Anayasa Hukuku Profesörü Mustafa Erdoğan, Facebook hesabından son dönemde iktidar ve muhalefetin yeni bir dil geliştirdiğini ve her olumsuzlukla ilgili bu dilin arkasına sığınan bir siyaset izlediklerini anlattı.
Mustafa Erdoğan iktidar ve muhalefetin her şeyin sorumlusu olarak geliştirdiği yeni dilin, dayanağı olan “Fetö” söyleminin sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Muhalefetin bu irrasyonel ve basiretsizce tutumu AKP iktidarının tezkiye edilmesi ile baskıcı statükonun devamından başka bir şeye yaramamaktadır.”
Prof. Dr. Mustafa Erdoğan’ın Facebook sayfasındaki açıklaması şöyle:
Çoğu kimsenin bugünkü Türkiye siyaseti hakkında halâ farkına varamadığı acı bir gerçek var: AKP’nin son yıllardaki amansız baskıcılığını kolaylaştıran ana nedenlerden biri, belki de birincisi, iktidarın dayattığı ”yeni dil” ve terminolojiyi bizatihi muhalefetin içselleştirmiş olmasıdır. Siyasî iktidar bu sayede kendi icraatına yönelik her itiraz, eleştiri ve muhalefeti kolayca savuşturabilmekte ve kendi yarattığı statükonun değişmezliğini garanti etmektedir.
Bu ”yeni dil”in odağında kötülüğün yegâne referansının ”FETÖ” olduğu yatmaktadır. Neredeyse hiç kimse hem AKP özelinde hem de genel olarak ”FETÖ”den bağımsız bir kötülük, bizatihi bir kötülük olmadığı kabulüyle hareket etmektedir. Herkes gibi, muhalefet de yanlış olduğunu düşündüğü her şeyi, ilgili olsun-olmasın, ‘’FETO’’ denen günah keçisiyle ilişkilendirmekte, âdeta ‘’FETÖ’’ olmasa kötülük diye bir şeyin, bu arada AKP’nin baskı ve zulmünün de olmayacağı izlenimi yaratılmaktadır.
Oysa, sıradan vatandaş neyse de, muhalefet partileri ve muhalif aydınlar böyle yaptıkça aslında hem kendi altlarını oymakta, hem de hepimizin geleceğini karartmaktadırlar. Kendi altlarını oymaktadırlar, çünkü iktidarın dilini benimsemek onları iktidarın gazabından kurtarmadığı gibi, tam aksine ‘’FETÖ’’ kılıcının yeri geldiğinde kendilerine de yönelmesine zemin hazırlamaktadır. Böyle bir durumda muhalefetin kendilerine yöneltilen ‘’FETÖ’’ isnadına esastan karşı çıkacak hali de kalmamaktadır; çünkü bir eylem, tutum veya beyanın kötü veya yanlış olmasının tek referansının ‘’FETÖ’’ ile ‘’iltisak ve irtibat’’, hatta benzerlik (‘’FETÖ taktiği’’) olduğunu bizatihi muhalifler daha baştan kabul etmişlerdir.
Kısaca, muhalefetin bu irrasyonel ve basiretsizce tutumu AKP iktidarının tezkiye edilmesi ile baskıcı statükonun devamından başka bir şeye yaramamaktadır.