Kobanê’ye yönelik IŞİD’in işgal saldırıları sırasında başlayan ve 50’yi aşkın kişinin yaşamını yitirdiği, binlerce kişinin yaralandığı Kobanê eylemlerinin devam ettiği 7 Ekim 2014’te, Mardin’in Dargeçit ilçesinde Bilal Gezer (29) öldürüldü.
Gezer’in failleri ortaya çıkarılmazken, kardeşi Mehmet Emin Gezer de aynı gün ağabeyinin faillerini sormak için gittiği Dargeçit Polis Merkezi önünde özel harekat polisleri tarafından açılan ateş sonucu sırtından vurularak ağır yaralandı.
Gördüğü tedavi sonucu Emin Gezer belden aşağısı felç kalırken, başlatılan soruşturma kapsamında özel harekat polisleri O.A., M.K., M.Ç. ve A.T. hakkında “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan Midyat Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
MAHKEME: MEŞRU SAVUNMA KOŞULLARININ OLUŞTUĞUNA İLİŞKİN KAÇINILMAZ HATAYA DÜŞÜLDÜ
Yapılan yargılama sonucunda Midyat Ağır Ceza Mahkemesi, merminin hangi silahtan çıktığının tespit edilemediği iddiasıyla 4 polis hakkında “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verdi. Bunun üzerine hem sanık avukatları hem de Emin Gezer’in avukatları dosyayı Yargıtay’a taşıyarak, kararın bozulmasını istedi. Yargıtay 1’inci Dairesi, polislerin avukatlarının beraat talebiyle yaptıkları başvuruyu kabul ederek, polisler hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmetti. Yargıtay kararının gerekçesinde polislerin Emin Gezer’i felç bırakan ateşi, “(…) bölgede yaşadıkları, tanık oldukları, çatışmalarda ve bombalı eylemlerde arkadaşlarını kaybettikleri, yaşanılan olayların etkisiyle kendilerine yönelen saldırıları def etme amacıyla meşru savunma koşullarının oluştuğuna ilişkin kaçınılmaz hataya düşülerek” gerçekleştirdiklerini savundu.
YARGITAY: OLAYDA HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİ BULUNMASI NEDENİYLE…
Yargıtay ilamının ardından yeniden başlayan yargılamada Midyat Ağır Ceza Mahkemesi ilk celsede karar verdi. Mahkeme, Yargıtay ilamı doğrultusunda sanık polisler hakkında “(…) yapılan yargılamada sanıkların eylemlerinin TCK’nın 30/3 maddesi delaletiyle TCK’nın 25/1 maddesi uyarınca meşru savunma hükümlerinin tatbik edilmesi gerektiğinden bu yönüyle sanıkların eylemlerinin sabit görülmesine karşın olayda hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması nedeniyle” beraat kararı verdi.
‘BÖLGE İÇİN ‘TERÖR’ TANIMLAMASI YAPARAK BU TÜR KARARLAR VERİYORLAR’
Mahkemenin kararı ile Yargıtay ilamının Türkiye’de kolluk güçlerine uygulanan “cezasızlık” uygulamalarının devamı olduğunu belirten avukat Ahmet Arıkan, mahkeme heyetinin tarafsız olmaması nedeniyle reddini istediklerini ancak buna rağmen karar verildiğini söyledi.
Arıkan, dosyada faillerin ortada olduğunu, müvekkilinin durumunun da hastane kayıtları ve tanık anlatımlarıyla ortada olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Polisler ödüllendirildi. Neredeyse ‘neden öldürmediniz, öldürmeye de hakkınız var’ der gibi bir karar verildi. Bu olay Türkiye’nin başka bir yerinde olsa, kesinlikle bu karar çıkmayacaktı. Ama bölge için bir ‘terör’ tanımlaması yaparak bu tür kararlar veriyorlar. Kürtlerin öldürülmesini meşru hale getiriyorlar. Bu karara karşı önce Anayasa Mahkemesi ardından gerekirse AİHM’e (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) başvuru yapacağız.” (MA / Ahmet Kanbal)