Bölge kentlerinde 1990’lı yıllarda JİTEM ve benzeri yapılar tarafından gerçekleştirilen “faili meçhul” cinayetlere dair başlatılan soruşturmalar ve davaların bir kısmı peş peşe kapatıldı. Bu konuda cinayetlerin en fazla yaşandığı bölgelerin başını Mardin’in Dargeçit ilçesi çekiyor. En az 55 sivilin katledilip ve kaybedildiği ilçede, 45 kişinin akıbetine dair yıllarca hiçbir ize ulaşılamadı. Aileleri bu konuda umutlandıran gelişme, 28 Mayıs 2020 tarihinde ilçenin Akyol (Derêca) kırsal mahallesine bağlı Libka Kaniya mezrasındaki bir mağarada, 40 kişiye ait kafatası ve kemiklerin bulunması oldu.
ARADAN 13 AY GEÇTİ
Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberine göre, 1993 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybedilen ve bir daha haber alınamayan Yahya Yakut’un oğlu İrfan Yakut tarafından bulunan kemikler, yapılan suç duyurusunun ardından Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olay yerinde yapılan incelemenin ardından toplandı. Soruşturma kapsamında DNA eşleştirmelerinin yapılması amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilen kemiklere dair inceleme, aradan 13 ay geçmesine rağmen sonuçlanmadı.
‘İFADEMİZİ ALAN OLMADI’
Mağaradaki kemikleri bulun İrfan Yakut, DNA eşleşmesi için İstanbul ATK’ye gönderilen kemiklerin akıbetinden haberdar olmadıklarını ifade etti. Bu konuda ne kendilerine ne de avukatlarına bilgi verilmediğini söyleyen Yakut, “Olayın ardından dilekçe verdik ama ifademizi alan da olmadı. Kemiklerin akıbetinin bir an önce açıklanması gerekiyor” dedi.
‘BİR 28 YIL DAHA BEKLEMEK İSTEMİYORUZ’
Babasının 1993 yılında gözaltında kaybedildiğini ve bulunan kemiklerin kendilerinde bir umut yarattığını dile getiren Yakut, “2012 yılından sonra bölgede faili meçhullerle ilgili başlatılan soruşturmalarda Dargeçit’te kaybedilen 9 kişinin kemiklerine ulaşılmıştı. Bu kemiklerin ortaya çıkmasıyla biz de babamızın en azından bir mezarı olacak diye umutlandık. 28 yıldır bekliyoruz. Bir 28 yıl daha beklemek istemiyoruz” diye konuştu.
AVUKAT: GERÇEK ORTAYA ÇIKMALI
Mağarada kemiklerin bulunmasıyla birlikte bölgeye giden isimlerden biri olan Dargeçit ve Kızıltepe JİTEM Davaları ile Midyat JİTEM soruşturmasında mağdur ailelerinin avukatlığını yapan Erdal Kuzu, aradan bir yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen kemiklere dair incelemenin henüz tamamlanmamasını eleştirdi. Kemiklerin 90’lı yıllarda kaybedilenlere ait olduğunu düşündüklerini ifade eden Av. Kuzu, “Dargeçit’te daha önce üzerine park yapılan Süryani Mezarlığından çıkarılan kemikler olabileceği ihtimali üzerine de duruyoruz. Ancak kesin sonuç Adli Tıp Kurumu’nun yapacağı DNA incelemesi sonucu ortaya çıkacak. Kemikler JİTEM soruşturmaları ve faili meçhul cinayet soruşturmaları için önem taşıyor. Bu nedenle bir an önce bu kemiklerin hangi döneme ait olduğunun tespiti yapılmalı. Bize daha önce başvuran aileler zaten kan örneklerini vermişti. ATK’de bu kan örnekleri mevcuttur. Bu nedenle karşılaştırma yapılabilir. Gerçeğin ortaya çıkması için işlemin hızlandırılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
KONJONKTÜRE GÖRE HAREKET
Kızıltepe JİTEM Davası, Lice Davası ve Ankara JİTEM Davasının akıbetine de değinen Kuzu, bu tür davalarda hem yargının hem de iktidarın konjonktüre göre hareket ettiğini belirtti. Kuzu, bu nedenle bulunan kemiklerinin akıbetinin belirlenmesinin tek başına yeterli olmayacağının altını çizdi. Savcı ve hakimlerin cesur bir şekilde bu olayların üstüne gitmesi gerektiğini söyleyen Kuzu, “Her halükarda mücadelemizi vereceğiz. Her ne kadar bu davaların üstü kapatılmak istense de toplum artık yaşananları biliyor. Her ne kadar yeterli olmasa da toplum vicdanında suçluların mahkum edildiğini düşünüyorum” diye konuştu.