’ kelepçelenmiş!

    Hasta tutuklu Şemsettin Kargılı yüzde 89 engelli raporuna rağmen tahliye edilmiyor

    Hasta tutuklu Şemsettin Kargılı yüzde 89 engelli raporuna rağmen tahliye edilmiyor

    Tutuklu yakınları: Devlet, ailelere eziyet etmek için elinden geleni yapıyor

    Tutuklu yakınları: Devlet, ailelere eziyet etmek için elinden geleni yapıyor

  • Yazarlar
  • Röportajlar
    Olof Palme İnsan Hakları Ödülü’nü Alan Eren Keskin: Barış Savunucusu Kadınlar Ödüllendirildi

    Olof Palme İnsan Hakları Ödülü’nü Alan Eren Keskin: Barış Savunucusu Kadınlar Ödüllendirildi

    Saime Mesutoğlu: Şerif’in bir hücrede ömrünü suçsuz yere geçirecek olmasını kabullenemiyorum

    Saime Mesutoğlu: Şerif’in bir hücrede ömrünü suçsuz yere geçirecek olmasını kabullenemiyorum

    “Sürgün, direnişin bir başka zorlu safhası” • Şehbal Şenyurt Arınlı ile söyleşi

    “Sürgün, direnişin bir başka zorlu safhası” • Şehbal Şenyurt Arınlı ile söyleşi

    Rachel Hebun: Yeryüzünde eşitleneceğiz; insanlık için başka şansımız yok

    Rachel Hebun: Yeryüzünde eşitleneceğiz; insanlık için başka şansımız yok

    Levent Mazılıgüney: Tarikat ve cemaatlerin sürekli siyasetin merkezinde olması siyasetin ilkesizliğinden kaynaklanıyor

    Levent Mazılıgüney: Tarikat ve cemaatlerin sürekli siyasetin merkezinde olması siyasetin ilkesizliğinden kaynaklanıyor

    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka DergiDergi
  • NewsENGLISH
  • E-KitapSHOP
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

    Sürgün: Geçmişe sığdırılamayacak bir özlem!

    Sürgün: Geçmişe sığdırılamayacak bir özlem!

    Katil Elinde Pompalı Tüfekle Dolaşmış: Bahar Hezer’i Neden Koruyamadınız?

    Katil Elinde Pompalı Tüfekle Dolaşmış: Bahar Hezer’i Neden Koruyamadınız?

    Tanıdık Bir Tecavüz Hikâyesi: Tecavüz Sanığına İlk Celsede Beraat

    Tanıdık Bir Tecavüz Hikâyesi: Tecavüz Sanığına İlk Celsede Beraat

    Maha’nın yurdundaki öğrenciler anlatıyor: Mydome Yurdu idaresi ırkçı

    Maha’nın yurdundaki öğrenciler anlatıyor: Mydome Yurdu idaresi ırkçı

    Şebnem Korur Fincancı: Hekim savcı rolüne bürünmüş

    Şebnem Korur Fincancı: Hekim savcı rolüne bürünmüş

  • Gündem
    Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

    Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

    “Millet İttifakı”nın ortak programında ne var?

    13 Şubat senaryoları: Masada 3 seçenek var

    İran:  Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

    İran: Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

    BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu görevden alındı

    BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu görevden alındı

    Onur Yaser Can davasında ara karar: Mahkeme işkenceyi hükümle birlikte değerlendirecek

    Onur Yaser Can davası: İşkenceye suç duyurusu talebi reddedildi

    Boğaziçi Üniversitesi davasında karar çıktı: 14 öğrenciye 1’er yıl hapis cezası verildi

    Boğaziçi Üniversitesi davasında karar çıktı: 14 öğrenciye 1’er yıl hapis cezası verildi

  • Hak İhlalleri
    Afyon 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nde: Baskılara Karşı Açlık Grevi

    Afyon 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nde: Baskılara Karşı Açlık Grevi

    17 yıldır tek kişilik hücrede tutulan şizofreni hastası Erdal Özel için tahliye talebi

    17 yıldır tek kişilik hücrede tutulan şizofreni hastası Erdal Özel için tahliye talebi

    Musa Çelik’i öldüren korucubaşı Şükrü Akçay’a ödül gibi ceza: Mahkemeye teşekkür etti

    Musa Çelik’i öldüren korucubaşı Şükrü Akçay’a ödül gibi ceza: Mahkemeye teşekkür etti

    83 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan ‘kaçma şüphesiyle’ kelepçelenmiş!

    83 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan ‘kaçma şüphesiyle’ kelepçelenmiş!

    Hasta tutuklu Şemsettin Kargılı yüzde 89 engelli raporuna rağmen tahliye edilmiyor

    Hasta tutuklu Şemsettin Kargılı yüzde 89 engelli raporuna rağmen tahliye edilmiyor

    Tutuklu yakınları: Devlet, ailelere eziyet etmek için elinden geleni yapıyor

    Tutuklu yakınları: Devlet, ailelere eziyet etmek için elinden geleni yapıyor

  • Yazarlar
  • Röportajlar
    Olof Palme İnsan Hakları Ödülü’nü Alan Eren Keskin: Barış Savunucusu Kadınlar Ödüllendirildi

    Olof Palme İnsan Hakları Ödülü’nü Alan Eren Keskin: Barış Savunucusu Kadınlar Ödüllendirildi

    Saime Mesutoğlu: Şerif’in bir hücrede ömrünü suçsuz yere geçirecek olmasını kabullenemiyorum

    Saime Mesutoğlu: Şerif’in bir hücrede ömrünü suçsuz yere geçirecek olmasını kabullenemiyorum

    “Sürgün, direnişin bir başka zorlu safhası” • Şehbal Şenyurt Arınlı ile söyleşi

    “Sürgün, direnişin bir başka zorlu safhası” • Şehbal Şenyurt Arınlı ile söyleşi

    Rachel Hebun: Yeryüzünde eşitleneceğiz; insanlık için başka şansımız yok

    Rachel Hebun: Yeryüzünde eşitleneceğiz; insanlık için başka şansımız yok

    Levent Mazılıgüney: Tarikat ve cemaatlerin sürekli siyasetin merkezinde olması siyasetin ilkesizliğinden kaynaklanıyor

    Levent Mazılıgüney: Tarikat ve cemaatlerin sürekli siyasetin merkezinde olması siyasetin ilkesizliğinden kaynaklanıyor

    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

    Gizem Aslantepe: İran İslam Cumhuriyeti tarihinde kadınların öznesi olduğu ilk ve tek protesto dalgasıyla karşı karşıyayız

  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka DergiDergi
  • NewsENGLISH
  • E-KitapSHOP
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Gazete Davul
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Manşet

Levent Mazılıgüney: Tarikat ve cemaatlerin sürekli siyasetin merkezinde olması siyasetin ilkesizliğinden kaynaklanıyor

Cemaat ve tarikat ''karanlığına'' ilişkin Gazete Davul'un sorularını yanıtlayan avukat Levent Mazılıgüney, asıl denetlenmesi gerekeninin siyaset kurumu, yani iktidar olduğunu söyledi. Mazılıgüney, ''Cemaat ve tarikatların güçlü olması olağandır ancak hem cemaat ve tarikatların hem sivil toplum kuruluşlarının siyasetle ilişkilerinin, iktidarın bunlarla ilişkilerinin, iktidarın kamu kaynaklarını cemaatlere ya da sivil toplum kuruluşlarına dağıtmadaki pervasızlığının gündeme getirilmesi ve konuşulması gereklidir. Bu anlamda iktidar da mutlaka denetlenmeli ve sınırlanmalıdır.'' değerlendirmesinde bulundu

Gazete Davul - Gazete Davul
21 Aralık 2022
in Manşet, Röportajlar
0 0
0
Levent Mazılıgüney: Tarikat ve cemaatlerin sürekli siyasetin merkezinde olması siyasetin ilkesizliğinden kaynaklanıyor

Deniz Zengin

 

 

 

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, 6 yaşındaki kızı H.G.K.’yi tarikat üyesi Kadir İstekli ile imam nikahıyla evlendirdiği ve çocuğun yıllarca istismara maruz bırakıldığı ortaya çıktı.

Büyük bir infial yaratan bu olay, gözlerin bir kez daha cemaat ve tarikat ”karanlığına” çevrilmesine yol açtı.

Bu karanlık ve kan donduran olayda suçlu olan sadece 3 sanık değil elbette. Bu bir sistem meselesi. Tarikatlara para aktaran, siyasetin yönlendirmesiyle bu yapılara alan açan, istismar dosyalarının üzerini kapatan, yargıda, bürokraside iltimasla kadrolaşmalarının önünü açan, kısaca tarikatlara dokunulmazlık sağlayan bu sistem karanlığı yaratıyor.

Cemaat ve tarikat ”karanlığına” ilişkin Gazete Davul’un sorularını yanıtlayan avukat Levent Mazılıgüney, asıl denetlenmesi gerekeninin siyaset kurumu, yani iktidar olduğunu söyledi. Mazılıgüney, ”Cemaat ve tarikatların güçlü olması olağandır ancak hem cemaat ve tarikatların hem sivil toplum kuruluşlarının siyasetle ilişkilerinin, iktidarın bunlarla ilişkilerinin, iktidarın kamu kaynaklarını cemaatlere ya da sivil toplum kuruluşlarına dağıtmadaki pervasızlığının gündeme getirilmesi ve konuşulması gereklidir. Bu anlamda iktidar da mutlaka denetlenmeli ve sınırlanmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Çocuk istismarının yüzde yüz engellenmesinin mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Mazılıgüney, ”Yapılması gereken bu suçların işlenme oranını mümkün olduğu kadar azaltmak. Bunun için de cezaların suç işleyen herkese eşit ve caydırıcı şekilde uygulanması gerekli. Yargı sistemimiz uygulamada müdahaleye açık olmamalı.” dedi.

Gazeteci Deniz Zengin bu konuları ve merak edilenleri deneyimli avukat ve insan hakları aktivisti Levent Mazılıgüney’e sordu.

• Tarikat ve cemaatler örgütlenme ve etkinlik alanını sürekli genişleterek günümüze kadar gelen dini yapılar. Bu yapıların laik eğitime, hukuka, özellikle de kadınlara bakışı göz önüne alındığında cemaat ve tarikatlar nasıl denetlenmeli, denetlenmesi mümkün mü?

Resmi olarak tarikat ve cemaat şeklinde bir yapılanma yok. Yani hiçbir yapılanma, resmi olarak biz tarikatız veya cemaatiz demiyor, ancak dernek, vakıf veya genel ismiyle sivil toplum kuruluşu olarak yapılanıyorlar. Bunun sebebi de yasalardaki boşluklar.

Tarikat ya da cemaatleri engellemek mümkün değil, zira kimsenin inanışlarını, kalplerindekileri engelleyemezsiniz. Dernekler, vakıflar, sivil toplum kuruluşları nasıl denetleniyorsa tarikat ve cemaatler de kendilerine vakıf dedilerse vakıf şeklinde, dernek dedilerse dernek şeklinde denetlenmeli. Ancak ülkemizde dernek ve vakıfların denetlenmesinde de ciddi problemler var. Nedir bu problemler? Her gelen iktidar, kendisine yakın olan vakıf ve dernekleri denetimden fiilen azade tutarken, kendisine uzak olarak gördüğü vakıf ve dernekleri ise denetim sopası altında kendince terbiye etmeye çalışıyor. Öncelikle bunun düzenlenmesi gerekli. 

Yani tarikat ve cemaatlerin denetlenmeleri evet mümkün. Dünyada bunun örnekleri var, bu örnekler de dikkate alınarak yeni düzenlemeler geliştirilebilir. Ama en önemlisi devlet, dernekleri, vakıfları, sivil toplum kuruluşlarını nasıl denetliyorsa, aslında tarikat ya da cemaat olan ancak dernek, vakıf ya da sivil toplum kuruluşu adıyla örgütlenen yapıları da bu şekilde denetlemeli. Bu denetlemenin yapılması mümkün ve bence zorunlu. Zira hem dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşlarının hem de bu isimlerle yapılanan tarikat ve cemaatlerin özellikle gelir ve giderleri başta olmak üzere şeffaf ve denetlenebilir olmaları şart. 

  • Tarikat ve cemaatler niçin sürekli siyasetin merkezinde? 

Tarikat ve cemaatlerin siyasetin merkezinde olması siyasetin ilkesizliğinden kaynaklanıyor. Siyaset, bir tarikat veya cemaat; kendisine bağlı olduğu, kendisiyle eş güdüm içerisinde hareket ettiği ve kendisine bir oy deposu olarak gördüğü sürece hiçbir yapılanmayı denetlemiyor. Bu durum dernekler, vakıflar ve her türden sivil toplum kuruluşları için de geçerli. 

Bu noktada, siyasetin ilkeli olması gerekiyor. Ülkemizde tarikat ve cemaatlerin toplum üzerindeki etkisi açık. Dolayısıyla bu etkiyle, toplumun oy verme davranışlarını etkilediği de açık. Siyaset de ilkesiz bir şekilde yalnızca oylarını hedeflediği, cemaat ve tarikatları kendisine bir oy deposu olarak gördüğü için tarikat ve cemaatler de maalesef siyasetin merkezinde oluyor. Dolayısıyla denetim, şeffaflık gibi yapılması gereken her türlü düzenleme, tamamen popülizm ve oy avcılığının eline esir düşmüş oluyor. 

Bunun önüne geçilebilmesi için; siyasetin ilkeli hareket etmesi, esasında tarikat veya cemaat olup da dernek, vakıf, sivil toplum kuruluşu adı altında faaliyet gösteren tüm yapılanmaları eşit şekilde denetlemesi ve onları kendisine bir oy deposu olarak görmemesi gerekli. Tarikat ve cemaatler de asıl faaliyet alanları  -bunun adına dini eğitim, dini değerler merkezinde eğitim veya değerlerin yaygınlaşması için faaliyetler denilebilir ki bunların tamamı özgürlük alanları içerisindedir- ile ilgilenmeli, siyasetle ilgilenmemelidir görüşündeyim. 

  • Türkiye’de cemaatlerin güçlü olması, her daim siyasetin etki alanında olması sivil toplum kuruluşlarının yetersizliği ve etkin olamamasından mı kaynaklanıyor? 

Ülkemizde genel anlamda sağlıklı sivil toplum kuruluşu yapılanmalarının olduğu kanaatinde değilim.  Zira daha önce de belirttiğim gibi eğer siyasete yakın değilseniz ülkemizde size yaşam alanı tanınmıyor. Siyasete daha doğrusu iktidara yakın olmadığınız sürece o dönemde hangi iktidar varsa onun tarafından sivil toplum faaliyetleri engellenmeye çalışılıyor. Ve her iktidar da kendi sivil toplumunu oluşturmaya çalışıyor. Maalesef sivil toplum kuruluşları da genel olarak siyasi partilerin arka bahçesi gibi görülüyor, bu şekilde adlandırılıyor. Bağımsız şekilde hareket edebilen sivil toplum örgütü sayısı son derece az.

Bununla beraber; sivil toplum kuruluşları -özellikle hemşeri dernekleri ya da vakıfları başta olmak üzere- birilerinin siyasette bir makam, mevkii elde edebilmek adına sıçrama tahtası gibi kullandığı organizasyonlar haline geliyor. Yani maalesef ülkemizde sivil toplum, amacından çoğunlukla uzaklaşmış durumda. Gerçek manada sivil toplum kuruluşu olduğunu söyleyebileceğimiz yapıların oransal olarak çok düşük olduğunu söyleyebilirim.

Ama tarikat ya da cemaatlerin güçlü olmasının tek sebebi bu değil. Yani “Biz sivil toplum kuruluşlarını yeterince güçlendirirsek tarikat ya da cemaatler daha az güçlü olur.” şeklinde bir önermenin doğru olduğuna katılmıyorum. Cemaatlerin güçlü olmasının bambaşka sebepleri var. İnsanların kuvvetli inançları var, bu inançlar tahkiki olmasa da insanlar üzerinde etkili. Bu durum binlerce yıldır dünya üzerinde böyle. Kitabi bir dinleri yoksa insanlar put yapıp ona inanırlar, ama netice itibariyle bir şeye inanırlar. 

Cemaat ve tarikatların güçlü olması olağandır ancak hem cemaat ve tarikatların hem sivil toplum kuruluşlarının siyasetle ilişkilerinin, iktidarın bunlarla ilişkilerinin, iktidarın kamu kaynaklarını cemaatlere ya da sivil toplum kuruluşlarına dağıtmadaki pervasızlığının gündeme getirilmesi ve konuşulması gereklidir. Bu anlamda iktidar da mutlaka denetlenmeli ve sınırlanmalıdır.  

Kanaatimce cemaatler ve tarikatlar, özellikle ülkemizde, bir şekilde güçlü olmaya devam edecektir. Zira birçok dünya ülkesinde durum böyle. Önemli olan mutlaka şeffaf olmaları, bunun için de denetlenmeleri gerekliliğidir. Bununla beraber istismara açık olmamalıdırlar.

  • Yasakların çözüm olmadığını ve olmayacağını gerek dini yapılar için, gerek başörtüsü meselesinde deneyimle öğrendik. Tarîkatlar serbest olsunlar, evet; ama insan haklarına aykırı uygulamaları ne yapacağız? Eğitim hakkı, kadınların durumu nasıl korunabilecek?

Maalesef bu soruda bir ön kabul var. Tarikatlar serbest olduğunda insan haklarına, kadın haklarına aykırı uygulamaları olacak şeklinde bir ön kabul sezinliyorum. Bu böyle olmak zorunda değil. Dediğim gibi bunun dünyada çok fazla örneği var, özellikle Amerika’da nüfusun yüzde elliden biraz fazlasının birbirinden çok farklı kilise cemaatlerine üye olduğunu biliyoruz. Netice itibariyle cemaatlerin ya da resmi adıyla dernek, vakıf veya sivil toplum kuruluşlarının şeffaf ve denetlenebilir olması önemli. Ve temel hak ve hürriyetler konusunda diğer dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşları nasılsa onların da aynı kurallara tabi olması gerekli. Yani ayrımcılık herkes için suç olmalı, bu da istisnasız bir şekilde herkes için uygulanmalı. 

Kitlesel suçlamalar doğru değil. Nitekim kitlesel suçlamalar, yani tarikatların ve cemaatlerin kitlesel suçlanması; onların kendilerini sürekli azınlık olarak görmelerine ve bu nedenle faaliyetlerini kapalı kapılar ardında yapmaya yönelmelerine sebep oluyor. Aslında faaliyetlerini kapalı kapılar arkasında yapmak için onlara bir gerekçe sunuyor.

Kitlesel suçlamalar hiçbir zaman doğru değildir. Her zaman hukukun evrensel ilkeleri ile hareket etmemiz gerekli. Bu evrensel ilkelerden bir tanesi de suç ve cezaların şahsiliği ilkesidir. Suç ve cezalar şahsidir. Dolayısıyla suç işleyen şahsi olarak cezalandırılır. Ama bunun adı ister tarikat olsun ister cemaat olsun ister dernek, vakıf veya sivil toplum kuruluşu olsun, ne olursa olsun, bu yapının içerisinde böyle bir suç işlendi hatta birden fazla suç işlendi diye o yapılanmayı topyekûn suçlayamayız. Evrensel hukuk ilkeleri kapsamında hareket edilmesi gerekli. Bu evrensel ilkeye uyulmamasının ceremesini şu an ülkemizde milyonlarca insan hatta tüm bir toplum çekiyor.

  • İslâmî referansla hareket ettiğini belirten ama birbirinin camisine gitmeyen cemaatler var. Bu yapılar gerçekten dini referansla hareket eden yapılar mı, yoksa dini kendi ikballeri için kullanan yapılarla mı karşı karşıyayız?

Bu soruya cevap verirken, daha önceki sorulara verdiğim cevaplarda eleştirdiğim temel bir hususu kendi kendime ihlal etmek istemem. Yani ben kimsenin kalbini okuyamam, niyet okuyamam. Bizim yargı camiamızdaki en büyük problem de niyet okuma problemi. Biz bunları bilemeyiz ancak böyle bir problem olduğu açık. Biz içinde yaşıyoruz, evet; birbirlerinin camisine gitmeyen cemaatler var. 

Benim aldığım eğitime, yaptığım okumalara göre tek bir İslam var. Ben öyle biliyorum. İllaki uygulamada farklılıklar olacaktır. Ama bu uygulamadaki farklılıklar, insanların birbirine bu ölçüde yabancı olmasını gerektirecek seviyede değiller. Birinin camisine diğerinin gitmemesine neden olacak seviyede ayrılıklar ya da uygulama farklılıkları olduğunu düşünmüyorum. Ama bu benim görüşüm. Maalesef farklı yorumlamalar olabiliyor ve biz de bu yorumlamaların yansımalarını toplum içerisinde yaşıyoruz. İnsanın olduğu her yerde bu gibi problemler var. Bunu cemaat ve tarikatlara indirgemek de çok doğru değil. Herhangi bir dernekte herhangi bir vakıfta herhangi bir sivil toplum kuruluşunda da bu problemle karşılaşabiliyoruz. 

Maalesef bizde dernekler, vakıflar, sivil toplum kuruluşları, özellikle hemşeri dernekleri ve vakıfları başta olmak üzere yöneticilerinin siyasi amaçları, siyasi ikballeri için birer sıçrama tahtası gibi kullanılıyor. İnsanlar zaten bunun için dernek, vakıf, sivil toplum kuruluşu kuruyor çoğunlukla. Benim memleketim özelinde bile baktığınızda sadece Ankara’da çok sayıda hemşeri derneği var ben de hiçbirine üye değilim ama hala hemşerileriyim. Durum biraz bunun gibi. O derneklerde de vakıflarda da bu tip problemler görüyoruz. Kendi ikballeri, siyasi gelecekleri için buraları sıçrama tahtası olarak kullanan kişilerin yoğunlaşabildiğini görüyoruz. 

Ama dinin bu amaçla kullanılması tabi ki kabul edilebilir bir durum değil. Bu durumun tarikat ve cemaatler üzerinden kullanılması ise sıradan bir derneğe, vakıfa, sivil toplum kuruluşuna göre çok daha üzücü ve toplum açısından yıpratıcı. Zira dinin muhakkak bu tür kaygıların üzerinde olması gerekir, üzerinde olması beklenir. Umarım insanlar kendi ikballeri uğruna dini değerleri kullanmaktan, dini araç sallaştırmaktan vazgeçerler.  

Bunun sağlanabilmesi için de öncelikle siyasetin dini araçsallaştırmaktan vazgeçmesi gerekli. Siyaset dini araçsallaştırdığı sürece maalesef bu tip oluşumlar da bunu bir sıçrama tahtası olarak kendi ikballeri için kullanmaya devam edecektir. Umarım toplumun her kademesinde bu konu düzelir.

  • Dini nikah gibi meşrulaştırılan bir argüman varken, özellikle tarikat bünyesinde ortaya çıkan çocuk yaşta evlilikleri, çocuk istismarı ve türlü sapkınlıkları hangi doktrinle yasaklayabiliriz?

Ben çocuk yaşta evliliğin dini saikler nedeniyle gerçekleştirildiği kanaatinde değilim. Daha çok maalesef kültürel nedenlerle olduğunu, toplumun geneliyle alakalı bir husus olduğunu veya toplumun belli kesimlerinde yaygın olan bir husus olduğunu düşünüyorum. Zira coğrafyamızın belli bölgelerinde bu husus hala yaygın ve bunun dini bir altyapısı, dini bir gerekçesi de yok. Aslında bakarsanız biz yaşam tarzımızı, içine doğduğumuz kültürü din zannedebiliyoruz. Ya da dine sözde uygun olduğuna dair argümanlar üreterek yapılanı meşru gösterme çabası var. 

Çocuk yaşta evlilikler bundan elli yıl geriye gittiğimizde çok daha yaygındı, artık daha az. Yine de azımsanamayacak sayıda yaşanıyor ve tek bir çocuk yaşta evlilik dahi çok can yakıcı. 

Devlet bir kural koymalıdır ve bu kural evrensel hukuka uygun olmalıdır diyeceğim ama zaten kurallar var ama uygulanmıyor. Uygulanmamasının gerekçesi de oy kaygısı. Evrensel anlamda kabul edilen genellikle 18 yaş sınırı, bizim kanunlarımıza göre de bu sınır geçerli. Ancak hukuki bir kural var olmasına rağmen maalesef çocuk yaşta evlilik ve dolayısıyla çocuk istismarı hala yaşanmaya devam ediyor. Bunun önüne geçmek tamamen mümkün olmasa da azaltabilmek adına cezaların mutlaka herkese ve caydırıcı şekilde uygulanması gerekiyor. Yani bu yasağın net bir şekilde devlet eliyle ortaya konulması ve uygulamada tereddüt oluşmaması gerekiyor. 

Çocuk istismarı ve türlü sapkınları hangi doktrinle yasaklayabiliriz? Yasaklayabiliriz ama yüzde yüz engelleyemeyiz. Maalesef hiçbir suçun yüzde yüz engellenmesi mümkün değil. Şu an ülkemizde uyuşturucu ile ilgili yaşanan problem gibi. Uyuşturucu kanunen yasak mı? Yasak. Cinayet de yasak. Ama yüzde yüz engellenebiliyor mu? Hayır. Bunun gibi çocuk yaşta evlilik, çocuk istismarı da hali hazırda yasak. Ama yüzde yüz engellenebilir mi? Maalesef. Yapılması gereken bu suçların işlenme oranını mümkün olduğu kadar azaltmak. Bunun için de cezaların suç işleyen herkese eşit ve caydırıcı şekilde uygulanması gerekli. Yargı sistemimiz uygulamada müdahaleye açık olmamalı. 

Neticede; Devlet, tereddütsüz bir şekilde bu yaptırımları uygulamalı, tüm siyasiler de bu yasağı amasız fakatsız ifade etmeli ve dini nikah veya başka bir isim altında çocuk yaşta evliliğin, çocuk istismarının en ağır şekilde cezalandırılması sağlanmalı. Uygulamaya görülmeden caydırıcılık etkisinin sağlanabilmesi mümkün değil. 

Önceki yazı

Taliban, kadınların üniversiteye gitmesini yasakladı

Sonraki yazı

Sedat Peker’den yeni mesaj: Yaşadığım sürece, hatta ölsem de sözümü tutacağım

Gazete Davul

Gazete Davul

İlişkiliGönderiler

Ölümle tehdit edilen Diyarbakır Baro Başkanı: Türkiye’de her an her şeyi yapabilecek karanlık odaklar var
Manşet

Ölümle tehdit edilen Diyarbakır Baro Başkanı: Türkiye’de her an her şeyi yapabilecek karanlık odaklar var

4 Şubat 2023
Cumartesi Annesi Hanife Yıldız: Öldüğümde kemiklerim sızlasın istemiyorum, yaşarken yeterince sızladı
Manşet

Cumartesi Annesi Hanife Yıldız: Öldüğümde kemiklerim sızlasın istemiyorum, yaşarken yeterince sızladı

4 Şubat 2023
Olof Palme İnsan Hakları Ödülü’nü Alan Eren Keskin: Barış Savunucusu Kadınlar Ödüllendirildi
Manşet

Olof Palme İnsan Hakları Ödülü’nü Alan Eren Keskin: Barış Savunucusu Kadınlar Ödüllendirildi

4 Şubat 2023
Otizmlilerin Anlaşılamayan Hisleri…
Manşet

Sesimi Duyun!

4 Şubat 2023
‘Evlerde asimilasyon politikasına karşı durmalıyız’
Manşet

İHD’den ırkçılık bülteni: Kürt olmak, Kürtçe konuşmak yasak

3 Şubat 2023
Diril çifti davası yarın görülecek: Peşini bırakmayacağız
Manşet

Diril davası: Tanık ifadesine rağmen dosyanın tek tutuklu sanığı Apro Diril tahliye edildi

3 Şubat 2023
Sonraki yazı
Peker’den CHP’ye: Paramount Oteli’ne çökme ekibindeki Ekrem Gülen’in İş Bankası’nda ne işi var?

Sedat Peker’den yeni mesaj: Yaşadığım sürece, hatta ölsem de sözümü tutacağım

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edenler

  • 408 Fans
  • 99 Subscribers
  • Çok Okunan
  • Yorumlar
  • Son Haberler
ANAYASA MAHKEMESİ DÜŞMAN CEZA HUKUKU MU UYGULUYOR?

15 TEMMUZ YARGIÇ VE SAVCILARINA AİHM‘DEN KÖTÜ HABER

28 Şubat 2021
Yargıtay: 7’si çocuk 9 kişinin yanarak can verdiği Vartinis köyünü yüzbaşı yaktırmış

Yargıtay: 7’si çocuk 9 kişinin yanarak can verdiği Vartinis köyünü yüzbaşı yaktırmış

5 Mayıs 2021
“Sabunlu Cop’u makata dayayan polis, ‘Bu manzarayı özlemişiz’ demiş”

“Sabunlu Cop’u makata dayayan polis, ‘Bu manzarayı özlemişiz’ demiş”

11 Ocak 2021
Ahmet Dönmez: Cemaat, hem siyaseti dizayn etmeye çalışıp hem de siyasetle hiç ilgim yok deyince siyasetten tokat yedi

Ahmet Dönmez: Cemaat, hem siyaseti dizayn etmeye çalışıp hem de siyasetle hiç ilgim yok deyince siyasetten tokat yedi

12 Mayıs 2021
Memleket

Memleket

2
Buruk Bir Merhaba

Buruk Bir Merhaba

1

Zorunlu göç mağduru Doğu Türkistanlı babanın büyük dramı: Hangi çocuğum hayatta bilmiyorum

1
Tutuklu Yargıtay Üyesi Hüsamettin Uğur’a cezaevinde tehdit ve dayak

Tutuklu Yargıtay Üyesi Hüsamettin Uğur’a cezaevinde tehdit ve dayak

1
Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

4 Şubat 2023
“Millet İttifakı”nın ortak programında ne var?

13 Şubat senaryoları: Masada 3 seçenek var

4 Şubat 2023
İran:  Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

İran: Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

4 Şubat 2023
Ölümle tehdit edilen Diyarbakır Baro Başkanı: Türkiye’de her an her şeyi yapabilecek karanlık odaklar var

Ölümle tehdit edilen Diyarbakır Baro Başkanı: Türkiye’de her an her şeyi yapabilecek karanlık odaklar var

4 Şubat 2023

Son Haberler

Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

Twitter’dan para kazanma dönemi başlıyor

4 Şubat 2023
“Millet İttifakı”nın ortak programında ne var?

13 Şubat senaryoları: Masada 3 seçenek var

4 Şubat 2023
İran:  Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

İran: Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı

4 Şubat 2023
Ölümle tehdit edilen Diyarbakır Baro Başkanı: Türkiye’de her an her şeyi yapabilecek karanlık odaklar var

Ölümle tehdit edilen Diyarbakır Baro Başkanı: Türkiye’de her an her şeyi yapabilecek karanlık odaklar var

4 Şubat 2023
Gazete Davul

Hak ihlallerine karşı DAVUL !

Bizi Takip Edin

Yazarlar

avatar for Acun KaradağAcun Karadağ
avatar for Ali AbadayAli Abaday
avatar for Anjel DikmeAnjel Dikme
avatar for Arat BarışArat Barış
avatar for Arzu YıldızArzu Yıldız
avatar for Aslıhan GençayAslıhan Gençay
avatar for Bedros DağlıyanBedros Dağlıyan
avatar for Cafer SolgunCafer Solgun
avatar for Çiğdem KoçÇiğdem Koç
avatar for Doğu ErgilDoğu Ergil
avatar for Dr. Erdal YanbuloğluDr. Erdal Yanbuloğlu
avatar for Dr. T. Deniz ZenginDr. T. Deniz Zengin
avatar for Fatma Zehra FidanFatma Zehra Fidan
avatar for Gökhan KayaGökhan Kaya
avatar for Gökhan YavuzelGökhan Yavuzel
avatar for Hilal NesinHilal Nesin
avatar for Levon ÇakmakLevon Çakmak
avatar for Meltem ArıkanMeltem Arıkan
avatar for Mustafa PaçalMustafa Paçal
avatar for Occo MahabadOcco Mahabad
avatar for Ömer Faruk GergerliogluÖmer Faruk Gergerlioglu
avatar for Pınar AydınlarPınar Aydınlar
avatar for Vedat BilgiçVedat Bilgiç
avatar for Veysi PolatVeysi Polat

Kategoriler

  • Davul
  • E-Kitap
  • Ekoloji
  • Foto Galeri
  • Gündem
  • Hak İhlalleri
  • Kültür Sanat
  • Manşet
  • News
  • Özel Haberler
  • Podcast
  • Röportajlar
  • Sırp Cumhuriyeti
  • Video Galeri
  • Yaka Dergi
  • Yazarlar
  • Zeljka Cvijanovic

E-Kitap

Bingöl’de üç gündür süren orman yangını yerleşim yerlerine sıçradı

Bingöl’de 4 gün süren yangın kontrol altına alındı: ‘Yanacak bir şey de kalmadı’

- Gazete Davul
29 Haziran 2021
0

Bingöl’de yaşayan gazeteci Fırat Bulut, 25 Haziran’da Güzeldere köyünde başlayan yangına geç müdahale edildiğini söyledi. Bulut, bu nedenle yangının Soğukpınar,...

Sendikal Perspektiften Küreselleşme

Sendikal Perspektiften Küreselleşme

- Gazete Davul
30 Eylül 2020
0

Sendikal Perspektiften Küreselleşme Yazar: Mustafa Paçal Yayınevi: Davul Kitap Sendikal hareket, sendikalar, sendikacılar, işçi, çalışan, işçi sınıfı, üretim ve üretimin...

  • Gizlilik Politikası
  • Hakkımızda
  • İletişim

© 2020 Web Programmer Fi

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
  • Gündem
  • Hak İhlalleri
  • Yazarlar
  • Röportajlar
  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka Dergi
  • News
  • E-Kitap

© 2020 Web Programmer Fi

Welcome Back!

Sign In with Facebook
OR

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Sign Up with Facebook
OR

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist