Türkiye’de avukatlık, hukuksuzluğa maruz kalan mesleklerden biridir. Devrimci avukat Ebru Timtik önce 2013 yılı Ocak ayında Çağdaş Hukukçular Derneği’ne yapılan bir operasyonda içlerinde Selçuk Kozağaçlı’nın da bulunduğu 8 meslektaşı ile birlikte tutuklanmıştı.
İlk duruşmaya Elazığ’dan gelen annesi Fatma ana da katılmıştı. Tuttuğu ‘Hızır sesimizi duysun’ niyazına vesile olması için “Gömbe”* dağıtıyordu. Hamurdan yapılan gömbe; Hızır orucunda, 12 İmam Muharrem orucunda ve kutsal ziyaretlere gidilip bir dilek tuttuğunda yapılır ve hayrına konu komşuya dağıtılırdı.
Mahkeme sonrası kızı Ebru tutuklanmış ve iddianamenin kabulünün ardından özgür iradesini hapsedenlere mektup yazmıştı.
‘Anayasa değişikliği olmasaydı, geçirecektiniz yağlı ilmiği boynumuza’ demiş Şeyh Bedrettin’den;
“Ömür istemektesiniz,
Ol ferman sizindir..
Verin basalım bağrına mührümüzü” mısralarını eklemişti.
Bir sene sonra örgüt üyesi oldukları iddia edilen davada, 2014 yılında, tahliye olmuş ama ne yazık ki iki sene sonra annesi Fatma Timtik vefat etmişti.
KHK ile ihraç edilen öğretmenler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklu yargılandıkları davanın duruşmasından iki gün önce, Eylül 2017’de Çağdaş Hukukçular Derneği’nden 16 avukat tekrar gözaltına alındı. 8 gün süren gözaltı sonrasında Gülmen, Özakça ve 15 avukat manidar bir nedenle! KHK ile ihraç edilmenin haksızlığını savundukları, işlerini geri istedikleri gerekçesiyle tutuklandılar. Bir süre sonra Timtik serbest bırakıldı.
İstanbul Barosu’na kayıtlı Ebru Timtik, Ankara Barosu’na kayıtlı Aytaç Ünsal ile birlikte gizli bir tanığın beyanıyla, “DHKP-C silahlı terör örgütüne üye oldukları” iddiasıyla 12 Eylül 2018’de tekrar tutuklandılar.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Mart 2019’da, Timtik ve Ünsal’ın aralarında olduğu ÇHD üyesi 18 avukat için “Terör örgütü kurma ve yönetme” ile “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 18 yıl 9 ay ile 3 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen toplam 159 yıllık hapis cezası verdi. Ebru Timtik’e 13 yıl 6 ay, avukat Aytaç Ünsal’a ise 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Bu haksızlığı kabul etmedikleri ve adil yargılanma talep ettikleri için ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın da aralarında bulunduğu bazı avukatlar 5 Şubat tarihinde açlık grevine başladılar.
Burhaniye Cezaevi’nde tutuklu olan Aytaç Ünsal ile Silivri Cezaevi’ndeki Ebru Timtik adil yargılanma talebiyle 5 Nisan Avukatlar gününde açlık grevini ölüm orucuna çevirdiklerini duyurdular.
Ebru kendisini ziyaret eden meslektaşı Hüseyin Aygün’e, “Dışarıda iken binlerce insanı savunduğum halde, bu sessizliğin nasıl meydana geldiğini hiç anlamadım,” demişti.
Ebru’nun artık “hayır duaları” edecek annesi Fatma ana da hayatta değildi. Hızır yoldaşlığı, duasız kaldı.
Yargılandığı İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, sağlık durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu’nda muayene edilmesine ilişkin verdiği karar doğrultusunda, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan muayenede, “Hapishanede kalması uygun değildir” raporu verilmesine rağmen tahliye edilmeyen ölüm orucundaki Ebru 238 gün önce ADİL YARGILAMA TALEBi ile başladığı ölüm orucunda hayatını kaybetti.
Bu ülkede, cinayet üstüne cinayetler işleniyor. Devlet yetkilileri elinden geleni yaparak vatandaşının ölümüne göz yumdular!.
İçişleri Bakanı Soylu, ‘terör örgütü mensubunun fotoğrafını İstanbul Barosu’na asanları şiddetle kınıyorum. Gereken işlemleri yapacağım,’ diyerek ölen avukat üzerinden manidar! bir taziyede bulunarak arkada kalan avukatlara okkalı bir gözdağı vermiş oldu.
Ebru’nun öldüğü akşam taglar açıldı. Bir kısım halk, tweeter üzerinden Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz davasına konu olmamasına rağmen merhum savcı Kiraz’a nispeten #EbruTimtikGeberdi paylaşımlarında bulundu.
Bazı insanlar ise ölüm orucunun yanlış olduğu , zaten tasvip etmediği gerekçesiyle sessiz kaldı.
Bazıları “Alevi, Kürt idi. Bilinçaltım bizim mahalleden olmadığı için görmemeyi yeğliyor,” dedi. Bu kayıbın üzerinde durmadı.
Deyişleri susturuldu Ebru’nun.. Onun yerine Aşık Veysel’den biz dillendirelim o vakit;
Beni hor görme kardeşim.
Sen altınsın, ben tunç muyum?
Aynı vardan, var olmuşuz.
Sen gümüşsün, ben saç mıyım?
Kırgın gitti Ebru.. Direnişi ve davası hak için adalet içindi. Hakkını savunanlar bir bir kayıp gidiyor ellerimizden. Şimdilerde Aytaç’ı nasıl kurtaracağımızı konuşmalıyız. Farkında mısınız? Yargı bağımsızlığının olmadığı Türkiye’de adil yargılama talep ettiği için avukat Aytaç’ın ölümüne de göz yumacaklar.
Bir ölüme daha takatiniz var mı?
Diktatörlerle, hırsızlarla susarak veya kurtarıcı bir el bekleyerek mücadele edilmez. Mücadeleyi birlikte edelim. Bu çağrıya kulak verelim. Anne Nermin Ünsal, “Oğlum 209 gündür ölüm orucunda, gözümüzün önünde eriyor. Avukat arkadaşı ilgisizlik yüzünden vefat etti. Vicdan sahibi herkesi oğluma sahip çıkmaya çağırıyorum,” diyor.
Fatma ana, kızı Ebru ile yanyana yatıyor. Nermin Ünsal, oğlu Aytaç ile birlikte yaşasın.
* Gömbe; Tunceli’de niyaz denir. Bazı yörelerde ismi değişiklik göstermektedir. ‘kömbe’
Bu makale yazarın görüşlerini yansıtır. Gazete Davul’un yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.