https://soundcloud.com/gazetedavul/haftaya-bakis-6
“Devlet dilini hiç bir entellektüel benimsemez”
Arzu Yıldız ve Ali Abaday’ın birlikte her hafta gerçekleştirdiği Podcasts yayınında bu hafta iktidarın elektronik kelepçe tanıtımı ve yaratılmak istenilen korku imparatorluğu tartıştı. Ali Abaday programı Ahmet Altan’ın yazısını okuyarak başladı.
Ali Abaday Türkiye’de bir korku imparatorluğu yaratılmak istendiğinin altını çizdi. İkili programı Türkiye’de herkesin konuşmaya korktuğu konuları tartışmaya açarak devam etti.
Arzu Yıldız, “Kendisini geliştirmiş bir kimse karşısındakine ‘sen necisin’ diye soru sorarak cümleye başlamaz. Böyle bir kriter belirleyen kişilere aydın diyemeyiz. Buna karşılık bu soruyu muhatap kabul edip cevap veren de bir o kadar ahlaki sorunları olan kimsedir” dedi.
Konuşmada öne çıkan bazı başlıklar şöyle;
-“Fetö” terimi örneğin buna inanmak zorunda değiliz. Devletin Kürtlere, KHK’lılara, azınlıklara ya da Cemaate koyduğu tanımı entellektüel donanımı olan hiç kimse itibar etmez.
-Sözde laik bir ülkeyiz ancak diğer islam ülkelerine göre en az azınlık nüfusu bizde
-Türkiye’de tartışılan konuların konu başlıklarının kendisi gelişmiş bir ülkeye uygun değil. Tartışılan konuların kendisi tartışmaya açık.
-Halkını terörist diye tanımlayan milletvekilleri kimi temsil ediyor?
-Fetö kırmızı kitapta devletin psikolojik harp dairesi tarafından geliştirilmiş bir tanım. Ama dünyanın gelişmiş hiç bir ülkesinde kabul görmeyen bir terim. Çünkü o ülkeler bana delil sun diyor ama kanıt gösterilmiyor
-105 yaşında Berfo Ana oğlunun kemiklerini aradı. Şimdi ben acı çekiyorum diyenler nerede yaşıyordu? Her kesimin acısı büyük.
-Kaç Harbiyeli içeride ama sadece Melek Çetinkaya’yı hak arayışı içerisinde görüyoruz. Diğer aileleri göremiyoruz
-Türkiye’de osmanlıdan gelen bir kulluk psikolojisi var.
-Korkuyu yenmemin tek yolu, bu korkuyu yaratanlara bir şey söylemek. Sussan da başına gelecek olan gelecek
-15 Temmuz da sokağa çıkıp canını ortaya atan insanlara saygı duyuyorum. Tüm ideolojilere ve gönülden ona inanlara savaş açmak doğru değil.
-Devlet hata yapmaz kabulü tüm sorunları ortaya çıkarıyor.
-Bizlere şeklen değil hissedilen bir batı sistemini getirme vaadinde bulunanlar ve bunu yerine getirmeyenler özür dilemeli.
-Meclis son dönemde insan için çalışmıyor. Madde üzerine mesai yapıyor.
-Ergenekon hikayesine döndüğümüzde faili meçhullerin çözülmesini istiyor musun istemiyor musun? Kürtlere yapılanları kabul ediyor musun? Güneydoğu’da doğmuş olmanın ne demek olduğunu anlayabildiler mi? Ergenekon ile Susurluk’u kimse bağlamak istemiyor.
-Ergenekon eşittir TSK değil, İlker Başbuğ eşittir ordu değil, Erdoğan eşittir devlet değil. Bunların tamamı algı. Bireysel olarak değerlendirilmeli bu şahısların yaptıkları.
-Herkes birbirine cemaatçisin diyor. Bunun iki resimle kayıt sistemi mi var?
-Cemaat AKP’den önce de vardı sonrasında da olacak. AKP siyasi parti, cemaat bir ideoloji. Kitabı olan hiç bir ideoloji bitmez. O yüzden AKP’ye siz beraber yürüdünüz diyorlar cemaat AKP ile var olmadı. Bu söylemin mantığı yok.
-Devletin görevi: ideolojilere saygı duyup, farklılıkları korumakla görevli. Bunları bitirmek gibi bir görevi yok. Aksine bu kitlelere Özgürlük ortamı sağlanmalı ve alanı genişletmeli. Daraltmak İle görevli değil. Bir ülke farklılıkları ile gelişir.