Bu yıl depremlerde hayatını kaybedenlere adanan 2023 yılı Newrozu için birçok kentte ateşler yakılırken, bu yıl Amed’te 21 Mart 2017 Newroz kutlamasına katılmak için kente gelen ve kontrol noktasında polis tarafından katledilen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un da 7’nci yıl dönümü.
NEWROZUN SEMBOLLERİNDEN BİRİ KEMAL…
Aradan geçen zamanı anlatan ağabeyi Ercan Kurkut, Kemal’in katledilmesinden sonraki bütün Newroz’ların kendileri için buruk ve hüzünlü bir havada geçtiğini söyleyerek, “Elbette Newroz’un sembollerinden biri Kemal ama sadece Kemal değil, bugüne kadar Newroz’larda şehit düşen birçok arkadaşımız oldu. Kemal biraz daha görünür hale geldi. Bizim için acı bir durum ve 2017 yılından sonra o acı katmerleşti. Bunu katmerleştiren de devletin kendisi oldu. Devlet her Newroz öncesi Kemal’i bir kere daha katlediyor” dedi.
SÖZDE YARGILAMA
Kemal’in katledilmesinden sonra başlatılan yargı sürecine değinen Kurkut, “2017 den sonra devlet bir suçlu değil bir sanık çıkardı ve sözde bir yargılama yaparak, bu yargılama sürecinden sonra da bu sanığı serbest bıraktılar. Yargılama olsaydı Kemal Kurkut davasına ilişkin bir tek kişi gözaltına alınıp tutuklansaydı, belki bir şeyler olabilir diye bilirdik. Şu ana kadar bir suç zinciri işlendi ve bunun içinde; ‘sanık, kaymakamlıklar, emniyet mensupları, cenazeye işkence eden ve yalan söyleyen valilik’ için tek bir soruşturma dahi yok” diyerek adalete olan inançlarının kalmadığını ifade etti.
Kurkut, “Devlet her Newroz öncesi yaramıza yeniden tuz basarak kanatıyor. Umarım bu Newroz, adaletin, insan haklarının gelmesine vesile olur ve bir daha Kemal Kurkut’lar ölmez. Kürt halkının Newroz’unu kutlarım, bu Newroz, 4 parça Kurdistan’da özgürlüğe vesile olsun” dedi.
CEZASIZLIK POLİTİKASI
Kurkut’un Newroz Bayramı’nda herkesin gözü ve kameraların önünde devletin silah verdiği bir polis tarafından katledildiğini belirten avukat Serdar Çelebi de dosyaya dair şunları söyledi: “Oradaki polislerin ifadeleri var; ‘Boş kovanların toplanıp imha edildiği’, ‘ellerin yıkandığı’ ve ‘delillerin karartıldığına’ dair beyanlar vardı. Ama hiçbir zaman buna ilişkin somut bir adım atılmadı. Buna rağmen her şey ortada. Amaç cezasızlık politikasıdır. Gerek yargı gerekse devlet bürokrasisi bunun bozulmasını istemiyor.”
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır’da 21 Mart 2017’deki Newroz kutlamasına katılmak isteyen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut, kutlama alanının girişindeki kontrol noktasında polislerin açtığı ateş sonucu öldü. Kurkut’un öldürülmesiyle ilgili Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan açıklamada, “Şahıs, etkinliğin yapılacağı yöne doğru koşmaya başlamıştır. Şahıs, güvenlik güçlerinin tüm uyarılarına rağmen elindeki bıçağı atmamış ve alana doğru koşmaya devam etmiştir. Söz konusu şahsın canlı bomba olma ihtimali değerlendirildiğinden ve alanda bulunan katılımcıların can güvenliği göz önünde bulundurulduğundan dolayı, arama noktasında görevli güvenlik güçlerince müdahale edilmiştir. Meydana gelen olay sonrasında yaralanan ve etkinlik alanına çağrılan ambulans ile hastaneye kaldırılan şüpheli şahıs, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir” denildi.
FOTOĞRAFLAR OLMASAYDI…
Ancak kutlamayı takip etmek üzere alanda bulunan Gazeteci Abdurrahman Gök’ün, Kurkut’un vurulduğu ana ilişkin çektiği fotoğraf kareleri Valiliğin açıklamasını yalanlayıp soruşturmanın seyrini değiştirdi. Fotoğraflar sonrası Kurkut’un ölümüne ilişkin iki polisin ifadesinin alınmasının ardından hazırlanan iddianame ile sanık polis Yakup Ş. hakkında 9 ay sonra “olası kastla öldürmekten” müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının olay günü Newroz alanının protokol kapısında görevli 72 polis hakkında ‘görevi ihmal’, ‘suç delillerini karartma ve gizleme’ suçlamasıyla açmak istediği adli soruşturmaya ise Vali Hasan Basri Güzeoğlu ‘ihmal olmadığı’ gerekçesiyle izin vermedi.
3 yıldır devam eden yargılamada Kurkut ailesi avukatlarının tüm taleplerine rağmen sanık polis sanık Yakup Ş. hakkında tutuklama kararı çıkmadı. Yargılamada Adli Tıp Kurumu (ATK) ve Ulusal Kriminal Bürodan (UKB) gelen çelişkili raporlar nedeniyle davada henüz bir karar çıkmış değil.
RAPORLAR
Kurkut’u “olası kastla öldürmekten” yargılanan sanık polis Yakup Ş. hakkında Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, 14 Aralık 2017’de görüldü. Cinayete ilişkin Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanan ilk raporda, Kurkut’un yerden seken mermiyle yaşamını yitirdiği ve mermi çekirdeğinin gömlek nüvesinin balistik incelemeye uygun olmadığı belirtildi. Kurkut ailesi avukatlarının rapora itiraz etmeleri üzerine mahkeme, bağımsız bir kurum olan Ulusal Kriminal Bürodan (UKB) rapor istedi.
UKB’den gelecek rapor beklenilirken davanın 20 Eylül 2018 tarihli duruşma öncesi, Kurkut’un vurulma anı öncesi ve sonrasına ait toplam 118 görüntü kaydı ve kayıtlarda geçen konuşmaları tek tek çözümleyen bilirkişi, hazırladığı raporu mahkemeye gönderdi. Raporda, incelenen videoların sonucunda 13 el ateş edildiği, bunlardan sadece 6 atışın kameralara yansıdığı tespit edilerek Kurkut’un bedeninin sol tarafından vurulduğu ifade edildi. Raporda yer alan bir başka önemli bilgi ise, Kurkut’un vurularak öldürülmek yerine sağ yakalanabilme imkanının olduğunun bir polis tarafından dile getirildiği görüntü oldu.
Olay yerindeki zırhlı bir araca ait 13 saniyelik bu görüntüde, özel bir video programı yardımıyla iki polisten birinin diğerine Kurkut’un vurulmasına ilişkin “Adamı vurmaya gerek yok ki” dediği anlaşıldı.
ÇELİŞKİLER
UKB’den istenen ve 28 Şubat 2019 tarihli duruşmaya yetişen raporda ise, ATK’nin aksine sanık Yakup Ş.’nin doğrudan silahını doğrultarak ateş etmesiyle Kurkut’un geriye doğru sıçradığı, bu sıçramanın Kurkut’un vücuduna isabet eden mermiden kaynaklandığı vurgulandı. Mahkemenin eksik noktalara ilişkin görüş istediği UKB’nin 30 Mayıs 2019’tarihli duruşmaya gönderdiği ek raporda bu kez birinci raporunun aksine Kurkut’un doğrudan atış sonucu değil yerden seken mermi ile vurulduğu ileri sürüldü. Mahkemenin raporlar arasındaki çelişkiyi gidermesini istediği ATK Genel Kurulu ise, 7 ay sonra gönderdiği raporunda Kurkut’un ‘yerden seken mermiyle’ öldüğü şeklindeki ilk raporunu tekrarladı. (MA)