Röportaj: Aslıhan Gençay (@asligencay)
1972’den beri var Amedspor. Önce Melikahmet Turanspor, sonra Melikahmetspor’du. 1990’da Diyarbakır Belediyespor, 1993’te Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor oldu adı. 2014’teyse kulüp, Amedspor ismini aldı. Fakat Türkiye Futbol Federasyonu bu değişikliği kabul etmeyince takım, Amed Sportif Faaliyetler Kulübü adını tercih etti. TFF, takımın sarı-kırmızı-yeşil renklerini de onaylamamıştı ve yeni renkleri yeşil-kırmızı-beyaz oldu.
Amedspor’un geniş kitleler tarafından tanınmasının miladı, 2015-2016 sezonuydu. O sezonda takım, tarihinde ilk defa Türkiye Kupası’nda çeyrek finale kalmayı başardı. Ama işin bu yanından çok, ülkedeki çözüm sürecinin bitmesi üzerine Sur ve Cizre’de yaşanan çatışmalar nedeniyle toplumun bir kesimi tarafından neredeyse bir “terör” örgütü olarak görülmeleri öne çıktı. Deplasmanda oynadıkları hemen her maçta ırkçı saldırılara maruz kaldılar. Hatta Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım olarak atanan başkan, kulübün adının tekrar Diyarbakır olarak değiştirilmesini dahi istedi.
Amedspor şu anda 2. Lig Beyaz Grup’ta mücadele veriyor ve iki yıldır takımın başında, deneyimli futbol insanı Ahmet Yıldırım var. Yıldırım’ı bizler, Galatasaray’ın UEFA kupasını kazandığı 1999-2000 sezonu kadrosundan ve sonraki dört sezon da Beşiktaş’ın değişmez ilk on birinden tanıyoruz. Yıldırım’la Sivas Belediyespor’u 3-0 yendikleri maç sonrası, Amedspor ve takımın maruz kaldığı ırkçı söylemler üzerine konuştuk.
Tebrikler, Sivas Belediyespor maçını 3-0 kazandınız ve Beyaz Grup’ta ikincisiniz. Böyle devam ederse bir üst lige çıkar mı sizce Amedspor?
Bütün isteğimiz bu, çalışmalarımız da bu yönde. Sezon başından beri çok iyi bir takım ve şampiyonluk yarışının en büyük favorisi olduğumuzu söyledik. Çok şükür ikinci sıraya yerleşerek de bunu gösterdik.
2015-2016 sezonunda Amedspor, ırkçı saldırılara maruz kalmıştı. Oyuncular ve teknik kadronun “Sürekli ‘terörist’ olarak görülüyoruz, maçlarımıza milli maç gibi çıkılıyor.” şeklinde demeçleri de vardı. Siz deneyimli bir futbol insanısınız, daha önce oynadığınız veya hocalık yaptığınız takımlarda hiç bu tür saldırı ve baskılara tanık oldunuz mu?
Futbolun sadece saha içerisinde kalması ve mücadelenin sahada verilmesi gerektiğine inanıyorum. Maçlarda taraftarlar tepki olarak pet şişe veya başka şeyler atar, evet. Mesela ben Galatasaray’da ve Beşiktaş’ta oynarken Kadıköy’e gittiğimizde yumurta atıyorlardı kafamıza. Bunlar gayet doğal ama ırkçı söylemlerle ilk defa burada karşılaştım. Bu çok büyük bir yanlış. Bizim takımımızda beş oyuncunun babası, iki tanesinin de eşi polis. Bu yüzden daha da kırıcı oldu. Ama şu anda bu söylemler kesildi gibi gözüküyor. Özellikle Çorum taraftarına teşekkür ettik. Ben bunlardan çok futbola yoğunlaşıyor, sporun birleştiriciliğine, kardeşliğe ve barışa inanıyorum. Atatürk’ün söylediği gibi sporcu zeki, çevik ve ahlaklı olmalı. Biz ahlaklı insanlarız, bu yüzden bunlar bizi çok üzse de fazla da takılmıyoruz açıkçası.
Afyonspor maçı öncesi İl Jandarma Komutanı Yılmaz Kırgel’in Amedspor’u hedef gösteren açıklamaları oldu. Bu ayrımcı tutum, maç sonucunu ve skoru etkileyecek şekilde futbolcularınızın üzerinde psikolojik baskı oluşturdu mu?
Afyon’da bize çok büyük ayıp edildi. Sonrasında Afyon yönetimi özür dileyerek bir açıklama yaptı. O hatalı konuşmayı yapan komutanımız da aynı şekilde “Haddimi aştım.” dedi. Elbette bu tür söylemlerden herkes etkilenir psikolojik olarak ama biz toparlandık. Başarımızın, üç dört haftadır maçları kazanmamızın sebebi, bizim sadece futbola inanmamız ve saha içine konsantre olmuş bir oyuncu ekibinin varlığı. Sonuçta mahcup olmadık.
Bursa deplasmanında da benzer sorunlar yaşanabilir mi?
Ben futbol adamıyım, futbola hiçbir zaman siyaseti karıştırmadım ve karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Açıkçası futboldan başka bir şey de düşünmek istemiyorum. Yarın öbür gün Bursa’ya gideceğiz ve orada bize pet şişe, su, para atabilirler, bundan dolayı hiçbir sıkıntı yaşamayız. Zaten bunlar Şampiyonlar Ligi’nde de, örneğin Barcelona-Real Madrid maçlarında da yaşanabiliyor. Sadece ırkçı söylemlerde bulunulmasını ve konunun farklı yerlere gitmesini istemiyorum açıkçası. Artık dışarıdan böyle tepkilerin ve açıklamaların geleceğini de sanmıyorum.
Çocuğunuzun İstanbul’daki okulunda tehditler aldığına dair bir basın açıklaması yapmıştınız, bu sorun da çözüldü mü?
Evet, ben oğluma “Arkadaşların Amedspor’un tarihine bir baksınlar, eski Diyarbakır Spor olduğunu görecekler.” demiştim. Sınıftaki arkadaşları bunu öğrendikten sonra oğluma “Kusura bakma, biz yanlış biliyorduk, yanlış yaptık.” diyerek ondan özür dilediler. Yani bu konuyu da çözdük, kapattık.
Peki, Amedspor’un teknik açıdan artıları ve eksileri nelerdir?
Şu anda gidişat gerçekten iyi. Sezona iyi başlayamadık ama takım hâlinde mücadele ettik ve galibiyetler peş peşe gelmeye başladı. Tabii ki eksik yönlerimiz var. Ekibimle beraber oturuyor, maçları analiz ederek, konuşup tartışıyoruz. Gördüğümüz eksiklerde oyuncularımızı da çağırıp beraber çözüm arıyoruz. Oyuncularımıza, kendilerini hoca yerine koymalarını ve bizi yönlendirmelerini söylüyoruz. Onlar da hoca gibi davranınca yaptıkları hataları daha net görüyorlar ve çalışmadan verim alınıyor. Maçlarda yaptığımız yanlışları hep beraber düzeltmeye çalışıyoruz.
Mesela hangi mevkilerde eksiğiniz var?
Dışarıdan gelen iki tane santraforum var. Gol atamadıkları için üzerlerinde biraz baskı var ama diğer mevkilerde oynayanlar, onların açığını kapatıyor. Önümüzdeki haftalarda inşallah onlar da gol atarak diğer arkadaşlarının açığını kapatacak. Her şeyi beraber analiz edip kararları beraber verdiğimiz için şu anda çok sıkıntımız yok.
Grupta en büyük rakibiniz Şanlıurfaspor mu?
Aslında Erok, Erzincan, Tarsus, Çorum da rakibimiz ama onlarla puan farkını biraz açtık, bu yüzden Şanlıurfa gibi görünüyor sadece. Şanlıurfa lider ve şu anda 20 puanı var. Biz 19 puanla ikinciyiz.
Şanlıurfa’yı da geçebileceğinize inanıyor musunuz?
Lig uzun bir maraton, bunun için mücadele ediyoruz. Bizim hedefimiz şampiyonluk.
Amedspor taraftarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de üç büyükler, Trabzon’u da sayayım, başarılı oldukları zaman statları full doldururlar. İkinci liglerde 35-36 bin taraftar toplayan tek takım biziz. Tabii, bu potansiyeli gördükçe başarılı olmayı daha çok istiyoruz. Taraftarımız eksik olduğu zaman büyük sıkıntı oluyor ama maçlarımıza giderken 35 bin taraftarın gelmesi, bizi büyük takım havasına sokuyor. Bundan dolayı da çok mutluyuz.
Taraftarımızın çok büyük bir özlemi var ve inşallah onlara layık olup şampiyon olacağız. Şampiyon olduktan sonra bir üst ligde daha kaliteli takımlarla karşılaşacak, onları Diyarbakır’da ağırlayacak, onların da Diyarbakır’ı görüp tanımalarını sağlayacağız.
Batı illerinde, doğu illerine karşı bir önyargı vardır genellikle. Siz Diyarbakır’a geldikten sonra bakış açınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Dışarıdan izlediğim haberlerden kaynaklı benim de bazı önyargılarım vardı. Bundan üç dört sene önce Erzurum’da çalışıyordum ve Erzurum Spor olarak Amed’le maçımız vardı. Diyarbakır’a bir geldim; evler, yollar, AVM’ler… İnanılmaz güzeldi. O zaman, bu önyargım kırılmıştı zaten. Şimdi çevremdeki herkese söylüyorum; mutlaka gelip gezilmesi gereken bir memleket burası ve burada olmaktan son derece mutluyum.
Süper Lig’den desteklediğiniz bir takım var mı?
Ben hem Beşiktaşlıyım hem Galatasaraylı. Biri UEFA Süper Kupa da olmak üzere 4 kupa aldığım Galatasaray; diğeri 4 sene takım kaptanlığı yaptığım Beşiktaş. İkisini ayırt edemem.
Birini seçmek zorunda kalsanız…
Ben bir soru sorayım: Siz sevginizi kaybetmediğiniz birini mi seçersiniz yoksa âşık olduğunuz birini mi?
Net olarak âşık olduğum birini.
Hah, bu da benim için Beşiktaş işte. Sevdiğim takım Galatasaray, âşık olduğum takım Beşiktaş.