Ä°nsan Hakları DerneÄŸi (Ä°HD) EÅŸ Genel BaÅŸkanı Eren Keskin, son dönemlerde Kürtlere ve mültecilere yönelik artan ırkçı saldırılara iliÅŸkin deÄŸerlendirmesinde MHP’nin ırkçı ve ötekileÅŸtirici dilinin bütün topluma yayıldığını söyledi. “Özellikle son bir yıldır sanki gizli bir el düğmeye bastı” diyen Keskin, CHP’yi de maÄŸdur seçmekle eleÅŸtirdi. Keskin CHP için “Gündemlerine birkaç dava giriyor, onun dışında aktif bir muhalefet yürütmüyor” tespiti yaptı.
Türkiye’de son dönemde Kürtçe ÅŸarkılar eÅŸliÄŸinde halay çekenler hedef gösterilirken, Kürtçe konuÅŸanlar da birçok yerde saldırıya maruz kaldı. Sakaryaspor taraftarları, Amedspor maçı öncesi “YeÅŸil” kod ismiyle bilinen ve 1990’larda adı faili meçhul cinayetlere karışan Mahmut Yıldırım’ın maskelerini takarak maça gitti. Samsun’da Urfalı Kürt işçilerin kaldığı ev saldırıya uÄŸradı; Kayseri’de Suriyeli mültecilere saldırılar düzenlendi.
Eren Keskin, son dönemlerde artan ırkçı saldırılara dair deÄŸerlendirmesinde, Türkiye’nin birçok etnik kökeni ve inancı barındırdığına dikkati çekti. Bu zenginliÄŸe karşı resmî ideolojinin Türk-Sünni kimliÄŸinin üzerine oluÅŸturulduÄŸunu vurgulayan Keskin, “bu nedenle diÄŸer kimliklerin yok sayıldığını ya da asimile edildiÄŸini, Kürtlerin de verdikleri mücadeleyle kimliÄŸini korumaya çalıştığını” söyledi.
‘IRKÇI DÄ°LÄ° RESMÄ° GÜÇLER KULLANINCA ÇOK ÇABUK YAYILIYOR’
Türkiye’deki ırkçılığın artmasında MHP’nin rolü bulunduÄŸunu belirten Keskin, “MHP, Türkiye’nin iç siyasetine tamamıyla hâkim olmuÅŸ durumda. MHP’nin o ırkçı ve ötekileÅŸtirici dili, bütün topluma yayılıyor. Zaten ÅŸiddet böyle bir ÅŸey, yani kadına yönelik ÅŸiddetten de söz ederken de bunu kastediyoruz. Resmî güçler tarafından o ÅŸiddet ve ötekileÅŸtirici dil, kullanıldığında çok çabuk topluma yayılıyor” ifadelerini kullandı.
Artan ırkçı ÅŸiddeti “Özellikle son bir yıldır sanki gizli bir el düğmeye bastı” sözleriyle deÄŸerlendiren Keskin, “Irkçı pratiklerde müthiÅŸ bir artış var. Bu birincisi Kürt meselesiyle ilgili, yani özellikle Rojava’daki geliÅŸmeler, Kürt meselesinin uluslararası bir mesele olarak konuÅŸulması egemen güçleri rahatsız ediyor. Tabiî ki buna yönelik bir korku ve güvenlik politikası var ve bir nefret dili geliÅŸiyor. Resmî güçler, bu nefret dilini kullanıyor” diye konuÅŸtu.
‘IRKÇI NEFRETÄ° 90’LARDA BU KADAR ÖRGÃœTLEMEDÄ°LER’
Sanal medyanın ırkçı nefretin geliÅŸmesinde payının büyük olduÄŸunu söyleyen Keskin, buna karşı hukuki hiçbir yaptırımın uygulanmadığını kaydederek, kendisinin de bu ırkçı nefretin hedefi olması nedeniyle sanal medya paylaşımını sınırlandırdığını aktardı. Paylaşımlarına sınırlama getirmesini “Çünkü ben her sabah tehdit alarak uyanmaktan, sarı torba fotoÄŸrafları görmekten bıktım” sözleriyle anlatan Keskin, “Fikirlerini beÄŸenmedikleri insanları, ırkçı bir dille tehdit ediyorlar. Bu 1990’larda bile olmadı ki bizim gibi hak savunucuları için 90’lar çok önemliydi. Çünkü gözaltında kaybedilen, kontra cinayetlerin olduÄŸu, köylerin yakıldığı bir dönemde bile bu kadar ırkçı bir nefreti örgütlemediler” dedi.
‘HALAY TUTUKLAMALARI ULUSLARARASI SÖZLEÅžMELERE AYKIRI’
Sistemin ırkçı pratiklerin önünü açtığını, faillerinde bunu özgürce yapmaya devam ettiğini belirten Keskin, Kürtçe müzik eşliğinde halay çekilenlere yönelik başlatılan soruşturma ve tutuklamalara işaret etti. Keskin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabiî ki burada sadece Kürtçenin kullanılması deÄŸil, o müziklerde daha çok Kürt hareketini destekleyen sözlerin olmasını da gerekçe göstererek hiçbir sosyal gerçekliÄŸini kabul etmeden, orada yerleÅŸik insanların hiç kimsenin haberi olmadan kendi düğünlerinde çektikleri halaylardan insanları tutuklamaya baÅŸladılar. Sosyal medyanın büyük desteÄŸini de alıyorlar. Bu durum Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleÅŸmelere tamamen aykırıdır. Ama maalesef ki engellenmiyor.”
‘SORULMASI GEREKEN, TÃœRKÄ°YE’NÄ°N NEDEN SURÄ°YE’DE OLDUÄžUDUR’
MHP’nin kullandığı dilin bu saldırıları destekler mahiyette olduÄŸu yorumunu yapan Keskin, sığınmacılar üzerinden büyük bir nefret örgütlendiÄŸini belirterek, “‘Sığınmacılar neden burada?’ diye sormak yerine, ‘Türkiye neden Suriye’de?’ diye sormak gerekiyor” dedi. Mülteci sorununun bir parçası olan ve Suriye yönetiminin kendi toprak bütünlüğüne, birliÄŸine tehdit olarak gördüğü cihatçı paramilter grupların Türkiye tarafından desteklenmesine dikkati çeken Keskin, “Åžu anda Türkiye maaÅŸlarını vererek cihatçı örgütleri besliyor. Biz çok tehlikeli buluyoruz” dedi.
‘AMEDSPOR’UN BARSELONA GÄ°BÄ° GERÇEKLİĞİ VAR’
Amedspor maçlarında daha da belirginleÅŸen kitlesel ırkçı nefreti iÅŸaret eden Keskin, futbolun kitleleri çok etkileyen, siyasi partilerden daha çok örgütleme gücü oluÅŸturan bir spor dalı olması nedeniyle ırkçı kesimlerin Amedspor’dan çok rahatsız olduÄŸunu söyledi. Ä°spanya’da faÅŸist Franco diktatörlüğü döneminde Katalan halkının takımı olan Barselona maçına giden Katalanların sadece Katalancayı orada sloganlar atarak konuÅŸup örgütlendiÄŸi belirterek, şöyle devam etti:
‘HEPÄ°NÄ°ZÄ° ÖLDÃœRMEK Ä°STÄ°YORUZ DENMESÄ°NE Ä°ZÄ°N VERÄ°LÄ°YOR’
“Aslında Amedspor’un da böyle bir gerçekliÄŸi var. Bahçeli, isme baÅŸtan beri karşı. ‘Amed ne demek?’ diyor. O nedenle Amedspor’a yönelik nefret geliÅŸiyor. Çünkü orada bir Kürt temsiliyeti görüyorlar. ÖrneÄŸin geçen gün AKP iktidara gelirken ‘Beyaz Toros dönemi bitti.’ diyordu. O dönemin katillerinden birinin maskesini takarak, birçok Kürt’ün katili olan ‘YeÅŸil’ olarak bilinen Mahmut Yıldırım’ın maskesini takarak Amedspor’un maçına gidiyorlar. Bunun altında yatan neden ÅŸu: Kürtlere karşı bir nefret var ve ‘Hepinizi öldürmek istiyoruz’ demektir. Buna izin veriliyor. Ancak bir kamuoyu oluÅŸturulduktan sonra gözaltına alınıp serbest bırakıldılar. Ama burada gerçek anlamda TCK 206’dan insanları tutukluyorlar; ama esas o maddenin karşılığı o eylemler. Bu insanlara hiçbir ÅŸey olmuyor.”
‘CHP, KÃœRT SORUNUNDA AKP’NÄ°N BÄ°LE GERÄ°SÄ°NDE’
CHP’nin ırkçı saldırılara kayıtsız kalmasını da eleÅŸtiren Keskin, Kürt sorunundaki bazı konularda CHP’nin AKP’den bile geri bir pozisyonda olduÄŸunu vurguladı; Kürt siyasetçilerinin cezaevinde olmasının ve Kürt işçilere saldırıların CHP’nin gündemine girmediÄŸini hatırlattı. Keskin, CHP’ye yönelik eleÅŸtirilerini şöyle sürdürdü:
“Bizim esas sorunumuz, bu coÄŸrafyada iktidar ve muhalefet temel konularda birbirine çok benziyor. Zaten CHP kurucu parti olarak kurucu ideolojinin partisi. CHP maÄŸdur seçicilik yapıyor. Gündemlerine birkaç dava giriyor, onun dışında aktif bir muhalefet yürütmüyor. ÖrneÄŸin ‘Barış Süreci’ adı verilen süreçte CHP’nin, AKP’ye ÅŸunu sorması gerekiyor: ‘Bu süreç neden baÅŸarıyla sonuçlandırılamadı?’ diye eleÅŸtirmesi gerekirken ‘Neden teröristlerle masaya oturdun’ diyor. Yani ana muhalefet, daha geri bir noktadan eleÅŸtiriyor. Gerçek anlamda ırkçılığa karşı örgütleyecek bir muhalefet yok. Ama biz de çok sınırlıyız gerçek, anlamda muhalefet yapmaya çalışanlar da yüzde 15’iz.”
‘HERKES ÃœZERÄ°NE DÜŞENÄ° YAPMALI’
Toplumda bir korku iklimi oluşturulduğunun altını çizen Keskin, şunları söyledi:
“Tayyip ErdoÄŸan bundan bir buçuk sene önce, yeni insan hakları planı diye açıklama yaptıklarından ağır suçlar dışında bir tutuklanmanın olmayacağını söyledi. Ama insanlar, bir barış günü eylemine gittikleri için tutuklanıyorlar. GeçtiÄŸimiz günlerde Dilruba adında bir kadın röportaj verdiÄŸi için tutuklandı. Onun tutuklanmasıyla milyonlarca insana korku verdiler. Özellikle siyasi partiler ve sendikaların gerçekten bu ırkçı nefrete karşı bir ÅŸeyler yapmaları gerekiyor. Biz bu coÄŸrafyada çok karışık yaşıyoruz. Çok fazla etnik kimlik var. Irkçı, nefret söylemi çoÄŸalırsa ve topluma yaygınlaşırsa çok tehlikeli boyutlara ulaÅŸabilir. O nedenle de herkesin kendi üzerine düşeni yapması gerekiyor.”
(MA)