Dilek Doğan’ın öldürülmesinin üzerinden 7 yıl geçti. Avukat Seda Şeraldı, Doğan’ı öldüren polisin hala görevde olduğunu ve buna karşı ailenin adalet mücadelesinin devam ettiğine dikkat çekti.
Dilek Doğan, İstanbul’un Küçükarmutlu Mahallesi’ndeki evlerine 18 Ekim 2015 tarihinde baskın yapan polislerin içerisinde yer alan özel harekât polisi Yüksel Moğultay tarafından vuruldu.
Doğan, 25 Ekim 2015 tarihinde ise tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
Dilek Doğan’ın ailesi ise tam 7 yıldır adalet mücadelesi veriyor.
Doğan’ı öldüren polis Yüksel Moğultay görevine devam ederken, Dilek Doğan’ın ağabeyi Emrah Doğan’a ise 19 yıl 7 ay hapis cezası verilerek tutuklandı.
Yine Dilek Doğan’ın aile avukatlarından Oya Aslan da fail yerine ceza alarak tutuklananlardan biri.
Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015’te, katledilen Doğan’ın ailesine “memura mukavemet” iddiasıyla soruşturma açmasının yanı sıra aile yine adalet mücadelelerini sürdürürken birçok kez şiddete uğradı ve gözaltına alındı.
Avukat Seda Şerald, Dilek Doğan’ın öldürülmesi ve süren adalet mücadelesine ilişkin Jinnews’e değerlendirmelerde bulundu.
Israrlı adalet mücadelesi fail polisi ortaya çıkardı
2015’te evlerine baskın sırasında Dilek Doğan’ın çok kalabalık gelen özel harekat polislerine galoş giymelerini söylediği için tartışma yaşandığını hatırlatan Şeraldı, Doğan’ın polis kurşunuyla kendi evinde ailesinin gözü önünde öldürüldüğünü söyledi.
Seda Şeraldı, adalet mücadeleleri sayesinde Doğan’ı polis Yüksel Moğultay’ın vurduğunun ortaya çıktığını ve yargılanmasının sağlanabildiğini belirtti.
Şeraldı, “Kızlarının katilinin yargılanması için ailenin önemli bir çabası oldu. Ve bu çaba sayesinde o dava açılabildi. Yoksa polisin katlettiği pek çok insan hakkında dava dahi açılmıyor. Dava açılsa bile sessiz sedasız para cezalarıyla, aklama ve beraat kararlarıyla kapatılıyor o dosyalar” dedi.
Mahkeme hükmü: ‘Hiç istemeden’ katletti!
Mahkemenin ise katliamın taksirle yani “hiç istemeden” öldürme olduğuna hükmettiğini belirten Seda Şeraldı, şu bilgileri de verdi:
Bunun cezası da 6 yıl 3 ay olarak belirlendi. Bu ceza da son infaz düzenlemesinin ardından sanığın hapishanede bir ay kalması anlamına geliyor. Yani bir ailenin evine gidip, kızlarını o evin ortasında öldüreceksiniz, bunun karşılığı 7 yıl boyunca hiç tutuklanmamak olacak. Yargıtay da bu haliyle dosyayı onaylarsa hepi topu bir ay hapishanede kalacaksınız. Özel bir tavır aramaya gerek yok bu dosyanın içinde. Dilek Doğan davası, polis katliamı dosyalarındaki genel tavrın bu adaletsizlik politikasının açık bir örneğidir.
‘Talebimiz Yargıtay’ın dosyayı bozması’
Yargıtay’ın hala dosyayı onaylamadığını belirten Şeraldı, yaşanan hukuki süreci şu sözlerle anlattı:
Bundan bir sene önce Yargıtay savcılığı bir tebliğ name sundu bu dosyaya. Bu, bizim temyiz taleplerimizi reddeden dosyanın bu haliyle onaylanmasını isteyen bir tebliğ nameydi. Yargıtay’da bu dosya şu an arşivde. Yargıtay hala bozabilir bu dosyayı, sanığın ‘kasten’ ve ‘olası kasıtla’ hareket ettiğine kanaat getirebilir. Bu durumda tekrar bir yargılama süreci yürütülebilir polis Yüksel Moğultay için. Bizim talebimiz Yargıtay tarafından bu yönde dosyanın bozulması. Ancak bu haliyle de onaylanırsa Yüksel Moğultay, Dilek’i katletmesinin karşılığı olarak yalnızca bir ay boyunca hapishanede kalacak.
‘Fail yerine Dilek’in aile ve avukatlarına ceza!’
“Anlaşılan o ki Yargıtay bir karar verme aşamasında değil Dilek Doğan davası için” diyen Seda Şeraldı, bu kadar uzun süre dosyanın Yargıtay’da beklemesinin polis lehine gelişmelere sebep olduğunu paylaştı.
Bu süre içerisinde infaz düzenlemesinin değiştiğine dikkat çeken avukat Şeraldı, failin cezaevinde kalacağı sürenin azaltıldığını belirtti.
Öte yandan failin yargılandığı duruşmalarda Dilek Doğan ailesinin maruz kaldığı uygulamaları da hatırlatan Şeraldı, şunları da söyledi:
Çok sonra Dilek’in abisi Emrah Doğan tutuklandı ve dava açıldığında gizli tanık ve itirafçılar tarafından Emrah için verilmiş pek çok ifade olduğunu gördük. Hepsinin ortak noktası olan, ‘Dilek’in abisi olarak tanırım’ beyanlarıyla Emrah Doğan hakkında 19 yıl 7 ay hapis cezası verildi. Büro avukatlarımızdan Oya Aslan, Dilek’in davasının avukatlarındandı. Oya hala tutuklu. Yargılandığı dosyada verilen mütalaada Oya için, ‘Kamu tarafından yakından takip edilen davaları takip etmek’ söylenirken duruşma savcısı bunu bir cezalandırma gerekçesi olarak saydı.
‘Faillere verilen cesaret…’
“Dilek’in avukatı tutuklu ama Dilek’i vuran katil polis dışarıda” diyen Seda Şeraldı, “Bu açıkça nasıl bir aklama politikası yürütüldüğünü gösteriyor. Kimin tutuklu, kimin dışarıda olduğundan Dilek için adaletin gelmediğini bugün görebiliyoruz” şeklinde konuştu.
Avukat Seda Şeraldı, 2015’te Dilek Doğan gibi ev baskınlarında katledilenlerin faillerine de yine takipsizlik kararı verildiğini, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvuruların reddedildiğini ve failler için dava dahi açılmadığına dikkat çekti.
‘Katliama rağmen görevlerine devam ediyorlar!’
Öte yandan fail polislerin hala görevlerine devam ettiğini söyleyen Seda Şearldı, şunları söyledi:
Berkin Elvan’ı vuran polis, ‘olası kasıtla’ öldürmeden ceza aldı, görevine devam ediyor. Yüksel Moğultay hala polislik görevine devam ediyor. Günay Özarslan’ın, İnanç Özkeskin’in katliamında rol alanlar, çocuk katilleri hala görevlerine devam ediyor. Ve bu görev esnasında yeni yeni katliamlar yapıp yapmadıklarını bilemiyoruz, hepimiz için bir tehlike, risktir bu. Çok basit nedenlerle kamudan ihraçlar gerçekleştirilebiliyor bugün ama polisler bunca katliama rağmen görevlerine rahatlıkla devam edebiliyor. Bu katliamların sorumluları rahatsız değil. Bu katliamlar halkın üzerine bir tehdit ve korku aracı olarak kullanılıyor. Davutoğlu başbakanken o katliamın sorumlusu olarak bugün gayet muhalefet etme sıfatıyla siyaset hayatına devam edebiliyor. Cezalandırılmayan, aklanan her katliam yeni katliamların önünü açıyor. O yüzden biz her katliamda yoğun ve ısrarlı bir adalet mücadelesi ve arayışına devam etmek zorundayız ki, yeni Dilekler, Berkinler katledilmesin.
Şeraldı, dosyanın talepleri yönünde bozulması durumunda yeniden duruşmaların görüleceğini ifade ederek, “Orada yine halkın yoğun destekli katılımıyla adalet mücadelesine devam edeceğiz. Ama bu haliyle onaylanırsa da Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunacağız. Tabii bu Yüksel Moğultay’ın infazını durdurmayacak, bir aylık infaz süresi başlamış olacak” dedi.