Mor Pencere’nin bu bölümde konuğu oyuncu aktivist Esmeray’dı. Esmeray ile yaptığımız söyleşide transkadın olmanın toplumsal karşılığını, mücadelesini ve nefret cinayetlerini konuştuk.
Türkiye’de bir transkadın olmak nasıl bir deneyime denk geliyor?
“Toplumusal değişim dönüşüm az da olsa biraz ilerlemişti ama şu anda toplum daha fazla muhafazakarlaştı. Bu da en çok bizim hayatlarımızı zorlaştırıyor. Diyanetin LGBT’yi hedef göstermesi kendi yarattığımız alanları da elimizden alıyor. Tüm ötekiler, sözkonusu LGBT olunca bizim karşımızda duruyor. Hepsi aynı şekilde dışlıyor. Toplumsal muhalefet de bizim karşımızda.”
Türkiye’nin ilk transkadın köşe yazarı olmanın nasıl etkileri oldu?
“Kendimize alan bulmak zaten çok zor. O yüzden o zaman Taraf Gazetesi’nin bana, ‘Gel biz de yaz’ demesi çok önemli ve kıymetliydi. Ayrıca bana hiçbir şekilde de karışmadılar. Hiçbir yazım sansüre uğramadı. Çok acayip başlıklar atıyordum. Mesela ‘Kimin vajinası daha orijinal’, bunu hangi gazete yazardı ki? Son zamanlarda bana niye orada yazıyorsun diyorlardı, ‘Senin gibi devrimci birine yakışmıyor’. Bir kere ben devrimci değilim. Neyi devirmişim ki? Ben tepkilere hiç aldırış etmedim. Çünkü bize iş verilmeyen, söz hakkı verilmeyen bir toplumda çok okunan, ulusal bir gazete gel köşe yaz denmişti. Taraf bana bu imkanı verdi. Burada yazmanın çok önemli geri dönüşümleri oluyordu. O zaman dönemin Kadın Bakanı Fatma Şahin beni aradı, Cumhurbaşkanı danışmanı aradı. Taraf sayesinde LGBT konuları gündem oluşturuyordu. Taraf Gazetesi’ne çok saldırıyorlardı. ‘Fahişelik yapan bir trans ne yazacak otobandaki maceralarını mı yazacak?’ diyorlardı. Bize karşı toplumda çok ön yargılıydı. Ama Taraf’la birlikte bu yargılar da kırıldı.”
Transkadın cinayetlerini ya da diğer adıyla nefret cinayetlerini nasıl değerlendiriyorsun? Sen de böyle bir cinayete kurban gitmekten korktun mu?
“Ben hala bir kadın olarak öldürülmekten korkuyorum. Kadınlar olarak çok savunmasızız. Seks işçiliği yaptığım dönemde karşılaştığım erkeklerin hepsi potansiyel katildi. Çünkü bir sürü deneyim var. Bu transkadınların cinayetlerinde tüm toplum suçludur. İlk önce onları dışlayan aile suçludur. İkitidar sorumludur. Bizleri hasta olarak tanımlayan Diyanet suçludur. Transkadınların zaten mekanı ve zamanı çok belli. Onları öldürmek isteyen erkeler korumasız bir şekilde yakalayabilir. Hukuk da bizi korumuyor. Kadın zannettim erkek çıktı deyince, ters ilişki istedi deyince katiller indirim alıyorlar.”
Toplumsal cinsiyetçilik ile ilgili bir şeyi değiştirme imkanın olsa neyi değiştirirdin?
“Sihirli bir değneğim olsaydı kadınların karar mekanizmalarında olduğu bir dünya yapmak isterdim. Erkekler de çok gerekliyse damızlık olarak kalsınlar.”