Türk Dil Kurumuna göre reform ve seferberlik kelimelerinin anlamları şöyle;
Reform; 1) Düzeltim. 2) Düzeltme.
Seferberlik;
- Bir ülkenin silahlı kuvvetlerini savaşa hazır duruma getiren, ülke ekonomisini, yönetimini savaş gereklerine uyacak duruma sokan hazırlıkların ve önlemlerin tümü.
- Bu önlemlerin alındığı ya da savaşın sürdüğü dönem…
Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin Kars ve Karaman il kongrelerine tele konferans yoluyla katılarak önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, “Salgın sonrası yeniden şekillenecek olan küresel, siyasi ve ekonomik düzende ülkemizi hak ettiği yere çıkartacak adımları kararlıkla atıyoruz” dedi ve ekledi, “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz.”
Bu açıklamaları öncesinde de Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği “Ceza hukukunda alternatif çözüm yolları” sempozyumunda hakim ve savcılara mealen “Kimseden talimat almadan sadece dosyaya bakarak ve vicdanınıza danışarak ve anayasaya göre kararlarınızı vereceksiniz” demişti.
Ve sözlerini İngiliz rahip William Watson ait olduğu bilinen ve Roma İmparatoru 1. Ferdinand tarafından bir yönetim ilkesi olarak kullanılan şu sözle tamamladı; “Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.”
Bu arada seferberlik savaş dönemleri tanımları, savaşa mı gidiyoruz?
Reform daha anlaşılır bir şey…
Evet, tüm bunlar ve daha fazlası son bir hafta içinde zuhur etti.
Merkez Bankası (MB) başkanlığına Naci Ağbal’ın atanmasının akabinde, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bize göre sürpriz bir şekilde sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamayla istifa ettiği duyurdu.
Bu istifanın Ağbal’ın MB başkanlığına atanmasıyla ilgili ve atamanın Albayrak’ın bilgisi dışında olduğu için istifa ettiği belirtildi.
Aslında ekonominin krize girmesinin siyasi sorumlusu olarak istifa etmesi normal olan Berat Albayrak’tan yine de ve hem de bu şekilde istifa etmesi, siyaset ve ekonomide yoğun bir türbülansın yaşanmasına neden oldu.
Hemen akabinde Pazartesi piyasalar bu siyasi gelişmeler sert tepki vermeye başladı. Özellikle döviz piyasalarında Euro ve Dolar sert bir şekilde düşmeye başladı. Borsa yukarı yönlü hareket ederken, faiz oranları da yükselmeye başladı.
Evet, Ak Parti iktidarındaki uzun zamandır devam eden çatlak artık aile içine de sıçramıştı.
Albayrak’ın yerine bildik bir isim atandı.
Lütfi Elvan…
Tüm bunların bir hafta içinde gündem gelmiş olması bize siyasi alanda her an yeni sürpriz ve gelişmelere hazır olmamız gerektiği anlatıyor.
Yazının girişinde Erdoğan ve Gül’ün üst üste açıklamaları ve bu açıklamalar içinde kritik kelimelerin, anlamların bu nedenle paylaştım.
Albayrak istifası sonrası iktidar, tüm kirli çamaşırlarını damadın sırtına yükleme niyetinde olması ve yeniden bir başlangıç yapılacak algısı oluşturma çabaları her alanda içine düştükleri bu kriz ortamından çıkış yolu arama olarak anlaşılıyor.
Bunun içten olduğu kadar dış etkileri de iktidar için oldukça can sıkıcı vaziyet almış durumda.
ABD başkanlık seçimlerini Joe Biden’ın kazanmış olması ve Biden’ın Türkiye ve Erdoğan hakkındaki bilinen görüşlerinin olumsuz hatta kötü olması…
Bunun yanı sıra Aralık ayının ilk yarısında toplanacak olan AB Konseyi’nin gündeminde Türkiye için ekonomik ve askeri yaptırımların bulunması, ister istemez iktidar sözcülerini ekonomi, hukuk ve demokrasi alanında seferberlik ve reform yapılacak gibi açıklamalar yapmaya mecbur ediyor.
Diğer yandan yapılan anketlerde oy kaybı devam eden Ak Parti iktidarı, bulunduğu durumdan bir siyasi manevrayla çıkmak istiyor.
Aslına bakarsanız karşısındaki muhalefette seçmen için bir iktidar alternatifi olarak gözükmediği için Ak Parti’nin böyle bir manevrayla kötü giden durumunu düzeltme şansıda olabilir.
Şimdi…
Yargı reformunda yasalarda evrensel hukuka uygun düzenlemeler yapılması gibi beklentileri geçtim. Anayasa ve yasaları hiçe sayan mahkeme kararlarına imza atan hakimleri temizleseler, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uygun mahkeme kararlar verilebilse, bu aşamada bunlar bile yargı sorununda bir soluk alınmasını sağlayabilir.
Yani reform dedikleri şeylerin, bugüne kadar sayısız mahkeme kararı ile defalarca yok sayılan mevcut Anayasa ve yasalara yargı organlarının saygılı olması anlamına gelebilir.
Demokrasi alanında ise düşünülen seferberlik nedir?
Bunu bilen beri gelsin.
Defalarca Anayasa ve yasaları hiçe sayan yargı kararlarının olduğu bir ülke de demokrasi falan olmaz otoriter baskıcı zulüm rejimi olur.
Mesela altmış binden fazla cumhurbaşkanına hakaret davası açılmış bir ülkede en açık demokrasi sorunu, düşünce ve ifade özgürlüğüdür.
Önce bu davaları toptan bir geri çekinde demokrasi alanında “yepyeni seferberlik başlatmak” neymiş bir görelim.
Çok basit, basit diyorum çünkü kendilerinin yaşadığı ve uyguladığı bir siyasi dönemden bahsediyorum ama oldukça da kapsamlı bir önerim olacak AK Parti iktidarına…
Bence, Türkiye için reform ve seferberlik demek 2004-2010 dönemine geri dönmek oradan ileriye doğru yeniden yeni reformlarla ilerlemektir.
Peki, ilerlemek ne demek?
Mesela bu ilerleme yeni demokratik anayasa demektir.
Kürt sorununda demokratik haklar ve barış çerçevesi içinde çözüm sürecine yeniden dönmek demektir.
AB ile tam üyelik müzakerelerine güçlü şekilde başlamak demektir.
Rant ve rüşvet ekonomisinden çıkmak, yapısal reformları kararlı bir şekilde uygulamak demektir.
Ülkenin doğasını korumak, çevre talanını durdurmak demektir.
Yoksulluk ve işsizliğin önlenmesi için daha fazla yatırım yapmayı teşvik etmek ve dünyadan daha fazla yatırım çekmektir.
Bölge barışı için savaş ve şiddet tehdidi olan bir ülke olmaktan çıkmak, barış ve diplomasi tarafında olan bir ülke olmak demektir.
Basın ve medya üzerinde siyasi tekel kurmak değil özgür basının güvencesi olmak demektir.
Sivil toplum örgütlerinin korkusuzca çalışabilmesi ve sivil toplumu doğru giden yolların açılması demektir.
Üniversiteleri bilim üreten eğitim kurumları olmaktan çıkaran, binlerce akademisyeni hukuksuz yere sokağa atan değil, bu haksızlıkları gidermek demektir.
Biliyorum bunların hiçbiri yapacağınız reformlarda ve seferberlikler de yer almayacak ama olsun.
Bende vicdan ve akıl sahibi bir yurttaş olarak bu önerileri buraya bırakayım… Gerisini siz bilirsiniz.