Ahmet Kaya ile ilgili anılarını kitaplaştırmak istediğini açıklayan Şair Yılmaz Odabaşı, Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’nın bu projelere tutumunu eleştirdi.
Şair Odabaşı, Nazım Hikmet, Deniz Gezmiş gibi sembol isimlerle ilgili yüzlerce kitap yazıldığını, bu kitaplar için kimsenin mahkeme şantajına başvurmadığını söyledi.
Yılmaz Odabaşı, “Bilgim dışında kimse onun hikayesini yazamaz” diyen Gülten Kaya’nın Ahmet Kaya’nın şarkılarının tahsilatı dışında neden bir vakıf açmadığını sordu.
Şair Odabaşı’nın açıklamaları şöyle;
“20 yıldır Ahmet Kaya’nın şarkılarını okuyan uçan kuşa bile fatura kesmekten başka birşey yapmayan Gülten Kaya, “bilgim dışımda kimse onun hikayesini bile yazamaz derken”, Ahmet Kaya’nın anlamlı imgesini mi gözetiyor gerçekten, yoksa milyonlarca ciro yapan şirketinin kasasını mı?
Gülten Kaya, Ahmet Kaya’nın kendisi ve çocukları adına tek hamisi, tek mirasçısı olduğunu 20 yıldır deklere ederken, bugüne kadar şirketi adına Ahmet Kaya şarkılarının tahsilatı dışında niçin hiçbir şey yapmamıştır? Mesela bir Ahmet Kaya Vakfı projelendirse onbinler desteklerdi
8 yıl Nazım Hikmet Vakfı’nda yöneticilik yaptım; N. Hikmet adına hiçbir mirasçısı gelip adına birşey yapamazsınız demedi. Nazım’dan Deniz Gezmiş’e milyonlara malolmuş pek çok değer hk.yüzlerce kitap yazıldı ve kimse Gülten Kaya gibi ayda bir herkese mahkeme şantajı deklere etmedi
Zamanında dedim: “Gülten, ayıp olmasa sen Paris’te Ahmet’in sakallarını bile tel tel çıkarıp satarsın!” Şimdi de dolaylı ya da dolaysız”onun hikayesini çağrıştıran” hiçbir projeye dünya genelinde iznimiz yoktur” deyip ekliyor: Bu açıklama, aynı zamanda savcılara suç duyurusur…
FSEK hükümleri bellidir. Bu konuda uluslararası hükümler de vardır ve milyonlara-kamuya malolmuş imgeler, şirketlerin değil, halkındır. Mesela “Postacı” filmi için Pablo Neruda’nın varislerinin gelip Türkiye’de filmi izleyenlere yasak koyması söz konusu bile olamaz.
Devletle, İbrahim Kalın gibi isimlerle yakın iletişimine güvenen Gülten Kaya, bu ülkede örneğin bir cafe duvarına bir Ahmet Kaya resmi çizdirmek isteyen insanlara bile yıllarca sorun çıkardı.Ağır şeker hastası ve trilyonlarca servetiyle şimdi de aba altından bana sopa gösteriyor
Sonuç :” Ahmet Kaya’nın değil biyografik hikayesi, adını ve imgesini çağrıştıran her şeyi dünya genelinde yasakladığını” ve bu yorumunun savcılıklara suç duyurusu da içerdiğini vurgulayan Gülten Kaya’nın bu tutumu nedeniyle Ahmet Kaya biyografik romanı projemden feragat ediyorum. Konu kapanmıştır.
Umarım ve dilerim ki Gülten’in de, benim de bu dünyayı terk etmiş olacağımız azami on ila yirmi yıl sonra Ahmet Kaya ile oturup bir çay bile içmemiş gelecek kuşaklar onu doğru yazarlar…“