12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı Okçu köyündeki evine yapılan baskınla gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın dosyasının kapatılmaması için kardeşi Mikail Kırbayır mücadelesini sürdürüyor.
Cemil Kırbayır, Türkiye’de gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan yüzlerce isimden biriydi. Cumartesi annelerinden Berfo Kırbayır’ın ölene kadar verdiği mücadele ile tüm Türkiye, Cemil Kırbayır’ın akıbetine odaklanırken, toplumun büyük bir kesimi 105 yaşına gelmesine rağmen oğlunu aramaktan bir türlü vazgeçmeyen Berfo Ana’yı takdir ve hüzünle izledi.
Oğlunun akıbetini öğrenmek için hayatının son gününe kadar mücadele eden Berfo Kırbayır, Recep Tayyip Erdoğan ile de görüşmüştü. 12 Eylül darbecilerinin yargılandığı Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya da katıldı. Darbeci Kenan Evren’in telekonferans ile sorgulandığı duruşmada “Ocağın yıkılsın Evren! Ne yaptın oğluma” çığlıkları ile duruşmayı takip edenleri gözyaşına boğdu. Berfo Ana’nın ölümüyle Cemil Kırbayır dosyasının ne olduğu konusunda gerek medya gerek de yargı sessiz kaldı. Kırbayır ailesi, Cemil Kırbayır’ın 40 yıl önce kaçırılıp, öldürülmesi ile ilgili bir türlü sonuçlandırılmayan yargı sürecini takip etmekten vazgeçmedi.
Gazete Davul’a konuşan Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır şunları söyledi;
“Cemil Kırbayır dosyası Berfo Ana’nın ölümüyle kapatılmadı. Biz takibi hiç bırakmadık. Bırakmaya da niyetimiz yok. Cemil Kırbayır dosyası Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporları ve darbecilerin yargılanmasının önünü açan yasa değişikliğinden sonra yeniden gündeme gelmiş, 2011 yılında Cemil Kırbayır’ın öldürülmesi ile ilgili soruşturma derinleştirilmişti. Aradan geçen 9 yıla rağmen savcılık herhangi bir sonuca ulaşmadı. Dosyada mesafe alınmadı.
“Biz dosyanın kapatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Ömrüm yettiğince bu işin peşini bırakmayacağım. Sakallarım dizime inene kadar takipçisi olacağım ve asla vazgeçmeyeceğim. Mezara kadar peşlerindeyim.
“Kamuoyunda bu dosya gündemde olmayabilir. Ama kimsenin kuşkusu olmasın bu dosyanın rafa kaldırılmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.
“Geçen hafta Meclise gidip Meclis başkanı İle görüştüm. Kendisine, ‘Sizin çıkardığınız yasalar bu dosyaların takip edilmesi, kardeşim gibi kaçırılan insanların akıbetlerinin tespit edilmesi ve cezalandırılmasının önünü açtı. Şimdi bu yasaları uygulanmayacak mısınız’ diye sordum. Kendisine ‘Sen seçilmişlerin de seçilmişisin bunları takip etmek zorundasın. Attığınız imzalara sahip çıkın’ dedim.
“Meclisin kendi hazırladığı raporda alınan tanık ifadeleri ve olayla ilgili bilgi sahibi olanların söyledikleri Cemil Kırbayır’ın devlet görevlileri tarafından öldürüldüğünü gösteriyor. Katilleri biliniyor ama dosya da bir ilerleme sağlanmıyor. Meclis Başkanı ile 2 saatten fazla süren görüşmem de tüm bunları dile getirdim. Meclisin kendi raporuna ve çıkardığı yasaya uyulması için gerekli adımları atmasını istedim.
“Diğer yandan Türkiye’deki davalar sonuçlanmadığı İçin AİHM bize iç hukuk yollarını tüketmediğimizi söylüyor. Yargı bir an önce karar vermeli ve adım atmalı. Eğer onlar adım atmazsa AİHM de yapacağımız başvurularla dosyanın peşinde olmaya devam edeceğiz.
“Ben bu mücadeleyi pes etmeden sürdüreceğim. Hem kendi ailem için hem de başka gençler de böyle kaçırılmalarla ortadan kaybedilmesin diye. Böyle acılar yaşanmasın, ciğerler yanmasın diye. Bendeki bu can bu beden de olduğu sürece dosyayı kapatmaları mümkün değil.”