İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, İHD’nin kuruluşunun 37’inci yıl dönümü dolayısıyla Beyoğlu’nda bulunan dernek binalarında bir resepsiyon gerçekleştirdi. Birçok hak savunucusunun hazır bulunduğu resepsiyona, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Kadın Zamanı Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Suruç Aileleri İnisiyatifi, Hafıza Merkezi, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın İş), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol Sendikası (Dev Yapı İş ), Çekya ve Polonya Başkonsolosları ve birçok hak savunucusu katıldı. Resepsiyon, İHD’nin geçmişten günümüze mücadelesini anlatan bir sinevizyonla başladı.
‘MÜCADELEYİ İNATLA DEVAM ETTİRECEĞİZ’
Burada konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, İHD’nin gerekli olduğunu belirterek, İHD’nin ateşe düşenlerin yanında olduğunu söyledi. Yoleri, “Bu kapıdan içeri girenler hep son çare diye buraya geliyorlar. Burası seslerini çıkaramayan insanların yeridir. Biz buraya gelen ve hak ihlaline uğramış insanların haklarını alarak gitmesini istiyoruz. Ama bu devletle ilgili bir şeydir. Bu yüzden devlet değişmedikçe bu sorunlar bitmeyecek. Ama aynı zamanda biz bu hak ihlallerini ortaya çıkarmak için yoğun bir çaba sarf ediyoruz, edeceğiz. Biz bu mücadeleyi hep beraber veriyoruz. Bu yüzden ben bütün yol arkadaşlarıma emekleri için teşekkür ediyorum. Bu mücadeleyi inatla devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.
‘BİZİ SUSTURAMAYACAK, DURDURAMAYACAKLAR’
Ardından söz alan Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız, devlete güvenerek oğlunu polise teslim ettiğini söyledi. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet hem çocuğumu kaybetti hem de adalet davama sahip çıkmadı. İnsan olmak sadece dünyaya gelmekle olmuyor. İnsan haklarıyla insandır. Bizde burada insan olarak duruyoruz. Devlet de karşımızda tankıyla, topuyla bize insanlığını bize gösterdi. Ama biz onların o şiddetine karşı yüreklerimizle, özellikle ben bir anne yüreğiyle karşılarındayım. Onların insanlığa ve evlat acısına saygıları olmadı. Ben sonuna kadar direneceğim. Bizi susturamayacaklar, durduramayacakla” diye belirtti.
‘SİYASAL İKTİDAR, HER ALANI GÜVENLİK ALANINA ÇEVİRDİ’
İHD’nin 37 yıldır en zorlu koşullar altında, kesintisiz şekilde ateşin düştüğü yerde olduğunu ifade eden Durmaz, “İHD olarak hak ihlallerini görünür kılmaya, belgelemeye ve bunların bir daha asla yaşanmadığı bir dünya için mücadele etmeye devam ediyoruz. Siyasal iktidarın, ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu hâline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem hâline getiren politikaları, toplum içinde militarizmin ve şiddet eğilimlerinin yaygınlaştırılmasının temelinde yatan zihniyetle mücadele ediyoruz. Başta en ağır biçimde ihlal edilen yaşam hakkı, kişi güvenliği ve işkence, ayrımcılık, sağlık haklarına erişim, çalışma hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü olmak üzere pek çok temel hak ve özgürlüklerin inşası için mücadele ediyoruz” dedi.
‘KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR’
Ardından konuşan Yeşil Sol Parti Wan Milletvekili Zülküf Uçar ise, “İHD her zaman işkenceye, insan hakları ihlallerine ve her türlü ayrımcılığa karşı çok önemli bir duruş sergiledi. Yıllardır yaşanan yoğun mücadeleye rağmen Kürt sorunu bu ülkede halen çözülmüş değil. Kürt sorunu artık çözülmeye muhtaçtır. Halk artık bu sorundan yoruldu. Bu ülkede demokrasinin, adaletin ve eşitliğin egemen olması gerekiyor. Demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasanın artık olması gerekiyor” dedi.
Konuşmaların ardından konuklar açık kürsüde görüşlerini dile getirdi.