Fotoğraflar ve Hikayesi- Mehmet Rehavi
Çek Edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan Bhomil Hrabal’ın ‘Gürültülü Yalnızlık’ adlı romanında, geçiyordu bu konu: Kâğıtlar ve onlara sığınmanın verdiği mutluluk anlatılıyordu.
Yazar, romanında kiri, pası, leşi bile güzelleştirmişti. Yurdundan çıkıp başka bir yurda yerleşip, o ülkeye adapte olmak, ekonomik sıkıntılarını ortadan kaldırmak çok ama çok müşkül bir durum. Insanlığın en çok acı çektiği durumlardan biri; Mülteci olmak, başkasına dönüşmek…Daha başkası. Başkası olmak.
‘Diğeri’, ‘Öteki’ olmak. Yabancı bir kimliğe ‘merhaba’ diyebilme, kabullenme cesareti. Ve sonraki müşküllükler..
Kağıt toplayicığılığının zorluğunu, ne kadar ağır bir iş olduğunu o romanda en çıplak haliyle gördüm. Anlatılanlar adeta beynime kazındı. Patronlara çalışmak. Tüm gün harcadığın emeği 3-5 liraya satmak.
Bir yandan yurtsuzluk, bir yandan tanımadığın sokaklarda, üzerinde anlamadığın bir dile ait yazılar bulunan kağıtlar toplayarak, hayatta kalmaya çalışmak; sanırım insanın kendisini mutlu hissetmesi bu gibi koşullarda mümkün değil.
Bu insanların sağlığı, bu insanların geleceği, bu insanların dili, kültürü ne olacak? Ne olacak bütün bunlar? Bütün bunları cevabı kimde?