Koşulsuz Adalet Hareketi, AİHM önündeki 38. nöbeti ‘Anadilde eğitim ve hizmetlere erişimin Kürtçe sağlanması’ talebiyle tuttu.
Avrupa’da yaşayan Türkiyeli hukukçular tarafından kurulan Koşulsuz Adalet Hareketi “Harekete Geç!” sloganıyla her hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde Türkiye’de yaşanan farklı insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için adalet nöbeti tutuyor.
İlk nöbetlerini 27 Kasım 2020’de başlatan hareket üyeleri, bu haftaki nöbetlerini anadillerinde hizmet almaları engellenen Kürt Halkı için tutacaklar. Temel hak ve özgürlükler bir insanın yalnızca bedensel varlığının değil, onun ruhsal ve zihinsel bir bütünlük olarak da varlığını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi açısından da güvencedir. Anadilde eğitim ve dile ilişkin diğer haklar duruma göre hem somut hem de soyut varlığının ve bunlara ilişkin haklarının korunmasına hizmet eder.
Örneğin bir kimsenin bir ceza yargılamasında tarafına yöneltilen suçlamaları kendisini en rahat ifade edebildiği anadilinde öğrenmesi ve buna karşı kendini yine anadilinde savunabilmesi adil yargılanma hakkı açısından vazgeçilmezdir. Ayrıca neredeyse bütün anayasalarda ve hak sözleşmelerinde değinilen ayrımcılık yasağının da bir gereğidir. Bu garabet düşüncenin başka birçok uygulaması mevcuttur. Kürt Halkının yaşadığı illerin isimlerinin değiştirilmesi veya önceki yıllarda nüfus memurlarının Kürtçe isimleri nüfus kütüğüne kaydetmemesi bunun en acı örneklerindendir.
AİHM önünde Kürtçe hizmetlere erişimle ilgili taleplerini dile getiren Hareket üyeleri ellerinde ‘’Zimanê me rûmeta me ye’’ (Dilimiz Onurumuzdur), ‘’Bê ziman jiyan nabe’’ (Dilsiz Yaşan Olmaz) ve ‘’Perwerdeya zimanê dayikê mafê me ye’’ (Anadilde Eğitim Haktır) gibi dövizlerle dile karşı yürütülen sindirme politikasını protesto ettiler.
MAHKEME KARARLARI KÜRTÇE SÖZ KONUSU OLUNCA PRATİĞE YANSITILMIYOR
AİHM önündeki eylemde açıklama yapan Avukat Sait Kaynak; ‘’Yaklaşık dünya üzerinde 25 milyon Kürt’ün konuştuğu Kürtçe ırkçılığa varan yaklaşımlara maruz kalmaktadır.
Türkiye’de eşit yurttaşlığın gerçek anlamda tesisi için anadilde eğitim ve kamuda Kürtçe hizmetin mutlaka sağlanması gerekmektedir. Anayasanın 42. maddesinde, “Türkçe’ den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir.” şeklinde ifade edilmesi başlı başına Kürtçeyi yok sayan bir maddedir. Bu madde dayanak gösterilerek Kürt Halkının anadillerinde eğitim alma hakkını engellemektedir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi yerleşik içtihadında “bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün norm alanı içinde olduğu konusunda hiçbir şüphe ya da anlaşmazlık bulunmamaktadır” diyerek bilgiye ulaşmayı da bu temel hakkın çekirdeğinde kabul etmesine rağmen Mahkeme kararları pratiğe ve uygulamaya yansıtılmamaktadır.’’ dedi.
KÜRTÇEYİ İNKAR ETMEK O TOPLUMUN GEÇMİŞİNİ SİLMEK DEMEKTİR
Kürtçe’ye yapılan baskıların toplumsal yansımalarına ve geçmişine değinen Koşuluz Adalet Hareketi Gönüllüsü Ahmet Derya ise “Anadil, milletlerin geçmiş tarih ile gelecek arasındaki hayat bağı ve geçiş köprüsüdür. Bir milleti, geleceğe topyekûn taşıyacak yegâne şey dildir. Anadil hem insani hem ilahi bir haktır ve uluslararası hukuka göre, meşru bir taleptir. Bir dil binlerce yıl içerisinde oluşur ve bir milleti, millet yapan temel ögedir, o milletin tarihi hafızası ve kodlarıdır. “Milletler dillerini yitirdiği zaman, tarihten silinirler ve ölü halklar olarak tarih mezarlığında yer bulurlar. Bununla birlikte devasa bir tarih, kadim bir kültür ve bir milleti var eden tüm değerler, o dil ile adeta soykırıma uğrar. “Bizler Koşulsuz Adalet Hareketi olarak, insanlığın ortak hazinesi ve mirası olan tüm dilleri sahiplenmekle birlikte, yüz yıllardır kendi kadim topraklarında yaşayan ve tarihe mal olan Kürtçenin yok olmasına, erimesine asla razı olmayacağız ve bu konuda bugün bu baskıyı AİHM önünden kamuoyunda duyurmak istiyoruz. Kürtçe gerçeğini ideolojik ve partisel çekişmelerin dışında sadece doğuştan gelen insani ve ilahi bir hak olarak, o dili konuşan her bireyin temel yaşam hakkı olarak görüyoruz. Sadece sivil bir akıl ve vicdani bir refleksle Kürtçe anadilde eğitim ve kamuda hizmetlere erişim talep ediyoruz.” dedi.
ÇOK DİLLİ EĞİTİMİN DÜNYA ÜZERİNDE BİRÇOK ÖRNEĞİ VAR
Örneğin ABD nüfusunun %25’i İspanyolca konuşmaktadır ve İspanyolca eğitimde ikinci dil olarak yer almaktadır. Anadili İspanyolca olan çocuklara yönelik okullar vardır. Bu okullarda anadil İspanyolca olmak üzere her iki dilde de eğitim verilir. Almanya, Çin, İsviçre, Güney Afrika, İsveç, İsrail, Hollanda, Kanada, Belçika, Fransa, Hindistan, İspanya, Bolivya ve daha birçok ülke anadilde eğitim hakkını farklı başlıklar altında kanunlaştırıp uygulamaya koymuşlardır. Eğitim hayatın şekillenmesinde ciddi bir rol oynadığı için bu durumu devamlı eğitim üzerinden değerlendirmek de birçok kamu kuruluşunda örneğin; hastane, 112 acil çağrı merkezi, nüfus müdürlüğü, diyanet işleri, tapu müdürlükleri gibi hayatın merkezinde olan kuruluşlarda işlem yapan Kürt Halkı kendilerini kendi anadillerinde kendilerini rahat ifade etmek yerine bilmedikleri ya da sonradan öğrendikleri başka bir dilde konuşmaya zorlanmaktadırlar. Kürtçe konuşmanın “bölücülük faaliyeti” olarak görüldüğünü ve geçmiş yıllarda birçok memurunun görevden alındığı ya da tutuklandığı bir pratikte bu baskıların ve sindirme politikasının sona ermesi gerekmektedir.