Emrah Uzun, 15 Temmuz sonrası KHK ile ihraç edilen binlerce insandan biri. Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olup, atanamayınca 2013 yılında polis oldu. Polislik kariyeri 2013 yılında patlak veren 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına denk gelmişti. Soruşturmalar sonrasında polislere yönelik, görev yeri değiştirmesinden etkilendi ve Kaçakçılık Şubesi’nden Çevik Kuvvet’e gönderildi. Beklemediği ve kendisini bir anda içerisinde bulduğu olaylar zinciri nedeniyle haksız bir görev yeri değişikliğine maruz kalınca kararı idari yargıya taşıdı.
Arkasından 15 Temmuz Darbe girişimi patlak gösterdi. Emrah Uzun’un adı bu kez de 15 Temmuz’dan sonra ihraç edilen binlerce KHK’lının bulunduğu listeye eklendi. Üç buçuk senelik polislik macerası sona erdi. Hakkındaki iddialardan aklanıp, beraat etti. Aylarca iş aradı. Kendisini anlatmak İçin KHK TV’ye çıktı. Her KHK’lı gibi, üzerine yapışan “KHK’lı” etiketi nedeniyle iş bulamadı.
TARLADA IRGATLIK YAPTI
Temizlik yaptı, tarlalarda çalıştı. Üniversitede öğrenciyken Türk Halk Müziği korosuna girmiş, Ankara’nın ünlü polisiye dizisi Behzat Ç’de iki bölüm oynamıştı. Tiyatroya ilgisi vardı, sesi güzeldi. Sesinin güzelliği babasından geliyordu. Babası memleketleri Manisa’da saygı duyulan ozandı.
Korona sonrası iş bulamayınca, çareyi çok sevdiği müziğe dönmekte buldu. Bir YouTube kanalı açtı ve şarkı söylemeye başladı. Kısa sürede birçok takipçisi oldu. Ancak, YouTube sesin Emrah Uzun’a ait olmasına karşın, arka fonunda çalan müziğin özgün olmaması nedeniyle ona ödeme yapmayı reddetti.
Emrah Uzun, korona salgını nedeniyle memleketi Manisa’ya döndü. Sosyal medyadan insanlara sesini duyurmaya çalıştı.
‘ŞARKILARLA SESİMİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORUM’
Yaşadıklarının kısa özetini Davul’a şöyle anlattı:
“Ben en başından beri müzik ile ilgileniyordum. Ama Türkiye şartlarında bu yolda ilerlemek çok zor. Üniversiteden mezun olduktan sonra mecburen polisliği seçtim. Başladığım tarih ve atıldığım tarih aralığı benim için talihsiz dönemlere denk geldi. Şimdi yaşadığım eve yakın bir bakkala gidip, kapısını kapatıp şarkı söylüyor ve söylediğim şarkıların videolarını paylaşıp sesimi, sesimle duyurmaya çalışıyorum.
Mahsun Kırmızıgül ve Haluk Levent’i sanatçı kişiliklerinin yanı sıra son dönemde gösterdikleri insani duruşla örnek alıyorum. Kendileri ile iletişime geçmek istedim ancak buna da gücüm yetmedi.
Ben müzikle devam etmek istiyorum. Söylerken rahatlıyor, sanki anlatamadıklarımı anlatıyorum.
Polislikten atılmam hayalini kurduğum solistliğe bir YouTube kanalından olsa da beni yaklaştırdı. Şu an bir işim yok. Sesim ve umudum var.”