İzlanda, cinsiyet eşitliğinde sürekli dünyanın birinci ülkesi seçiliyor ve Küresel Cinsiyet Ayrımı Endeksi’nde son 15 yıldır ilk sırayı bırakmıyor. Annelik ve babalık izni koşulları öylesine iyi ki, çalışma yaşındaki kadınların yaklaşık % 90’ı iş sahibi, milletvekillerinin de neredeyse yarısı kadın. BBC 100 Kadın, ülkenin neleri iyi yaptığını ve durumun kadınlar için göründüğü kadar iyi olup olmadığını araştırdı.
![Bir kütük tutan küçük bir kız çocuğu.](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/f6fb/live/4139e270-b2fc-11ef-b3dd-1716df558836.png.webp)
Ä°zlanda’daki birçok yuvada çocuklara cinsiyet kalıplarını reddetmeleri öğretiliyor.
Reykjavik’tek dondurucu bir kış sabahında, onlarca küçük kız ağır kütükleri güçlü bir kararlılıkla yere fırlatıyor.
Sesleri yettiÄŸince “Güç-lü-yüm!” diye bağırıyorlar.
Hjalli metodunu uygulayan 17 yuvadan birine gidiyorlar. Hjalli, konvansiyonel cinsiyet kalıplarını tamamen reddeden bir çocuk gelişim yöntemi.
Metodun mucidi Margret Hala Olfsdottir “Ä°ki yaşındaki çocuklar daha o zamandan erkek ya da kız olmanın ne anlama geldiÄŸi konusundaki fikirlerini oluÅŸturmuÅŸ oluyor” diyor.
Hjalli okullarında, erkek ve kız çocukları günün büyük bölümünde ayrı tutuluyor ve geleneksel olarak karşı cinsle özdeşleşmiş şeyleri yapmaya teşvik ediliyorlar.
![yuvadaki bir grup çocuk](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/e6cc/live/d4db3650-b301-11ef-842c-170e37f7cefa.png.webp)
Kızlara tavizsiz ve sert olmaları öğretiliyor. Kütük fırlatmanın dışında, bazen de karda çıplak ayak yürüyorlar.
Erkekler de birbirlerinin saçını tarıyorlar, birbirlerine masaj yapıyorlar ve iltifat ediyorlar.
Olafsdottir “Erkek çocukları daha bireysel ve bağımsız olmaya eÄŸilimli. Biz onlara nazik, düşünceli olmayı, yardım etmeyi ve dinlemeyi öğretiyoruz” diyor.
![Hjalli yönteminin mucidi Margret Pala Olafsdottir, sınıflardan birinde.](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/aff6/live/f0dfc9c0-b323-11ef-a0f2-fd81ae5962f4.jpg.webp)
Hjalli metodu cinsiyet eÅŸitliÄŸinde zaten öncü olarak kabul edilen Ä°zlanda’da giderek gözde bir yöntem haline geliyor.
Ä°zlanda, Dünya Ekonomik Forumu’nun ölçtüğü saÄŸlık, eÄŸitim, cinsiyete dayalı ekonomik fırsatlar alanlarında cinsiyet eÅŸitsizliÄŸini % 90’dan fazla kapatan tek ülke.
Aynı zamanda, 2018’de iÅŸverenlerin erkek ve kadınlara eÅŸit iÅŸ için eÅŸit ücret ödeme zorunluluÄŸu getiren ve aksi takdirde ağır cezalar uygulayan ilk ülke.
Ä°stihdam yaşındaki kadınların yaklaşık % 90’ı çalışıyor. Bu oran, Avrupa Komisyonu’nun 2021 verilerine göre % 68 olan AB ortalamasının çok üzerinde. Dünya Bankası’nın verilerine göre kadınların iÅŸ yaÅŸamına katılma oranı küresel ölçekte % 50 iken, erkeklerinki ise % 80.
![Katrin Thorhallsdottir, kocası Fanar ve beş çocuklarından üçü.](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/1b28/live/1a993320-b309-11ef-a2ca-e99d0c9a24e3.jpg.webp)
Birçok kiÅŸi, bunun nedenlerinden biri olarak Ä°zlanda’nın çocuk bakımı politikasına iÅŸaret ediyor. Anne ve babalar çocukları olduÄŸunda maaÅŸlarının % 80’ini aldıkları altı aylık izne ayrılabiliyor. Altı haftalık ek izni de aralarında paylaÅŸabiliyorlar.
Bir somon yetiÅŸtirme ÅŸirketinde su teknisyeni olarak çalışan ve 10 yaşın altında beÅŸ çocuÄŸu olan Katrin Thorhallsdottir “Hiç kariyerim nedeniyle çocuk sahibi olmama baskısı hissetmedim” diyor. Thorhallsdottir, ebeveyn izinlerini kocası Fannar ile eÅŸit paylaşıyor.
‘Bir feminist cenneti deÄŸil’
Ancak bir grup kadın, Ä°zlanda hükümetine o kadar kızgın ki, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’nde (AÄ°HM) dava açtılar.
Müştekilerin tek bir ortak noktası var: Hepsi tecavüz ya da saldırı ihbarında bulunmak için polise gitti ve şikayetleri mahkemeye taşınmadı.
Ülkenin adalet sisteminin sistemik bir şekilde kadınları hüsrana uğrattığını savunuyorlar.
![Hulda Hrund ve iki kızı](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/add8/live/3cffcf50-b309-11ef-a0f2-fd81ae5962f4.jpg.webp)
Ä°statistiklere göre, Ä°zlandalı kadınların dörtte biri ya tecavüze ya da tecavüz giriÅŸimine uÄŸradı. % 40’lık bir oran da fiziksel ve cinsel ÅŸiddete maruz kaldı. Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün verilerine göre bu oran küresel düzeyde ortalama % 30.
Ancak kadınlar, İzlanda polisinin kısmen hükümetin yeterli bütçe sağlamaması yüzünden, tecavüz ve saldırı iddialarını düzgün bir şekilde soruşturmaması nedeniyle çok az erkeğin yargılandığını söylüyor.
Davanın AÄ°HM’ye taşınmasına yardımcı eden sivil toplum kuruluÅŸlarından biri olan Stigamot’tan Gudrun Jonsdottir “Birçok vakada önemli tanıklar sorgulanmadı, doktorların ve psikologların raporları gözardı edildi. Hatta birinde tecavüzcünün itirafı bile ciddiye alınmadı” diyor.
![Reykjavik'te ev içi şiddet kurbanları için yapılan bir anma töreni.](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/ebb5/live/fcfea880-b309-11ef-842c-170e37f7cefa.png.webp)
Jonsdottir “Kadınların iddialarının ciddiye alınmaması tamamen kabul edilemez ve bunu hoÅŸ görmeyeceÄŸiz” diyor.
Hükümetin kendi istatistikleri de kadınların cinsel ÅŸiddet ihbarında bulunduÄŸu vakaların % 80’inden sonuç alınamadığını gösteriyor.
Cinsiyet temelli ÅŸiddet maÄŸdurlarını destekleyen feminist örgüt Ofgar’ın kurucularından Hulda Hrund “Bir feminist cenneti olarak pazarlanıyoruz ama deÄŸiliz” diye konuÅŸuyor.
“Bu bir halkla iliÅŸkiler gösterisi, siyasi bir manipülasyon” diyor.
Hükümeti dava eden kadınlardan biri olan Maria, polise tanıklar ve kanıtlar sunduğunu ve bunlar arasında saldırganın suçunu itiraf ettiği telefon mesajları da olduğunu söylüyor.
Savcılık, aslında kovuşturma için yeterli kanıt bulunduğunu ama polisin soruşturmayı çok uzun sürede tamamlaması yüzünden zaman aşımına uğradığını belirtti.
Maria “Üç yıl boyunca evden çıkamadım. Gece tek başıma dışarı çıkamadım. Burası küçük bir ülke ve hep arkama bakıyorum” diyor.
İzlanda Emniyet Genel Müdürü, polisin bu vakadaki hataları için özür diledi.
Davayı açan kadınlar, polis kadar mahkemeleri de eleştiriyor.
2019’de bir hakimin, tecavüzle suçlanan sanığı, maÄŸdur kadının sıkı, yüksek belli deri pantolonunu çıkartmasının imkansız olduÄŸunu düşünmesi nedeniyle beraat ettirmesi öfke yaratmıştı.
Aynı hakim bir baÅŸka vakada da vajinasındaki kanama yüzünden neredeyse hayatını kaybetme noktasına gelen bir kadının “sert seks” yaptığına karar vermiÅŸti.
Hulda Hrund, bu durumun bazı erkeklerin cinsel şiddetten ceza almayacaklarını düşünmeye sevk ettiğini söylüyor.
“Erkekler, yaptıklarının büyük ihtimalle bir sonucu olmayacağını biliyor. Tecavüzden suçlu bulunsanız bile, alacağınız ceza hakimin takdirinde. Hatta hapse hiç girmeyebilirsiniz bile.”
Gudrun Jonsdottir de “Bu, toplulumuzdaki kara bir gölge” diyor.
‘Yeterli deÄŸil’
![Halla Tomasdottir bir sandalyede oturup, fotoÄŸraf makinesine bakarken.](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/978c/live/a034c700-b300-11ef-842c-170e37f7cefa.png.webp)
Ä°zlanda hükümeti BBC’ye yaptığı açıklamada, cinsiyet temelli ÅŸiddeti sona erdirme amacını desteklediÄŸini söyledi.
Bir sözcü “Ä°zlanda cinsiyet eÅŸitliÄŸinde uzun süredir lider ama geliÅŸmek için daima daha fazlasının yapılması gerekiyor” dedi.
Ancak İzlanda Cumhurbaşkanı Halla Tomasdottir, hükümetinin yeterince şey yapmadığı görüşünde.
“Bence hiçbir hükümet yeterince ÅŸey yapmıyor. Adalet sistemimizde ve genel olarak kültürümüzde zorluklarımız var” diyor.
“Cinsiyet temelli ÅŸiddet var oldukça, yeterince ÅŸey yapmıyoruz demektir. Bu kadar basit.”
Fakat Tomasdottir, yine de Ä°zlanda’nın kadın olmak için en iyi yerlerden biri olduÄŸuna inanıyor ve ülkesinin 2030 itibarıyla cinsiyet eÅŸitsizliÄŸini tamamen ortadan kaldıracağını umuyor. BM, BBC’ye yaptığı açıklamada, ülkenin bunu baÅŸarma yolunda olduÄŸunu belirtti.
![Cumhurbaşkanı Tomasdottir ve eşi, İzlanda bayrağı asılı balkonda kalabalıkları selamlarken.](https://ichef.bbci.co.uk/ace/ws/640/cpsprodpb/a853/live/b69461f0-b309-11ef-aff0-072ce821b6ab.jpg.webp)
Hulda Hrund, cinsiyet temelli şiddetle karşılaşan kadınlara destek olmasına karşın iyimser. İzlanda toplumunda bir değişim olduğunu söylüyor.
“Kızlarım, birinci sınıftan itibaren cinsel eÄŸitim almaya baÅŸladı. Sınırları, rızayı biliyorlar. Onların yaşındayken keÅŸke bilseydim dediÄŸim her ÅŸeyi biliyorlar.”
Ve belki de Hjali metoduyla yetiştirilen erkek ve kız çocukları, cinsiyet temelli şiddet fikrini bugünkünden daha çok kabul edilemez bulacaklar.