Gazeteci – yazar Şahin Alpay, P24’de kaleme aldığı 21 Eylül 2020 tarihli yazısında “Liberal Sosyal Demokrasi” fikrini nasıl benimsediğini anlattı. Hayatının İsveç’te sürgünde olduğu yıllarda tanıdığı ünlü iktisatçı Assar Lindbeck ve ünlü bilim felsefecisi Karl R. Popper’in eserlerini okumaya başladıktan sonra değiştiğini anlattı.
Yazısında, ünlü iktisatçı Assar Lindbeck ve ünlü bilim felsefecisi Karl R. Popper‘in kendisi için neden önemli olduğunu anlatırken, Silivri Cezaevi’ne girene kadar savunduğu ideolojiye inandığını ancak Türkiye toplumsal gerçekliğinden uzak olduklarını fark ettiğini söyledi.
Şahin Alpay’ın P24’deki yazısında yer alan söz konusu bölüm şöyle;
“Popper ve Lindbeck benim için neden o denli önemli oldular? Şu sebeple: 1960’ların ikinci yarısında, ne yazık ki, ‘komünist Türkiye’ fikrinin propagandistleri arasında yer almıştım. Birçok arkadaşım ülkeyi bir faciaya, özgürlüğün boğulmasına götürebilecek bu davanın iyiniyetle peşinden giderek ya hayatını kaybetti, ya yıllarca hapislerde çürüdü, ya da benim gibi yıllarca sürgünde yaşamak zorunda kaldı. 1980’lerin başında İsveç’ten yurda döndüğümde bir aydın olarak sorumluluğumun 1960’larda düştüğümüz vahim yanılgıyı bir nebze olsun tamir için ‘hür ve adil Türkiye’ idealine götüren yolun komünizmde değil liberal sosyal demokraside yattığını savunmak olduğuna iman etmiştim. Nitekim 1982’de Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başlamamdan 2016’da kendimi Silivri cezaevinde bulmama kadar geçen yaklaşık 40 yıl süreyle peşinden gittiğim esas dava bu olacaktı. Bu davayı savunurken ileri sürdüğüm fikirlerde başta Popper ve Lindbeck olmak üzere Lezsek Kolakowski, John Rawls, Anthony Giddens, Roberto Bobbio gibi düşünürlerin eserlerinden esinlenecektim.
Bir avuç arkadaşla birlikte yıllarca savunduğumuz liberal sosyal demokrasiden Türkiye’nin bugün neden bu denli uzak olduğu sorusuna gelince, burada ancak şu kadarı söylenebilir: Bunun Türkiye’nin toplumsal gerçeklerinden ne denli bihaber olmamızla, gerçeklerin yerine hayallerimizi koymamızla ilgili olduğu muhakkak.”