Pir Sultan Abdal anma etkinliğine katılmak üzere Sivas’a gelen aydın ve sanatçıların Madımak Oteli’nde yakılarak, katledilmesinin üzerinden 29 yıl geçti.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Madımak Katliamı’nın yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı.
İnsan Hakları Derneği (İHD), 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı’nın yıldönümü nedeniyle yayınladığı açıklamada, “2 Temmuz 1993; tarihte kara bir gün, Türkiye tarihinde bir utanç sayfası” dedi.
İHD’nin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
KATİLLER KORUNDU
“Üzerinden tam 29 yıl geçti. 30 Haziran’da başlayan Pir Sultan Abdal anma etkinliğine katılmak üzere Sivas’a gelmiş aydınlar, sanatçılar ile etkinlikleri izlemek üzere orada bulunanlar, Madımak Oteli’nde yakılarak, vahşice katledildiler. Devlet katliamı önleyebilirdi, önlemedi. Orada, apaçık bir insanlık suçu işlendi ama gerçek sorumluları yargılanmadı, katiller korundu. 2 Temmuz 1993; tarihte kara bir gün, Türkiye tarihinde bir utanç sayfası.
O vahşi katliamda; biri 12 yaşında olmak üzere etkinliğe katılanlardan 33 can yakılarak katledildi.
KİMSE HESAP VERMEDİ
2 Temmuz 1993 tarihinde iktidarda SHP-DYP hükümeti bulunuyordu. Tansu Çiller başbakan, Erdal İnönü başbakan yardımcısıydı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner, Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’ di. Hiçbiri bu katliamın hesabını vermedi.
“2012 yılına kadar devam eden ve Sivas Davası olarak bilinen katliam davasında ise; Yine cezasızlık politikası çıktı karşımıza. 15 bin saldırgan olduğu söylenirken sadece 124′ ü hakkında dava açıldı. Dava sanıklarından Ali Kurt ve Mevlüt Atalay pişmanlık yasasından yararlanmak için mahkemeye yaptıkları başvurularında olayda Hizbullah, İslami Hareket Teşkilatı ve Kaplancılar gibi örgüt bağlantılarını anlattılar, ancak mahkeme “olayda örgüt yok” dedi. Olay sonrası tutuklanan 124 saldırgandan birçoğuna hafif cezalar verilerek, ağır tahrik indirimleri uygulandı. 33’ü hakkında idam cezası verildi ancak bu ceza, sonrasında müebbet hapse çevrildi. İdam cezası alan sanıklardan 8’i 1997 yılında tahliye edildi ve bir daha yakalanmadılar. Mahkeme 2012 yılında, yakalanmayan 7 saldırgan hakkında zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi ve dosyayı kapattı.
KATİLLERİN SAVUNMASINI YAPAN AVUKATLAR AKP’DEN VEKİL SEÇİLDİ
Ceza almasına rağmen yakalanmayan katiller arasında Refah Parti yöneticileri de vardı. Katillerin savunmanlığını yapan sekiz avukat ise sonrasında AKP’den milletvekili seçildi.
Bunca hukuksuzluk yetmezmiş gibi; katliamın adresi, 33 insanın yakılarak katledildiği Madımak Oteli’nin Utanç Müzesi yapılmasına izin vermeyenler, katliam sırasında ölen iki saldırganın adını içeren “Bilim ve Kültür Merkezi” adıyla kullanılmasına ve katliamın kutsanmasına izin vererek, bir kere daha ne tarafta durduklarını göstermiş oldular.
Katliamın üzerinden tam 29 yıl geçti. Katliamın asli faillerinden olduğu gerekçesi ile hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş bulunan dava sanığı Ahmet Turan Kılıç, tartışmalı ve uzman hekimlerin itirazını içeren bir Adli Tıp Kurumu raporuna dayanılarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından affedildi ve 31 Ocak’ta tahliye edildi.
“1997 yılında tahliye edilen ve sonrasında hepsi firar eden sanıklardan Murat Karataş, Eren Ceylan ve Murat Sonkur hakkında müebbet hapis cezası istemi ile dava devam ediyor. Ancak diğer firari sanıklar gibi, yakalanmazlarsa, 2023 yılında zamanaşımı nedeniyle haklarındaki dava düşecek.”
TALEPLER
İHD konuuyla ilgili şu taleplerini yineledi:
“1. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan İnsanlığa Karşı Suçlara ilişkin yasa maddesi , “hangi tarihte gerçekleştiğine bakılmaksızın insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı söz konusu edilemez” şeklinde yeniden düzenlenmelidir.
2. Sivas Katliamı davası yeni baştan ele alınmalı, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, emniyet müdürü, vali dahil tüm sorumlulardan yargı önünde hesap sorulmalı, adalet sağlanmalıdır.
3. Devletin ve toplumun geçmişle yüzleşmesinin sağlanması bakımından Hakikat Komisyonu kurularak katliamın bağlantılarını da içeren gerçeğin açığa çıkarılması sağlanmalıdır.
4. Madımak Oteli “Utanç Müzesi” yapılmalıdır.
5. Gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve 2 Temmuz günü ulusal düzeyde “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçları Kınama Günü” olarak kabul edilmelidir.”