“Kadınlar bunca yıl mücadele ederek, tırnaklarıyla kazıyarak haklarını aldılar. Bu yüzden kadın mücadelesi önlenemez.”
Evrim Kurdoğlu’nun yeni podcast’i Mor Pencere’nin ilk konuğu Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Dilber Sünnetçioğlu oldu.
İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırılacağı tartışmaları ortaya atıldığından beri gündemdeki yerini koruyor. 13 Ağustos’ta sözleşmenin kaderini belirleyecek toplantı tartışmalara son mu verecek yoksa daha da mı alevlendirecek? Kadın cinayetleri her gün artarken, kadınlar can simidimiz dediği sözleşmeyi savunmak için polis şiddetini de göze alarak defalarca sokaklara çıktı. Ve her ne pahasına olursa olsun ne sözleşmeden ne de hayatlarından vazgeçmemekte kararlılar. Sözleşmeye karşı olanlar ve sözleşmeyi savunan kadınlar arasındaki bu çatışmada kadınlar ne istiyor? Neden İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyor? Karşı olanlar ne istiyor? Şiddete uğrayan kadınlar neler yapmalı? Sorularını Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Dilber Sünnetçioğlu Gazete Davul için cevapladı.
NEYİN İYİ HAL İNDİRİMİ?
Sünettçioğlu kadınları öldüren erkeklerin cezasızlıkla ödüllendirilmemeleri için İstanbul Sözleşmesinin tam anlamıyla uygulanması gerektiğini savunuyor.
“Hiç mahkemeye gitmemiş olanlar için mahkemelerin nasıl olduğunu anlatmak istiyorum. Benim o anlarda içim yanıyor. Kadın katilleri mahkemelere iki jandarma arasında geliyor ve iyi hal indiriminden yararlanıyor. Neyin iyi hali? Hakime mi saldıracak? Savcıya mı saldıracak? Zaten jandarmaların arasında. Hatta öldürdükleri kadınların ailelerine mahkemede saldırmalarına rağmen pişmanım deyip ceza indiriminden yararlanıyorlar.”
SÖZLEŞMEYE NEDEN KARŞI ÇIKIYORLAR?
Sözleşmeye karşı çıkanların da ‘kadını köle gibi kullanmak’ isteyenler olduğunu söyleyen Sünnetçioğlu kadınların artık buna izin vermeyeceğini de ekledi.
“Sözleşmeye neden karşı çıkıyorlar? Çünkü şu an ellerinde bulunan gücü, iktidarı, kadını köle gibi kullanmak istiyorlar, kadının karşısındaki güçlerini kaybetmek istemiyorlar. Ama şu bir gerçek kadın mücadelesi önlenemez artık. Amaç kadının haklarını elinden almaya çalışmak.”
KADINLARIN DÖVÜLMEMESİNİ İSTEMEK Mİ AİLEYİ ZEDELİYOR?
Sözleşmeyi istemeyenlerin en büyük argümanlarından biri olan ‘kutsal aile’nin sözleşme ile yerle bir olacağı iddiasına da Sünetçioğlu şu soruları sorarak cevap verdi.
“Kadınların dövülmemesini istemek mi aileyi zedeliyor?”
“Kadınların öldürülmesini önlemek mi aileyi yıpratıyor?”
“İstismara uğrayan bir çocuğun yanında durmak, istismarcının etkin bir şekilde cezalandırılmasını istemek mi Kutsal aileye karşı olmak?”
BİZ HİÇ İZİN VERİR MİYİZ SÖZLEŞMENİN KALDIRILMASINA, MÜMKÜN DEĞİL
13 Ağustos’ta yapılacak toplantı ile Sözleşmesinin yürürlükte kalıp kalmayacağına karar verilecek. Fakat hükümetin olası olumsuz kararı şimdiden kadınlar tarafından kabul görmüyor. Üstelik sözleşmeyi sadece muhalif kadınlar değil, hükümeti destekleyen kadınlar da destekliyor. Platfom temsilcisi Dilber Sünnetçioğlu da bu kadın uzlaşına atıfta bulundu.
“Sözleşmenin kaldırılmasını istemeyen kadınlara baktığımız zaman her siyasi görüşten, her yaştan, her kesimden kadının buluştuğunu görürsünüz. Kadınlar kenetlendi. Biz hiç izin verir miyiz İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına, mümkün değil.”