Mektupta 15 Temmuz 2016’daki darbe giriÅŸimi sonrası ErdoÄŸan’ın yargı, yasama ve yürütme gücünü elinde topladığı vurgulandı.
Yaşananlarla ilgili olarak şu durumlara dikkat çekildi.
â– Aralarında HDP’li eski cumhurbaÅŸkanı adayı Selahattin DemirtaÅŸ’ın da bulunduÄŸu seçilmiÅŸ siyasiler 2016 sonbaharından bu yana görüşlerinden dolayı cezaevinde.
â– ErdoÄŸan medyanın yüzde 95’inden fazlasını kontrol ediyor. İfade ve basın özgürlüğü neredeyse ortadan kalktı. Türkiye birkaç yıldır gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi olmuÅŸ durumda. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in en son basın özgürlüğü endeksinde 154. sırada yer aldı.
Mektupta, “ErdoÄŸan’ın muhaliflere keyfi zulmünü yüksek bedellerle ödeyenlerden biri de, Silivri Cezaevi’nde 4 metrekarelik bir hücrede tutulan 70 yaşındaki gazeteci-yazar Ahmet Altan” olarak nitelenen Altan’ın 2016’dan beri hapiste olduÄŸu, 10 yıl 6 ay hapis cezası almadan önce de üç yıl hapiste tutulduÄŸu ifade edildi.
Altan’a yöneltilen suçlamalara dair bir ‘delil’ bulunmadığına ve Altan’ın bu suçlamaları kabul etmediÄŸine deÄŸinilen mektupta Ahmet Altan’ın Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biri olduÄŸu da aktarıldı.
“Ahmet Altan, Türkiye’nin en etkili, saygı duyulan ve okunan yazarlarından biridir. Kitapları 23 ülkede yayımlandı. Altan, Osmanlı İmparatorluÄŸu’nun son dönemleri gibi tarihi olaylara dayanan, kurgu ile gerçeklik arasında bir denge kuran romanlar yazmakta. Türkiye’de tarihi ve sosyal baÄŸlamda insanların duygusal dünyası ile karşılıklı iliÅŸkileri romanlarında anlatılmaktadır. Son kitabı ‘Dünyayı bir daha asla göremeyeceÄŸim’ Nisan ayında İsveççe olarak yayımlanacaktır.”
Koronavirüs salgınının Silivri Cezaevi’nde de yayıldığını aktaran mektupta, Altan’ın hayatından endiÅŸe duyulduÄŸu ve bu sebeple serbest bırakılması gerektiÄŸi ifade edildi.
Mektubun sonunda ÅŸunlar kaydedildi:
“Bu nedenle Ahmet Altan’ın esaretten salıverilmesini talep ediyoruz. ErdoÄŸan’ın emriyle hapsedildiÄŸi için Türkiye CumhurbaÅŸkanı’na açık bir mesaj göndermek istiyoruz: Muhalifleri saçma, Kafka benzeri gerekçelerle hapse atabilirsiniz ama ifade özgürlüğünü asla hapse atamazsınız. Altan’ı derhal bırakın!”
Mektupta imzası bulunan kişi ve kurumlar şöyle;
Kristina Ahlinder (İsveç Yayıncılar DerneÄŸi BaÅŸkanı), Robert Aschberg (İsveç Yayıncılar Kulübü BaÅŸkanı), Kurdo Baksi (Yazar), Jesper Bengtsson (İsveç PEN BaÅŸkanı), Anders Q Björkman (Svenska Dagbladet Kültür Yönetmeni Yardımcısı), Helena Giertta (Tidningen Journalisten BaÅŸ Editörü), Erik Halkjaer (Sınır Tanımayan Gazeteciler İsveç BaÅŸkanı), Ulrika Hyllert (İsveç Gazeteciler DerneÄŸi BaÅŸkanı), Lisa Irenius (Svenska Dagbladet Kültür Yönetmeni), Ola Larsmo (PEN International’ın yazarı ve Yönetim Kurulu Üyesi), Karin Olsson (Expressen Kültür Yönetmeni), Martin Kaunitz (Ahmet Altan’ın İsveç’teki yayıncısı), Jesper Monthán (İsveç Yayıncılar BirliÄŸi BaÅŸkanı), Nalin Pekgul (Eski Milletvekili), Grethe Rottböll (İsveç Yazarlar DerneÄŸi BaÅŸkanı), Karin Pettersson (Aftonbladet Kültür Yönetmeni), Björn Wiman (Dagens Nyheter Kültür Yönetmeni)
Ahval