Davul Özel
Prof. Dr. İzzet Özgenç, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15 Temmuz sonrasında tutuklanan ve çoğunluğu Keskin Cezaevinde tutuklu bulunan hakim ve Savcıların “Silahlı Terör Örgütü Üyeliğinden” cezalandırılmayacağına dair görüş bildirdi.
Özgenç, yazılı olarak açıkladığı görüşünde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2.7.2019 tarihli ve
E. 2019/9.MD-312, K. 2019/514 sayılı kararını değerlendirdi. Söz konusu karar Yargıtay 16.Ceza Dairesince verilmiş ve Ceza Genel Kurulu tarafından onaylanmıştı. Karar da Yargıtay üyelerine “silahlı terör örgütü” suçlamasından mahkumiyet verilmişti.
Özgenç, kararla ilgili değerlendirmesinde şunların altını çizdi;
“Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2.7.2019 tarihli ve E. 2019/9.MD-312, K. 2019/514 sayılı Kararına konu teşkil eden olayda; pek çok yerde Cumhuriyet savcısı, ardından sırasıyla Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, Yargıtay Üyesi, Hâkimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu Üyesi olarak görev yapmış olan bir kişi, “silahlı terör örgütü üyesi” olmaktan dolayı cezaya mahkum edilmiştir. Bir Hukuk Devletinde yaşama idealinde olan Milletimizin istisnasız her bireyi bakımından kaygı verici bir durumla karşı karşıyayız. Bu açıklamalar, mahkum edilen kişinin Yargıtay Üyesi olarak herhangi bir suç işlemediği yönünde bir tezkiyeyi asla ifade etmemektedir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Yargıtay Üyesi olarak görev yapan bir kişinin terörle ilişkilendirilerek suçlanması, asla kabul edilebilir bir durum değildir. Başka bir ifadeyle, Yargıtay Üyesi olarak görev yapmış olan bir kişi, asla terör örgütü üyesi olarak suçlanamaz. Bunun tek bir istisnası olabilir. O da, Anayasal düzeni cebren değiştirmeye, Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ortadan kaldırmaya (“darbeye”) teşebbüs suçuna iştirak etmiş olmak, bu “darbe” teşebbüsü bağlamında bir görev üstlenmiş olmak olabilir.”