Aslıhan Gençay (@asligencay)
Canımız yanıyor, canımız acıyor. Bu sefer Pınar Gültekin için. Onu 2020’de döven, bir varile koyarak diri diri yakan, sonra üzerine beton dökerek bu tabut varili ormanlık alana atan katil Cemal Metin Avcı’ya, dün Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği ödül gibi ceza, adeta hepimize atılan bir tokattı. Öldürülen tüm kadınların ahı yerde kalacak, eril canavarlığın önü açılacak, siz ne yaparsanız yapın bizim dediğimiz olacak, meydan okuması ve kör bir vicdansızlıktı ortalığa yayılan.
Karar öyle bir karardı ki, savcının Cemal Metin Avcı için canavarca hisle öldürmekten, kardeşi Mertcan Avcı için cinayete iştirakten, aile bireyleri ve ortağı içinse delilleri karartmaktan istediği cezaları bile tanımamış, ezip geçmişti mahkeme. Pınar’ın katili Cemal Mesut Avcı’ya tasarlayarak öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet verilmiş lakin sonra haksız tahrik indirimi uygulanarak bu ceza 23 yıl hapse çevrilmişti. Kardeş Mertcan Avcı da dâhil olmak üzere tüm aile bireyleriyle Cemal Metin Avcı’nın ortağı ise beraat etti.
Yani bir bakıma diyordu ki bu karar: Bir kadını diri diri yakmak canavarca hisle öldürmek sayılmaz. Ayrıca Pınar’ın yakıldığı ve üzerine beton dökülen varili, katil tek başına kaldırdı, taşıdı, arabaya koydu ve ormanlık alana attı. Tabii o sırada orada bulunan Mertcan Avcı’nın da hiçbir şeyden haberi yoktu. Elbette cinayet sonrası bağ evine giderek her tarafı temizleyen aile bireyleri ve ortağın yaptıkları da sadece tesadüftü, kesinlikle delil vs karatmıyorlardı. Çelişkilerle dolu bu hikâyeye maalesef mahkeme inandı. Akıl almıyor, aslında alıyor da aklın aldığını yürek kabullenmiyor işte.
Öte yandan Cemal Metin Avcı mahkeme boyunca sürekli çelişkili ifadeler vermiş, birinde de; Pınar’ın erkek arkadaşlarının kendisine tecavüz ederek video ya çektiğini, namusunun kirletildiğini, bu görüntülerle Pınar’ın ona şantaj yaptığını ileri sürmüştü. Bu hikâye kamuoyuna çabuk yayıldı, fakat Pınar’ın telefon şifresinin çözüldüğü, içinde hiçbir video ve şantaj kaydının bulunmadığı bilgisi nedense aynı hızla duyulmadı. Ortada bir algı çalışması dönüyordu.
Üstüne üstlük Pınar’ın babası davanın başında; CHP Muğla milletvekili Süleyman Girgin’in kendisini arayarak, davadan çekilmelerini, en azından aileyi suçlamamalarını istediğini, iddia etmiş, bu teklifi reddettiğini söylemişti. Avcı ailesi Muğla’nın köklü ve zengin ailelerindendi, anne ise cinayet duyulduktan sonra istifa etse de CHP ilçe başkanıydı.
Aslında bütün bu emareler, iddialar, garip hikâyeler ya da mahkemenin ısrarla uzatılması, tartışmalı bir kararın gümbür gümbür gelişini gösteriyordu. Ve hiç istemediğimiz fakat biraz da beklediğimiz dün oldu. Karar mahkemesi sonrası davayı başından beri takip eden, Pınar Gültekin’in avukatlarından, Menekşe Kent konseyi Kadın Meclisi Başkanı ve Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi avukat Alev Öztürk’le konuştuk.
Avukat Alev Öztürk
Alev Hanım, Cemal Metin Avcı için neden haksız tahrik indirimi uygulandı?
Sanık mahkeme boyunca ifade değiştirip Pınar’la ilgili iddialarda bulundu, bunlar tecavüze uğradığı ve Pınar tarafından kendisine şantaj yapıldığı yönündeydi. Muhtemelen mahkeme bu iddiaları dikkate aldı.
Peki, bu iddialarını ispatlayabilmiş miydi Cemal Metin Avcı?
Kesinlikle hayır, ispatlayamadı. Tüm bunlar sadece iddia olarak kaldı. Sekizinci duruşmada ABD’den Pınar’ın telefonunun şifresi geldi mahkemeye ve bütün dijitallerle yazışmalar incelendi. Sanığın iddia ettiği gibi tecavüz fotoları veya videolara, şantaja dair hiçbir şey bulunamadı.
Ne yazık ki dünkü karar üzerine sanığın iddialarını ispatladığını düşünenler de var, sizce neden?
Çok büyük bir manipülasyon yapılıyor. Sanığın anlattıkları yayılıyor fakat gerçekler bilinmiyor.
Sanığın kardeşi Mertcan Avcı’nın GSM sinyalleri, Pınar’ın öldürüldüğü gece onun da bağ evinde olduğunu ispatladı, neden beraat etti Mertcan Avcı?
Mertcan Avcı, ifadelerinde bağ evinde olduğunu kabul etti. Ağabeyinin onu iş için çağırdığını, gittiğinde Cemal Metin Avcı’yı varilde ateş yakarken gördüğünü, sorduğunda ise ağabeyinin “Kokoreç yapıyorum.” cevabını verdiğini ve buna inandığını anlattı. Zaten süreç boyunca Mertcan Avcı önce bırakıldı, sonra tutuklandı ve tekrar bırakıldı. Mahkeme, Mertcan Avcı’nın o gece bağ evinde olmasını, cinayete iştirak için yeterli görmedi ve ağabeyinin kokoreç pişirdiğini sandığına inandı.
Sonra üzerine beton dökülmesi ne olacak?
Maalesef mantık yok.
Savcı mütalaasında Cemal Metin Avcı için canavarca hisle öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet, Mertcan Avcı için suça iştirakten, aile bireyleri ve iş ortağı için de delilleri karatmaktan ceza istedi, fakat mahkeme mütalaayı hiç dikkate almadı. Bir çelişki yok mu?
Savcının mütalaası çok yerindeydi. Açıkçası biz Mertcan Avcı’nın ve diğer aile bireyleriyle ortağın beraat etmesini bekliyorduk çünkü gidişat ve mahkemenin tavrı bunu belli ediyordu. Lakin Cemal Metin Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbet, canavarca hisle öldürmekten değil, tasarlayarak öldürmekten verildi. Pınar’ın nasıl öldürüldüğü, ne eziyetler gördüğü ortadayken ve ispatlanmışken, tüm bunlar canavarca his sayılmadı.
Pınar’ın diri diri yakıldığına dair adli tıp raporu yok muydu, bunu yok mu saydı mahkeme?
Adli Tıp, Pınar’la ilgili üç tane rapor hazırladı. İlk ikisinde “Ölüm zamanı tespit edilemedi.” yazıyordu fakat üçüncüsünde, yakılırken hayatta olduğu açık açık belirtilmekteydi. Yani Pınar’ın diri diri yakıldığı ispatlanmıştı fakat bu canavarca his sayılmadı.
Tasarlayarak öldürme suçunda indirim uygulanabiliyor mu?
Hayır. Yargıtay’ın emsal kararları gereği bu cezada haksız tahrik indirimi uygulanamaz ama uygulandı. İstinaf mahkemesinde bu çelişkiyi gündeme getireceğiz.
Pınar’ın babası “Milletvekili beni arayıp, aileyi rahat bırakın, dedi.” iddiasında bulunmuştu. Avcı ailesinin güçlü, zengin bir aile olduğu da sık sık dile getiriliyor. Aynı zamanda savcıyla heyet arasındaki büyük kopukluk da dikkat çekici. Tüm bunlar sizce bir şaibe yaratmıyor mu karar üzerinde?
Tüm bu saydıklarınız zaten başlı başına şaibedir hukuki olarak ama şimdilik açığa çıkan bir şey yok. Bizler istinafa, gerekirse Yargıtay’a, Anayasa Mahkemesine ve AİHM’e kadar taşıyacağız Pınar’ın davasını, ta ki adalete ulaşana dek.
Kamuoyunda Pınar’a olan sahiplenme, Cemal Metin Avcı’nın ispatlayamadığı ifadesi yüzünden azalmıştı biraz. Özgecan Aslan’a gösterilen duyarlılık, Pınar için aynı boyutta gösterilemedi. Şimdi neler yapılmalı sizce?
Aslında kadın örgütlerinin hepsi sahipleniyor davayı, karara tepki de gösteriyorlar lakin bunların sürece yayılması, bir kampanya hâlini alması, süreklilik kazanması daha güzel ve etkili olacaktır bence. Dava henüz bitmedi.
İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı böyle bir karar çıkar mıydı?
Elbette çıkmazdı, işte bu yüzden İstanbul Sözleşmesi’ni geri istiyoruz. Özellikle bu tür davalar için hayati öneme sahip. Bakın, Cemal Metin Avcı duruşmaların birinde “İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiği için Cumhurbaşkanıma çok teşekkür ederim.” demişti. İşte dünkü karar da bu teşekkürünün ödülüdür bana göre. Ödülünü aldı.