Parçalanmış camlar ve ayaklar altında lime lime olmuÅŸ bayrakların yanında, Ä°ran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’in posterleri de yırtılmış bir halde duruyor.
Åžam’daki Ä°ran büyükelçiliÄŸinin bahçesinde Lübnan Hizbullah hareketinin eski lideri Hasan Nasrallah’ın da yırtılmış fotoÄŸrafları var.
BüyükelçiliÄŸin dış cephesindeki süslü turkuaz fayanslar halen saÄŸlam duruyor. Ancak cepheye asılı, suikast sonucu öldürülen Devrim Muhafızları komutanı Kasım Süleymani’nin parçalanmış posteri, Esad’ın devrilmesiyle doruÄŸa ulaÅŸan bir dizi darbenin daha hatırlatıcısı adeta.
Süleymani, Trump’ın onayıyla Tahran’da suikast sonucu öldürülmüştü.
Yaralarını sarmaya çalışan İran İslam Cumhuriyeti, yeni bir Donald Trump başkanlığı yaklaşırken, daha sert bir yaklaşım mı tercih edecek yoksa Batı ile müzakere yolunu mu seçecek?
Ve Tahran yönetimi ne kadar sağlam durumda?
Hamaney, Esad’ın devrilmesi sonrası ilk konuÅŸmasında, stratejik yenilgi karşısında cesur bir ifade takınmıştı.
KonuÅŸmasında, Ä°ran’ın “güçlü ve kudretli” olduÄŸunu, “daha da güçleneceÄŸini” savundu.
Hamas, Hizbullah, Yemen’deki Husiler ve Irak Åžii milisleri içeren Ä°ran liderliÄŸindeki “direniÅŸ” ittifakının, Ä°srail’e karşı daha da güçleneceÄŸinde ısrar etti.
Hamaney, “Ne kadar çok baskı uygularsanız, direniÅŸ o kadar güçlenir. Ne kadar çok suç iÅŸlerseniz, o kadar kararlı hale gelir. Ona karşı ne kadar çok mücadele ederseniz, o kadar geniÅŸler” dedi.
Ancak 7 Ekim 2023’te Ä°srail’de gerçekleÅŸen ve Tahran’ın alkışladığı Hamas saldırısı sonrası yaÅŸanan baÅŸ döndürücü geliÅŸmeler karşısında Tahran sendeliyor.
1989’dan beri Ä°ran’da nihai otorite konumunda olan 85 yaşındaki Hamaney, giderek yaklaÅŸan halef belirleme zorluÄŸuyla da karşı karşıya.
Ä°srail’in misillemeleri, Orta DoÄŸu’da yepyeni bir manzara yarattı ve Ä°ran bununla baÅŸ etmekte zorlanıyor.
ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Orta DoÄŸu’daki durumu “Tüm domino taÅŸları düşüyor” diye tanımlıyor:
“Ä°ran’ın DireniÅŸ Ekseni, Ä°srail saldırılarıyla lime lime olmuÅŸken, Suriye’de yaÅŸananlarla paramparça oldu. Tahran’ın Yemen’deki Husiler dışında bölgede gerçek bir taÅŸeronu kalmadı”
Ä°ran hala komÅŸu Irak’ta kendisine yakın milis güçleri destekliyor ama Jeffrey, Tahran’ın durumunu, “Bölgesel bir hakimiyetin benzeri görülmemiÅŸ çöküşü” olarak tanımlıyor.
Esad son kez kamuoyuna, 1 Aralık’ta Ä°ran DışiÅŸleri Bakanı ile yaptığı bir toplantıda görüntü verdi. Bu görüşmede, Åžam’a ilerleyen isyancıları “ezeceÄŸine” söz veriyordu.
Esad bu açıklamadan bir hafta sonra Rusya’ya kaçtı.
Ä°ran’ın Suriye büyükelçisi Hüseyin Akbari, Esad’ı “DireniÅŸ Ekseninin ön cephesi” olarak tanımlıyordu. Ancak rejimin son günlerinde, Esad güçlerinin ani çöküşüyle ​​şok olan, kendisi de zayıflamış Ä°ran, onun için savaÅŸamadı veya savaÅŸmak istemedi.
Yalnızca günler içinde “DireniÅŸ Ekseni”nde yer alan, Ä°ran dışındaki tek devlet zincirden koptu.
İran, bölgedeki nüfuzunu sağlamlaştırmak ve İsrail saldırılarına karşı caydırıcılık sağlamak için onlarca yılı bir milis ağı oluşturmakla geçirdi.
Bu 1979 Ä°slam Devrimi’ne kadar uzanan bir çabaydı.
Devrim sonrası yaÅŸanan Irak savaşında BeÅŸar Esad’ın babası Hafız Esad Ä°ran’ı destekledi.
Tahran’daki Åžii din adamları ile Alevi mezhebinden Esadlar arasındaki ittifak, Ä°ran’ın ağırlıklı olarak Sünni olan Orta DoÄŸu’daki güç merkezini saÄŸlamlaÅŸtırmasını saÄŸladı.
Ä°ran, Lübnan’daki müttefiki Hizbullah’a ve bölgedeki diÄŸer silahlı gruplara yardım tedariÄŸi için de Suriye’ye ihtiyaç duyuyordu.
Ä°ran daha önce de Esad’ın yardımına koÅŸtu.
Suriye’de 2011’de baÅŸlayan ayaklanmanın iç savaÅŸa dönüşmesi sonrası Tahran, Esad’a savaşçı, yakıt ve silah desteÄŸi saÄŸladı.
Ä°ki binden fazla Ä°ran askeri ve generali, görünüşte “askeri danışman” olarak görev yaparken Suriye’de öldürüldü.
Düşünce kuruluÅŸu Chatham House’un Orta DoÄŸu ve Kuzey Afrika programı direktörü Dr. Sanam Vakil, Tahran yönetiminin 2011 yılından bu yana Suriye’de harcadığı miktarın “30 ila 50 milyar dolar arasında” olduÄŸunu söylüyor.
Suriye’deki geliÅŸmelerle, Ä°ran’ın gelecekte Hizbullah ve olası diÄŸer müttefiklerine yardım göndermeyi deneyebileceÄŸi boru hattı da kesildi.
Dr. Vakil, DireniÅŸ Ekseni stratejisinin “açıkça baÅŸarısız olduÄŸunu” söylüyor.
Ä°ran’ın bundan sonra atacağı adımları yalnızca Esad’ın düşüşü deÄŸil, aynı zamanda Ä°srail ile doÄŸrudan çatışmalardan daha fazla zarar gören taraf olarak çıkmış olması da belirleyecek.
Ä°ran’ın Ekim ayında Ä°srail’e fırlattığı balistik füzeleri savunma sistemlerince imha edildi. Ä°srail’in karşı saldırıları ise Ä°ran’ın hava savunma sistemlerine ve füze üretim kapasitesine ciddi zarar verdi.
Jeffrey, Ä°ran’ın füze tehdidinin “kağıttan kaplan olduÄŸu kanıtlandı” diyor.
Hamas lideri Ä°smail Haniye’nin Temmuz ayında Tahran’da öldürülmesi de Ä°ran için derin bir utanç kaynağı olarak kayda geçti.
Ülkenin gelecekteki yönü ne olacak?
Ä°ran’ın bundan sonraki en önemli önceliÄŸi, varlığını sürdürmek olacak.
Orta DoÄŸu uzmanı Dr. Vakil, Tahran yönetiminin, “DireniÅŸ Ekseninden geriye kalanları güçlendirmeye çalışacağını” ve muhtemel Trump baskısına dayanabilmek için “bölgesel baÄŸlara yeniden yatırım yapacağını” öngörüyor.
Dennis Horak, Kanada’nın maslahatgüzarı olarak Ä°ran’da üç yıl geçirmiÅŸ bir diplomat.
Horak, İran rejiminin sarsıntılara dayanıklı olduğunu ve ellerinde koz olarak kullanabilecekleri çok fazla şey olduğunu savunuyor.
Dennis Horak, Ä°srail ile bir çatışma durumunda Tahran’ın Körfez ülkelerine karşı kullanabileceÄŸi ciddi bir ateÅŸ gücüne sahip olduÄŸunu savunuyor ve “Ä°ran’ın kağıttan kaplan olarak görülmemesi gerektiÄŸine” dikkat çekiyor.
Dr. Sanam Vakil de “Ä°ran, esas olarak DireniÅŸ Eksenine dayanan savunma doktrinini kesinlikle yeniden deÄŸerlendirecek” diyor ve devam ediyor:
“Ayrıca nükleer programını da deÄŸerlendirecek ve rejime daha fazla güvenlik saÄŸlamak için buna daha fazla yatırım yapmanın gerekli olup olmadığına karar vermeye çalışacak.”
Nükleer potansiyel
İran, nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu iddia ediyor.
Ancak ülkenin nükleer programı, 2015 yılında Donald Trump’ın, üzerinde anlaşılan bir uluslararası anlaÅŸmadan çekilmesi sonrası, önemli ölçüde ilerledi.
Resmi adı Ortak Kapsamlı Eylem Planı olan anlaşmaya göre İran uranyum zenginleştirdiği santrifüjleri azaltma taahhüdünde bulunuyordu.
O anlaÅŸmaya göre Ä°ran’ın uranyumu %3,67’ye kadar saflaÅŸtırmasına izin verilmiÅŸti. Bu orandaki uranyum ticari nükleer santrallerde yakıt olarak kullanılabiliyor.
Ancak BM’ye baÄŸlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Ä°ran’ın uranyum zenginleÅŸtirme oranını yüzde 60’a çıkardığını açıklıyor.
Bir nükleer bomba için gereken silah türü uranyumunsa yüzde 90 veya daha fazla zenginleştirilmiş olması gerekiyor.
İran, uranyum zenginleştirme programını, yaptırımlara misilleme olarak sürdürdüğünü açıklıyor.
Royal United Services Institute (RUSI) adlı düşünce kuruluÅŸunda nükleer yayılma konusunda uzman olan Darya Dolzikova, Ä°ran’ın nükleer programının 2015’tekinden tamamen farklı bir yerde olduÄŸunu söylüyor ve durumu “Gerçekten endiÅŸe verici bir tablo” olarak tanımlıyor.
Uzmanlar, Ä°ran’ın karar vermesi halinde yaklaşık bir hafta içinde, nükleer silah için yeterli uranyumu zenginleÅŸtirebileceÄŸini tahmin ediyor.
Ancak bu silah için aynı zamanda bir savaş başlığı ve füze sistemi de kurması gerekiyor. Bunun da aylar veya bir yıl sürebileceği yorumu yapılıyor.
Darya Dolzikova, “Bir nükleer silaha ne kadar yakın olduklarını bilmiyoruz. Ancak Ä°ran, ellerinden alınması zor olacak kadar çok bilgi edinmiÅŸ durumda” diyor.
Bu durum karşısında Batılı ülkeler alarma geçti.
Ä°srail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü ve Tel Aviv Ãœniversitesi’nde kıdemli araÅŸtırmacı olan Dr. Raz Zimmt, “Trump’ın Ä°ran’a ‘maksimum baskı’ stratejisini yeniden uygulamaya çalışacağı açık” diyor ve ekliyor:
“Ama Ä°ran’ı nükleer kapasitesini azaltmaya ikna etmek için yenilenmiÅŸ bir müzakere sürecine sokmaya çalışacak.”
Dr. ZimmtE göre, Ä°srail BaÅŸbakanı Binyamin Netanyahu, Ä°ran’da rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi konusundaki açık arzusuna raÄŸmen, Donald Trump’ın ne yapacağını ve Ä°ran’ın buna nasıl yanıt vereceÄŸini bekleyecek.
Ä°ran’ın topyekün bir savaşı baÅŸlatmak istemesi de pek olası deÄŸil.
Tahran Ãœniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Nasser Hadian, “Donald Trump’ın -bir iÅŸ adamı olarak- Ä°ran’la görüşmeye ve bir anlaÅŸma yapmaya çalışacağını” düşünüyor.
Hadian, “EÄŸer bunu yapamazsa, Ä°ran’ı masaya getirmek için azami baskı uygulayacak” öngörüsünde bulunuyor.
Profesör Hadian, çatışmadan daha çok bir anlaşmanın olası olduğuna inanıyor ve ekliyor:
“EÄŸer Trump azami baskı yöntemini tercih ederse, iÅŸler ters gidebilir ve iki tarafın da istemediÄŸi bir savaÅŸ çıkabilir.”
‘Milyonlarca kiÅŸi halen destekliyor’
İran İslam Cumhuriyeti, ruhani lideri Hamaney halefini belirme sürecindeyken, bir dizi de iç sorunla karşı karşıya.
Dr. Vakil’e göre, Hamaney, kendi kiÅŸisel mirası ile geçiÅŸ dönemi konusunda endiÅŸe ediyor, Ä°ran’ı istikrarlı bir yerde halefine bırakmayı umuyor.
2022’deki Mahsa Amini protestoları Ä°ran yönetimini çok sarstı.
Toplumsal ayaklanma, din adamlarının meşruiyetine meydan okudu ve acımasız şekilde bastırıldı.
Birçok İranlı işsizlik ve yüksek enflasyonla mücadele ederken, ülke dışı çatışmalara kaynak akıtan bir rejime karşı hâlâ yaygın bir öfke var.
Ve özellikle Ä°ran’daki genç nesil, kendilerine dayatılan sosyal kısıtlamalardan duydukları rahatsızlıkla Ä°slam Devrimi’nden giderek uzaklaşıyor.
Kadınlar her gün daha da güçlenen şekilde rejime meydan okuyor ve saçlarını örtmeden dışarı çıkarak tutuklanma riskini göze alıyor.
Ancak Ä°ran’ı yakından izleyen uzmanlar, bu geliÅŸmelerin Suriye’dekine benzer bir rejim çöküşü yaratacağı anlamına gelmediÄŸini söylüyor.
Dennis Horak, İran yönetiminin, güvenliğini sağlamaya çalışırken ülke içi muhalefete karşı hoşgörüsünün daha da düşeceğine inanıyor.
Ä°ran’da başörtüsü takmayan kadınlara yönelik cezaları sertleÅŸtiren yeni bir yasanın yakında çıkması bekleniyor.
Tüm bunlara ek olarak Horak, ülke yönetiminin şu anda risk altında olduğuna inanmıyor:
“Milyonlarca Ä°ranlı rejimi desteklemese de milyonlarcası halen destekliyor. Yakın zamanda rejimin devrilme tehlikesi altında olduÄŸunu düşünmüyorum.”
Ancak Ä°ranlı yöneticilerin iÅŸi, dışarıda peÅŸ peÅŸe darbeler almışken ve içerideki öfkeyle bahsetmeye çalıştıkları bir süreçte, Suriye’yi de kaybetmeleri ile iyiden iyiye güçleÅŸmiÅŸ bulunuyor.