Eski HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ’ın yargılandığı dava Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen duruÅŸmaya DemirtaÅŸ, baÅŸka davalardan tutuklu bulunduÄŸu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntü BiliÅŸim Sistemi’yle (SEGBÄ°S) katıldı.
DemirtaÅŸ ve avukatlar duruÅŸmada savunma yaptı. Mahkeme heyeti, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava ile arasında sevk maddeleri ve suç tarihi dikkate alındığında hukuki ve fiili baÄŸlantı olduÄŸu anlaşıldığından 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davayla birleÅŸtirilmesine karar verdi. Mahkeme, dosyanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.
HDP eski EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ’ın, Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın duruÅŸması görüldü.
DemirtaÅŸ’ın Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruÅŸmasında yaptığı savunmanın tam metni:
Mütalaaya katılmıyorum. Dosyanın 19. Ağır Ceza Mahkemesinde birleÅŸtirilerek düşürülmesi gerekir. Buna dair gerekçelerimi sunmak istiyorum. DuruÅŸma savcısının kim olduÄŸunu bilmiyorum. Avukatların bütün duruÅŸma tutanaklarını incelemesiyle bir gerçek ortaya çıktı ki ÅŸu anda 22. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmamıza esas alınan iddianameyi hazırlayan savcı 2018’den sonra sizin mahkemenizin duruÅŸma savcısıymış. Åžimdi ismini hatırlamıyorum. Aynı savcı mı duruÅŸmada, bilmiyorum.
‘BU DAVADAKİ DURUŞMA SAVCISI, BAŞKA BİR DAVAMDA HAKKIMDA KOVUŞTURMA YÜRÜTMÜŞ’
Birazdan deÄŸineceÄŸim AÄ°HM’in benim hakkımda verdiÄŸi uzun tutuklulukla ilgili ihlal kararıyla birlikte AÄ°HM Büyük Dairesinin vermiÅŸ olduÄŸu siyasi tutukluluk ve buna baÄŸlı olarak haksız tutukluluk kararına bakıldığında, savcıyla birlikte ele alındığında heyetin de savcıyla birlikte siyasi kumpasın açıkça içinde olduÄŸunu gösteren delil ortaya çıkmış oldu. Şöyle ki duruÅŸmanızda duruÅŸma savcısı olarak devam eden savcı Ahmet Altun, bizim yargılamamız esnasında duruÅŸma savcılığı yaparak, yargılamaya dahil olarak, savunmalarımı dinleyerek, duruÅŸmanın parçası olmuÅŸken aynı saatlerde aynı cümlelerle aynı tarihlerde baÅŸka bir dosyada soruÅŸturma savcısı olarak benim hakkımda kovuÅŸturma yürütmüş. Ãœstelik aynı suçlama ve aynı konuya dair. ÖrneÄŸin 2018’deki bir duruÅŸmada, hatta CumhurbaÅŸkanlığı seçimi devam ederken, 24 Haziran seçimleri henüz gerçekleÅŸmemiÅŸken, ben ve avukatlarım sizden tahliye talep ederken, CumhurbaÅŸkanı adayı olduÄŸum için seçime gölge düşmemesi, adil ve tarafsız bir seçim yapılabilmesi için CumhurbaÅŸkanı adayı olarak kampanyaya özgürce katılabilmem için, Türkiye’nin en önemli seçimi gerçekleÅŸirken ben de bir CumhurbaÅŸkanı adayı olarak tutukluyken dışarda rakibim olan Recep Tayyip ErdoÄŸan beni suçlayacak ÅŸekilde aleyhime kampanya yürütürken, 68 defa miting, televizyon programı veya röportajlarında beni terörist, 53 kiÅŸinin katili, Yasin Börü’nün katili ilan ederken, ben mahkemenizden tahliye talep ediyordum. Tam da o dönemde 11 Haziran 2018’de, heyetinizin dikkatini çekmek istiyorum, bulunduÄŸum cezaevinden avukatlarım aracılığıyla bir sosyal medya mesajı yayınladım. O mesajda ÅŸu çaÄŸrıyı yaptım, dedim ki, “Ey Recep Tayyip ErdoÄŸan, benim sokaÄŸa çaÄŸrı yaptığıma dair, yakın yıkın çaÄŸrısı yaptığıma dair mesajım varsa, yayınlayabilirsen, senin lehine CumhurbaÅŸkanı adaylığından çekileceÄŸim.” Bakın o tarihlerde ben sizin duruÅŸmanıza çıkıyordum, savcı Ahmet Altun da duruÅŸma savcısı olarak duruÅŸmadaydı. Aynı gün, benim bu mesajımın yayınladığı gün yine Ahmet Altun adlı savcı, kendi savcı odasında meÄŸerse beni yeni bir soruÅŸturmaya dahil etmiÅŸ ve o soruÅŸturmaya benim dahil edilme tarihim de 11 Haziran 2018. Yani bu sosyal medya mesajını benim yayınladığım gün. Åžunu yapmış, mahkemenize bir müzekkere yazmış Savcı Ahmet Altun. Mahkemenize savcı sıfatıyla müzekkere yazmış. Hem soruÅŸturma savcısı hem de duruÅŸma savcısı, mahkemenize demiÅŸ ki, “Dosyanız sanığı Selahattin DemirtaÅŸ’ın 31 No’lu fezlekeye iliÅŸkin yaptığı savunmanın çözümlerinin savcılığımıza gönderilmesini istiyorum”.
‘MAHKEMENİZ BİR KUMPASA DAHİL OLDU’
Mahkemenizin bu kumpasa dahil olduÄŸunu neye dayanarak iddia ediyorum, iÅŸte buna dayanarak iddia ediyorum. Mahkemeniz de hiçbir ÅŸey olmamış gibi sanki bu müzekkereyi yazan aynı savcı deÄŸilmiÅŸ gibi cevap vermiÅŸ. ‘Buyurun, Selahattin DemirtaÅŸ’ın 6-8 Ekim’e dair yaptığı savunmaları gönderiyorum sana’ demiÅŸ. Åžunu dememiÅŸsiniz; “Sen duruÅŸma savcısı olarak niye müzekkereyle savunma istiyorsun ki benden. Sen zaten duruÅŸma savcısısın, senin huzurunda yapıyor bu savunmaları. Dosyaya eriÅŸebilirliÄŸin savunma tarafı kadar senin de var. Ä°stediÄŸin zaman UYAP’a girer bütün çözüm tutanaklarını alabilirsin. Dolayısıyla savcılığınızın müzekkere yazmasına gerek yok müzekkereyi geri çeviriyoruz.” “DuruÅŸmada talepte bulunun resmi olarak sunalım ya da UYAP’a girin alın” demiÅŸsiniz. Çünkü savcı yeni bir soruÅŸturma esas numarasıyla size evrak göndermiÅŸ. DemirtaÅŸ’la ilgili yeni bir soruÅŸturma var, görmüşsünüz bunu. Bizim haberimiz yok, benim haberim yok, avukatlarımın haberi yok, kamuoyunun haberi yok. Kimsenin haberi yok ama heyetinizin haberi var. Heyetiniz duruÅŸma savcısının aynı zamanda benimle ilgili yeni bir soruÅŸturma yürütmesinin usulsüzlüğüne, suç olduÄŸuna dikkat çekmeden gerekirse bu konuda HSK’ye, Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına suç duyurusunda bulunmadan “soruÅŸturma ihlali yapıyorsun” demeden, “duruÅŸma savcısı olarak aynı sanıkla ilgili soruÅŸturma yürütemezsin” demeden cevap vermiÅŸ. Demek ki heyet 11 Haziran 2018’den bu yana benimle ilgili kurulan ikinci kumpas davasından haberdardır. Bu ortaya çıktı. Çok vahim bir durum.
‘BİR SAVCI HEM SORUŞTURMA HEM DE DURUŞMA SAVCISI OLAMAZ’
Åžimdi Savcı Ahmet Altun, ikinci soruÅŸturmada, benimle ilgili yeni bir soruÅŸturma yürütüyormuÅŸ gibi yapmış ama aslında o soruÅŸturma dosyasında ben zaten şüpheliydim, tefrik edildi, iddianameye dönüştü ve huzurunuza geldi. O soruÅŸturma numarasıyla önünüzdeki 31 No’lu fezlekenin soruÅŸturma numarası aynı. Aynı soruÅŸturma dosyası üzerinden benimle ilgili aynı konuda ikinci bir soruÅŸturma yürütülmesine siz tanık oldunuz, müdahil oldunuz, hakim oldunuz, gördünüz. Müdahale etmediniz, tam tersine evrak gönderdiniz dosyaya. Siz kıdemli, deneyimli bir Ağır Ceza Hakimisiniz. DuruÅŸma savcıları ile soruÅŸturma savcılarının ayrı olduÄŸunu, listelerinin görev tanımlarının ayrı olduÄŸunu bilmeyecek kadar herhalde deneyimsiz, ilk kez bir duruÅŸma yapan hakim deÄŸilsiniz. Çok iyi biliyorsunuz. Ankara’da hangi savcının soruÅŸturma, hangi savcının kovuÅŸturma savcısı olacağına siz karar vermiyorsunuz ama bir savcının hem soruÅŸturma hem de duruÅŸma savcısı olmayacağını da çok iyi biliyorsunuz. Bu usule aykırıdır, bunu tutanaÄŸa geçiyorum.
‘AİHM KARARI BU DOSYAYA 3 AY SONRA GİRDİ’
Sizin bir kumpasın parçası olduÄŸunuza dair, Ahmet Altun ile ilgili skandalı iddia olarak tutanaÄŸa geçiyorum da bir de iddia olmaktan çıkmış bir ÅŸey var. AÄ°HM Büyük Daire kararı. Bu iddia olmaktan çıktı artık daha önceki duruÅŸmalarda da belirttim. Åžimdi AÄ°HM kararını Mart ayında yazdığınız bir müzekkere ile dosyaya aldınız. Kararın tarihi 22 Aralık 2020. Kararın dosyanıza giriÅŸi karardan 3 aydan sonradır. Kararın birinci dereceden muhatabı olan birinci derecede baÄŸlayıcılığı olan heyet 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi olmasına raÄŸmen bu karar 3 ay sonra dosyanıza girdi resmi olarak. Oysa kararın açıklandığı gün gerekirse Ä°ngilizcesini alıp dosyaya koyması gereken heyet sizdiniz. Çünkü bu kararda, “tutukluluÄŸun devam kararı birinci tutuklamayla baÄŸlantılıdır” kısmı dışındakilerin hepsi mahkemeniz tarafından gerçekleÅŸtirilmiÅŸ ihlallerdir. Ä°fade özgürlüğü ihlal edilmiÅŸ, seçme seçilme hakkı ihlal edilmiÅŸ, haksız tutuklama yapılmış, tutukluluÄŸun devamı kararı haksız verilmiÅŸ ve bu 5 ihlalle baÄŸlantılı 18’inci madde ihlali yapılmış. Siyasi saiklerle hareket edilmiÅŸ yani. AÄ°HS’te öngörülen kısıtlama saikleri dışında saikle politik amaçla – AÄ°HM kararına birazdan deÄŸineceÄŸiz – belirtmiÅŸ. DemirtaÅŸ’ın baÅŸvurucunun siyasi rakibine üstünlük saÄŸlamasını seçimlerde devletin, toplumun en önemli seçimlerinden birinde bir tarafa üstünlük saÄŸlayacak ÅŸekilde tutuklama kararları verilmiÅŸ. Bunu diyorum.
‘AÄ°HM KARARI ERDOÄžAN’I, BAHÇELÄ°’YÄ° BAÄžLAMAZ AMA MAHKEMELERÄ° BAÄžLAR’
Åžimdi bu karar Tayyip ErdoÄŸan’ı baÄŸlamaz. Haklıdır ErdoÄŸan, Bahçeli’yi baÄŸlamaz. Süleyman Soylu’yu, Mehmet Uçum’u baÄŸlamaz. DoÄŸrudur, onlar siyasetçidir, bugün vardır yarın yoktur. KiÅŸi olarak onları baÄŸlamaz bu karar. Ama sizi baÄŸlar. Yargısal bir karardır. Yargı kararı öncelikli olarak yargıyı baÄŸlar. Yürütmeyi baÄŸladığı durum ÅŸudur: Eski hale getirilmesi konusunda yargının vereceÄŸi kararları yerine getirme hususunda her türlü yürütmeyi baÄŸlar. ÖrneÄŸin siz bir tahliye kararı verirseniz, bunun saÄŸlanmasını cezaevinden tahliye edilmemi yürütme organı gerçekleÅŸtirmek, yerine getirmek zorundadır. Adalet Bakanlığı yani. O kısmı onları baÄŸlar ama sizi baÄŸladığı kısım eski hale getirmedir.
AÄ°HM Büyük Daire kararı eski hale getirmekten söz ederken diyor ki “4 Kasım 2016’da Selahattin DemirtaÅŸ tutuklanmadan önceki hale getireceksiniz her ÅŸeyi”. Sadece tahliye demiyor, onun ifade özgürlüğü hakkı ihlal edildi, güvence altına alacaksınız. Bu sözlerden dolayı yargılamalarını durduracaksınız. Artık bir yargı tacizi ve baskısı altında olmayacak hale getireceksiniz. Ä°kincisi diyor ki siyaset yapma hakkını elinden aldınız. Dolayısıyla daha 15 gün önce Yargıtay’da onaylanan 4 yıl 8 aylık örgüt propagandası cezamı da zikrederek. Diyor ki o da dahil hiçbir konuÅŸmasının siyaset yapma hakkını engellemeyecek hale getireceksiniz. “BirleÅŸtirme” dedik ama belli ki siyasi talimat birleÅŸtirmeyin ÅŸeklinde olduÄŸu için bakın dosya nereden nereye geldi. Önce istinaf onayladı beni içeride tuttular, sonra Anayasa Mahkemesi benimle ilgili dosyayı gündeme almadı benimle birlikte yargılanan Sırrı Süreyya Önder’in dosyasını bozdu Sırrı Bey beraat etti haklı olarak. O sırada yasa deÄŸiÅŸikliÄŸi oldu, temyiz yolu açıldı, dosyam istinaftan temyize gitti. Temyizde bekledi bekledi AÄ°HM kararı çıktı. AÄ°HM kararını tartışıyoruz bu defa da Yargıtay onayladı dosyayı. BaÅŸsavcının bozma yönündeki mütalaasına raÄŸmen onayladı. O dosyası iyi biliyorsunuz. Akın Gürlek ile ilgili dosyadan bahsediyorum. Åžimdi AÄ°HM ona da atıf yapıyor. Diyor ki ‘bunların hepsi belli ki bir sistematik çerçevesinde gerçekleÅŸmiÅŸ’. Bunları tespit ediyor AÄ°HM.
‘AİHM BENİM ANAM BABAM OLDUĞU İÇİN Mİ BERAAT OLMAM GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOR’
Peki, AÄ°HM bunları Selahattin DemirtaÅŸ olarak benim anam babam olduÄŸu için mi tespit ediyor. 17 ülke yargıcı beraat olmam gerektiÄŸini söylüyor, Türk yargıç hariç. Kendisi AKP MYK üyesi Cüneyt Yüksel’in kardeÅŸidir. Yani AÄ°HM yargıcımız HDP’nin, dolayısıyla benim siyasi rakibimin parti yöneticisinin kardeÅŸidir. AÄ°HM Türk yargıcının ÅŸerhleri dışında kararlar neredeyse tamamıyla oy birliÄŸiyle çıktı AÄ°HM’den. 16 ülke yargıcı. Hiçbiriyle ne tanışıklığım var, hiçbiri ne HDP’lidir ne Kürttür, herhangi bir yerde karşılaÅŸtığım özel iliÅŸkim olan insanlardır. Ne benim ne avukatlarımın dosyaya müdahale etme ÅŸansımız var. Gücümüz de yok olsa bile yapmayız. Dolayısıyla AÄ°HM yargıçları bizim sunduÄŸumuz delillere baktılar, dosyaya baktılar. Hükümet kendisine güvenemediÄŸi için Almanya’dan çok yüksek ücretlerle hukuk profesörünü getirip savunma ekibinin başına koydu. Yani Türkiye’yi bir Alman savundu, beni ise Türkiyeli hukukçular savundu. Sonuçta AÄ°HM böyle bir karar verdi.
‘BÄ°R MAHKEME ‘AÄ°HM KARARI BÄ°ZÄ° BAÄžLAMAZ’ DÄ°YEMEZ’
‘Büyük Daire kararı bizi baÄŸlamaz’ diyorsa heyetiniz, ki demeyeceÄŸini tahmin ediyorum, en azından bunu yapmaz mahkeme. Bir mahkeme ‘AÄ°HM kararı bizi baÄŸlamaz’ diyemez. Bu karar sizi baÄŸlıyorsa, birleÅŸtirme kararı vermeden önce eÄŸer niyetiniz 22. Ağır Ceza Mahkemesine göndermekse, AÄ°HM’in büyük daire kararlarının bütün gerekliliklerini yerine getirmek mahkemenizin boynunuzun borcudur. Hukukun gereÄŸidir. Bu ihlalleri siz yaptınız, eski hale getirecek olan sizsiniz. Yapmanız gereken ÅŸu; bu celse AÄ°HM Büyük Daire kararında belirtilen ihlallere dayanarak beraatime karar vermek. Bu AÄ°HM kararından sonra kimse beni yargılamayaz. Suç isnat edilen ana hususların kendisi suç olmaktan çıkarılmış, bitmiÅŸ. Bugün bunu yargılayacak bir yargı yok, istinaf yok, Yargıtay 16. Ceza Dairesi yok, AYM yok.
‘DEVİR SOYLULARIN DEVRİ, UYDURUK GİZLİ TANIK BEYANIYLA SİYASETÇİLER TUTUKLANIYOR’
Bugün yok. DoÄŸru. Bugün gün Süleyman Soyluların günü. Devir onların devri. Onların borusu ötüyor. Görünen o. Süleyman Soylu’yla ilgili ifÅŸaatlar, iÅŸte iftira mı dersiniz, itiraf mı dersiniz, suçlama mı dersiniz bir ÅŸeyler söyleniyor, Ankara Adliyesinden tık yok. Ama aynı Süleyman Soylu’nun bakanlığına baÄŸlı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından uydurulmuÅŸ iki veya üç gizli tanık beyanına dayanarak benim de aralarında bulunduÄŸu partimin 30 yöneticisi bir kez daha tutuklanabiliyor. Dolayısıyla mahkemeniz bunları gözetmek zorunda.
Açık söylüyorum hukuku koruyacaksınız bugün. Bakın 5 yıldır bana haksızlık yaptınız. Ben eminim ki üçünüzün de vicdanında kalbinde ÅŸu vardır. Ä°nsansınız nihayetinde, dört yıldır yüz yüzeyiz. Dört yıldır ben sizin insan yönünüzü de gördüm. HukukçuluÄŸunuz çok kötüydü ama insansınız, vicdanınız buna izin vermez. Hadi siyaseti, Türkiye siyasetine etkilerinizi geçtik. Türkiye Cumhuriyeti’nin çöküşüne hizmet eden kararlarınızı uzun uzun anlattık burada. KeÅŸke haklı çıkmasaydım. Ama çıkacağım belliydi. Buna yol açtınız. KiÅŸi olarak beni maÄŸdur ettiniz, ailemi maÄŸdur ettiniz, partimi maÄŸdur ettiniz. Yaptınız bunu. Bakın gelinen noktayı görüyorsunuz. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir parçası olarak görev yapıyordum. Yasama organının üyesiydim. Gece yarısı evimi bastınız. 12 milletvekili arkadaşımın EÅŸ Genel BaÅŸkanım YüksekdaÄŸ’ın da aralarında bulunduÄŸu Meclis üyelerini evimizden kaçırır gibi çıkarttılar. Yasadışıydı, yapamazdılar. Çünkü o gün o saatte dokunulmazlığımız vardı. AÄ°HM kararı onu da diyor. ‘Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi Anayasa’ya aykırı ÅŸekilde yapılmıştır’ diyor. Dolayısıyla o saate dokunulmazlığımız varken evimizden kaçırıldık. Ben bütün duruÅŸmalarda bunu söyledim. Türkiye için bunu yaptım.
Sizler Türkiye’yi sevmeseniz hakim olmazdınız, Türk yargı sisteminin parçası olmazdınız. Her ne kadar suçlamalar, dışarıda bizim aleyhimize kampanyalar olmasına raÄŸmen biz de dedik ki, “Biz de bu ülkenin evladıyız. Bizler ülkeyi seviyor, bazı ÅŸeyleri düzeltmek istiyoruz. Yanlışlar yapılıyor, kumpaslar yapılıyor, kötü ÅŸeyler olacak. Çünkü bunu yapan insanların, geçmiÅŸi siyaset anlayışı, dünya görüşü, iliÅŸkileri karanlıktır”. GeldiÄŸimiz noktayı gördünüz. Türkiye’yi bizi tutuklamak suretiyle bunlara teslim ettiniz. Siz bunun önünü, yolunu açtınız.
‘MAFYA LİDERİ BİR TRİPOD BİR TELEFONLA DEVLETİ ESİR ALDI’
Bugün mafya liderleri çıkmış Türkiye Cumhuriyeti Devletini esir almış adeta. Kendisi söylüyor, bir tripod bir telefonla devleti esir aldı. Nasıl oldu bu? Sizin mahkemelerinizin kararlarınızın payı var bunda. Dolayısıyla bunu düzeltmek zorundasınız. Maliyeti ne olursa olsun. Sizi açığa mı alır, size soruÅŸturma mı açar? Siz hukuktan mı yanasınız? ‘Ãœlkeyi batırdınız kardeÅŸim’ demelisiniz. ‘Halen yargı üzerine baskı uyguluyorsunuz’ demelisiniz. Bunu söylemelisiniz; ‘Mahkememiz hiçbir baskıyı kabul etmiyor’.
AÄ°HM kararını dikkate alarak sanığın beraatine karar vermeniz lazım. Ama hayır hazırlığınız ÅŸu, “Buraya kadar iÅŸimizi yaptık artık iÅŸ 22. Ağır Ceza Mahkemesinde. Artık onlar da ne kadar götürürse” Görev, bayrak devir teslim. Bir cumhurbaÅŸkanı adayı milletvekilinin beÅŸ yıl tutukluluÄŸu olur mu? Tutukluluktan söz edin. Biz hala tutukluluÄŸu tartışıyoruz beÅŸinci yılda. Korkunç bir ÅŸey. Adam mafya lideri olduÄŸunu itiraf ediyor.
Yargıdaki çeliÅŸkiye dikkat çekmek için söylüyorum; Dün bana kumpas kuran, arkadaÅŸlarıma, HDP’ye kumpas kuran, iftira atan İçiÅŸleri Bakanı, televizyonda diyor ki “O adam tecavüzcüydü. O adamın bylock yazışmaları vardı. Bu adam Bursa’da köfteciye çöktü. Bu adam rezi pespaye bir mafyaydı”. Kimse de demiyor, “ArkadaÅŸ bu adam bu kadar suçluydu, sen bu adama koruma verdin. Sen buna miting yapma izni verdin, sen buna pasaport verdin. Sen bunun yurt dışına kaçmasına izin verdin. Sen bunları yaptın İçiÅŸleri Bakanı olarak.”
‘MAFYA LİDERİ SİSTEMİN BÜTÜN PİSLİKLERİNİ ORTAYA DÖKERKEN BİZ TUTUKLUYUZ’
Bu adam ÅŸimdi sistemin, rejimin bütün pislikleri ortaya dökerken biz tutukluyuz. Süleyman Soylu İçiÅŸleri Bakanı, mafya lideri yurtdışında posta koyuyor. Biz de beÅŸ yıldır hapis. Eski baÅŸbakanla, oÄŸluyla ilgili iddialar, eski İçiÅŸleri Bakanıyla ilgili iddialar, cinayet iddiaları, uyuÅŸturucu iddiaları gırla gidiyor. Ä°ddia diyorum tabii ki bunlar soruÅŸturulacak. Bizimle ilgili de sadece iddia var. Aynı kumpasla. Aynı Süleyman Soylu, iki tanığın beyanına dayanarak dedi ki, “Bunlar Kandil’den gelen talimatla çaÄŸrı yaptılar”. Emniyette ifadesi alınmış, iki kumpas itirafçının iddiasına dayanarak televizyon televizyon gezip Süleyman Soylu bizi suçladı.
Ey Soylu, bulduğun iki itirafçı bizimle ilgili beyanda bulunursa, bizim terörist olmamıza yetiyor da, senin bizzat pasaport ve koruma verdiğin, senin koruduğun, senin partinin seçilmesi için miting yapmış valilerinin miting izni verdiği, önüne arkasına polis eskortu koyduğun adam çıkıp ifşada bulununca boş işler mi oluyor?
‘BU KUMPASI YAPANLAR YARGI ÖNÜNDE HESAP VERENE KADAR BEN DİRENECEĞİM’
Mahkemeniz bugün bunlara ilişkin düzeltme yapacak mı bekliyorum, talep ediyorum. Açık bir kumpas, bu kadar aleni bu kadar cüretkar bir kumpas nasıl yapılabilir. Bunun sonsuza kadar sürebileceğini nasıl düşünebilir insanlar? Yapmayın etmeyin, daha önce de söyledim. Kendi canımı ortaya koyuyorum, kendi vicdanımı. Herkesin canı kutsaldır. Sizin de. Ama kendi canımı ortaya koyuyorum gerekirse. Bu kumpası yapanlar yargı önünde hesap verene kadar ben direneceğim. Cezaevinde direneceğim, dışarıda da direneceğim. Hukukçu olarak, siyasetçi olarak direneceğim. Halkım adına, partim adına, Türkiye toplumu adına, anam babam adına, iki kızım adına direneceğim. Eşim arkadaşlarım adına direneceğim. Bu ülkeyi ele geçirenler, bizi içeri atıp seçim kazananlar, milyonlar götürürken siz bize zulüm ettiniz.
‘YERE GİRSİN BAKANLIK, BİZ BARIŞ VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ’
“Bugün HDP bakanlık pazarlığı yapıyor” diyenlere sesleniyorum. HDP gün gelecek bu ülkeyi tek başına yönetecek inÅŸallah. Siz ne diyorsunuz? Ne pazarlığı! HDP kimseyle ucuz pazarlığa girmez. Biz sadece demokrasi ve barış istiyoruz. Ne bakanlık ne ÅŸu ne bu. EÅŸbaÅŸkanlarımız açıklıyor. Mahkemeniz de bunları duyuyordur. Sayın Mithat Sancar daha üç gün önce açıkladı. Ãœlkede biz demokrasi ve barış istiyoruz. BaÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Yere girsin bakanlık. Ãœlkede demokrasi olsun, barış olsun, akan kan dursun. Ne bakanlığı?
‘HDP’LÄ°LER BU ÃœLKENÄ°N ÖZ EVLADIDIR, TABÄ°Ä° KÄ° BAKAN DA OLUR AMA PAZARLIKLA DEĞİL’
Bakanlığa namuslu düzgün insanlar geçsin. Tabii ki HDP’liler de bu ülkenin öz evladıdır. Bakan da olur, bürokrat da olur. Tabi ki olacak. Ama bu bir pazarlıkla, çiÄŸ yaklaşımla deÄŸil. Bu ülkeye demokrasiyi, barışı hep birlikte getireceÄŸiz.
Ve benim partimin, seçmenlerimizin, Türkiye toplumunun talebi ÅŸudur; benim de altına imza attığım taleptir: HDP’lilerin oyunu isteyen her cumhurbaÅŸkanı adayı bize kurulan kumpasların yargı, siyasi, medya ayağının hesabını sorma sözü vermezse tek bir HDP’li o cumhurbaÅŸkanı adayına oy vermeyecektir. Nokta. Kim ki imza atmışsa bizim kumpaslarımızın altına. Figen YüksekdaÄŸ’ın, Ä°dris Baluken’in, bugün tutuklu olan eÅŸbaÅŸkanların, kayyım atayanların bütün bu kumpasların altında imzası olanların hesabı hukuk önünde ve parlamentoda kurulacak komisyonda sorulacak. bu geçmiÅŸle yüzleÅŸmedir. Faili meçhuller, köy yakmalar, sorumlular Meclis’te kurulacak komisyonda araÅŸtırılacak.
‘AKP’LÄ°, CHP’LÄ°, HDP’LÄ° KÄ°M SUÇA BULAÅžMIÅžSA HAKÄ°KATLE YÃœZLEŞİLMELİ’
Kim ki suça bulaÅŸmışsa; bu ülkede bu ÅŸekilde suça bulaÅŸmış bir devlet görevlisi olabilir, PKK’li olabilir, HDP’li olabilir, AKP’li, hükümet görevlisi, CHP’li; kim bulaÅŸmışsa hiç fark etmez, geçmiÅŸle, hakikatle yüzleÅŸme istiyoruz. Dolayısıyla bugün bununla yüzleÅŸir misiniz, yüzleÅŸmez misiniz? AÄ°HM Büyük daire kararını kabul edip, beraatime verip, ‘evet burada yargılama kesinleÅŸmiÅŸ, artık DemirtaÅŸ’ı ne biz ne baÅŸka bir mahkeme yargılayamaz’ deyip, beraat kararı verip çok yakın bir gelecekte Türkiye’de demokratikleÅŸmeye katkı sunarsınız. Bu çok iyi olur. Büyük bir iÅŸ yapmış olursunuz. Bu kadar sorunlara, yaptığınız bu kadar hatalı iÅŸlemlere raÄŸmen gerçekten de bir Türk hukukçusu olarak çok onurlu bir iÅŸ yaparsınız. Emin olun bunun kıymeti çok iyi bilinir. Çünkü Türkiye’nin yargısının düzelmesi gerekiyor.
Sizler Ankara adliye koridorlarında görev yapıyorsunuz. Allah billah aÅŸkına ÅŸu tartışılanlara, iddialara bakın. Ankara BaÅŸsavcılığı soruÅŸturma dahi açamıyor. Ä°ki gazetecinin mafya lideri ile iliÅŸkisi ortaya çıkıyor. Videoların önceden onlara gönderildiÄŸi beyan ediliyor. Kendi beyanlarında ortaya çıkıyor. Mafya liderine, “o benimle ilgili kısmı çıkarsan” diyor. Önceden izlemiÅŸ. Suç örgütü lideri ile illiyatı ortaya çıkmış kendi beyanıyla. Savcı harekete geçmiÅŸ. Bilgisayarına el koyma kararı alınmış, o kadar. Ey Süleyman Soylu, BoÄŸaziçili öğrencileri, gece yarısı, sabaha karşı kar maskeli özel harekatçılarla kapıları kırdırıp gözaltına aldırdın. Bu ülkenin yüz akı öğrencileri onlar. Herkesten yüksek puan almış, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birine girmiÅŸ pırıl pırıl çocuklara böyle baskın, Hadi Özışık’la Süleyman Özışık denen kumpasçıların bilgisayarlarına, telefonlarına el koyma. Kendi beyanıyla ortaya çıktı yahu suç örgütü lideriyle iÅŸbirliÄŸi yaptığı. Türkiye Cumhuriyetine kumpas kuruluyorsa eÄŸer Sedat Peker tarafından, bunu Soylu ilan etti, ‘Türkiye’ye kumpas kuruluyor’ dedi; bu kumpasın içinde senin iki yakın dostun Özışık kardeÅŸlerin olduÄŸu kesinleÅŸti. Niye Ä°stanbul, Ankara baÅŸsavcıları, niye senin emrindeki özel harekatçılar Hadi ile Süleyman’ın evini basıp gözaltına almıyorlar?
‘REZALETİ, KOKUŞMUŞLUĞU, ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ İZLİYORUZ’
Ä°zliyoruz; rezaleti, kokuÅŸmuÅŸluÄŸu, çürümüşlüğü izliyoruz. Ve ben bunları beÅŸ yıldır 12 metrekarelik hücrede; suçsuz, haksız, hukuksuz tutulduÄŸum yerden izliyorum. Bir siyasetçi olarak da müdahale etmeye çalışıyorum. Elimden geldiÄŸince röportaj veriyorum, savunma yapıyorum mahkemenizi ikna etmeye çalışıyorum, avukatlarım çalışıyor, eÅŸbaÅŸkanlarım, milletvekilleri parlamentoda çalışıyor, AÄ°HM’e götürüyoruz, AYM’ye götürüyoruz. Her seferinde de diyorum ki, “Bakın ben tahliye talep etmiyorum”. Çünkü dert ben deÄŸilim. Ben kendimi kurtarmaya çalışıyorum gibi anlamayın.
Milyar dolarları çalındı bu ülkenin. Bakın geldiğimiz noktayı gördünüz. AKP Genel Merkezinde çalışan danışman arabada kokain çekip videoya çekiyor, bu noktaya geldik. İslami bir hareketin partisinin iktidarında bunu gördük, gençlik bu hale geldi. Artık durum bu. Çok iyi biliyorsunuz, çok büyük paralar dönüyor. İktidarın etrafındaki ailelerin gençleri korkunç miktarlardaki paraların yarattığı güçle yozlaşıyor. Toplumun geri kalanı da umutsuz. Gençler işsiz, ülkenin dışına kaçmak için fırsat kolluyor. Yapmayın, etmeyin. Zor bir şey değil.
‘EÄžER SÄ°Z ‘ADALETÄ° BÄ°Z TEMSÄ°L ETMÄ°YORUZ’ DÄ°YORSANIZ, BEN HALKTAN Ä°STEYECEĞİM ADALETİ’
Suçluysam da yargılanırım ben. Kaçacak deÄŸilim. Yurt dışı yasağı, ev hapsi imkanı var. Yapmadınız. Bari ÅŸimdi hakkını verin. Beraat kararı ile tutuklu dosyayı 22’ye göndermeyin. BirleÅŸtirin, iddianamenin bu kısmıyla ilgili beraat kararını verin. 22’deki iddialar da sadece sizin mahkemenizde görülen 31 No’lu fezlekenin uyduruk bir karikatürüdür. Orada ciddi iddialar yok. Sevk maddeleri var. Adam öldürme, yaÄŸma, ÅŸu bu… Delil ne? Bir tane sahte Twitter hesabı, iki tane de birbiriyle çeliÅŸkili gizli tanık. Tanıkların beyanından yola çıkarak benim açıklamamın örgüt talimatı ile yapıldığını iddia etmek ahlaksızlıktır. Bırakın hukuksuzluÄŸu. Barış çaÄŸrısı yaptım. Örgüt bana “barış çaÄŸrısı yap’ diye talimat mı verdi? Kobanî’ye gidip dönüşte yaptığım açıklamayı savunma delili olarak kullandım ben. Dedim ki, “Kobanî’ye gidip dönüşte düzgün şöyle bir açıklama yaptım” dedim. Savunma delili olarak kullandım. Savcı Ahmet Altun da dinliyormuÅŸ. O savunma delilini götürmüş öbür dosyada benim için iddia makamının tutuklama deliline dönüştürmüş. Ä°ki tane gizli tanığı da beni, Figen Hanım’ı tutukladıktan beÅŸ ay sonra bularak. Bu kadar kumpas, bu nasıl pervasızlık. Siz buna izin vermeyin. Ben kimden isteyeyim adaleti. Adalet mülkün temelidir, altında da üç tane hakim, siz varsınız karşımda. EÄŸer siz “adaleti biz temsil etmiyoruz” diyorsanız, ben siyasetçiyim, halktan isteyeceÄŸim adaleti, tüm Türkiye toplumundan. 84 milyondan adalet istiyorum. Nasıl saÄŸlanacak? Ä°lk seçimde. Bize bu zulmü yapanlara sandıkta hesap soracağız.
‘İNANIYORUM Kİ HEPİMİZİ TEMSİL EDEN BİR YÖNETİM ÇIKARACAĞIZ’
HDP’nin, benim, halkımızın talebi bellidir. Biz demokrasi ve barış istiyoruz. Kim ki CumhurbaÅŸkanı adayı olmak istiyorsa, bugünden çıkıp açıklayacak; Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünü, ÅŸiddet silah dışında çözümünü, müzakere ile çözümünü nasıl yapacak? GeçmiÅŸle nasıl yüzleÅŸecek. Demokrasiyi bu ülkeye nasıl getirecek? Yargıyı nasıl bağımsızlaÅŸtıracak? Bize yapılan kumpasın hesabını nasıl soracak? Bunu açıklasın. Çünkü HDP’nin bu konuda ilkeleri var. HDP nasıl yapacağını anlatıyor. HDP’den oy isteyen herkes de bunu açıklamak zorunda. Türkiye bu ÅŸekilde düzelecek. Ben inanıyorum ki hepimizi temsil eden bir yönetim çıkaracağız. Kürdüyle, Türküyle Türkiye toplumu büyük bir toplumdur. O gün biz parlamentodan, o günün HSK’sından, o günün mahkemelerinden adalet isteyeceÄŸiz. Siz de olabilirsiniz o günün mahkemesi. O gün daha rahat hareket edersiniz. Baskı olmayacak üzerinizde. Ama bugün vereceÄŸiniz karar çok çok daha anlamlı ve önemli.
‘BENİ DEĞİL BÜTÜN MUHALEFET LİDERLERİNİ İÇERİYE ATSANIZ YİNE SEÇİMİ KAYBEDECEKSİNİZ’
Benim tutuklu olmam artık AKP’ye de yaramıyor. Önceden yarıyordu, baÅŸardılar. Referandumu ben, Figen Hanım, diÄŸer arkadaÅŸlarım tutukluyken geçirebildiler. 2018 seçimlerinde CumhurbaÅŸkanı adayı olarak beni içerdeyim diye kazanabildiler. Ama o da bitti. Türkiye toplumu uyandı artık. Herkes neyin ne olduÄŸunu görüyor artık. Artık beni deÄŸil bütün muhalefet liderlerini tutuklayıp içeriye atsanız yine seçimi kaybedeceksiniz. Bitti.
Yeni bir döneme geçti Türkiye. Pisliklerinden arınacak. 100 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ile buluşacak noktaya geldik biz bu fırsatı kaçırmak istemiyoruz. Bu duruşma bu yüzden çok önemli. Siz bu kararı bugün vermelisiniz.
‘BÄ°Z DE VENEZUELA’DAKÄ° BÄ°R MAHKEMEYE MÄ° BAÅžVURALIM’
‘AÄ°HM kararı bizim için baÄŸlayıcıdır. AÄ°HM kararının gereÄŸini yerine getirmek bizim mahkememizin görevidir’ demelisiniz. 22’nin, ÅŸunun bunun deÄŸil. 22 diyor ki, “tutukluluk beni baÄŸlamaz”. Hiç adamın umrunda deÄŸil. Ä°yi de sende tutuklu, öbüründe tutuklu deÄŸil. Elimizde de tahliye kararı var. Kim uygulayacak? Nereye gidelim? Biz de Venezuella’daki bir mahkemeye mi gidelim baÅŸvuralım? O mu bizi tahliye etsin? Hangi mahkemeye gidelim? Bir tane dosyadan tutukluyum. O da 22 Ağır Ceza. Elinde bir tane tahliye kararı var. Adam diyor ki o benim mahkememle ilgili deÄŸil. Nereye gidelim? BaÅŸka yerde tutuklu deÄŸilim. Adama bunu anlatamıyoruz. 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine, baÅŸkanına. Korkunç bir ÅŸey. Adam ‘anlamam, dinlemem’ diyor, ‘beni baÄŸlamıyor’ bu diyor. 19. Bu size gönderme yapıyor yani. Bunu açıkça demiyorlar. Ä°yi de 19’da tutuklu deÄŸilim. Ne olacak? Anlatabiliyor muyum? Yani durum çok vahim. Bu gidiÅŸatı düzeltin. Savcının ‘gönder 22’ye, biraz da orada devam etsin’ mütalaası ciddiye alınır bir mütalaa deÄŸil. Ayıptır yani. Böyle mütalaa olmaz. AÄ°HM kararları var, AYM kararları var, Türkiye’de hukuksuzluk konularında kıyametler kopuyor, karşınızda da Selahattin DemirtaÅŸ yargılanıyor. Bilinen bir siyasetçiyim. Hukuki süreçte neler yaÅŸandığını da biliyorsunuz. Mütalanızda en azından AÄ°HM kararlarına deÄŸinin, ‘bunun gereÄŸinin yerine getirilmesi lazım’ deyin, ‘bu karar bizi baÄŸlar’ deyin. Demelisiniz.
Tamam savcısınız, mutlaka siyasi görüşlerimiz, dünya görüşlerimiz sizlerle farklı. Benim gibi düşünseniz savcı yapmazlardı sizi zaten. Muhtemelen iktidara yakınsınız. Benim dosyamda da savcı olduğunuza göre özel seçilmişsiniz. Ama insansınız yahu. Biz bir hukukçu olmadan önce insanız. Siyasetçi olmadan önce insanız. Bir ahlakımız var, bir vicdanımız var. Ailemizden gördüğümüz bir gelenek görenek var. Bir inancımız var. Muhtemelen salondaki herkes gibi bir Allah korkumuz var. Saray korkusu dışında bir de bunlar var. Bunları nasıl gözetmezsiniz. Yani ben hakikatten anlamakta zorlanıyorum.
‘O BERAAT KARARINI ALACAĞIZ’
Sizden istediğim şey bakın; tutuklu değilim, zaten tahliye sizden tutukluyken bile istemedim. Şahsım için bir şey istemiyorum. Bu dosya er geç beraatle sonuçlanacaktır. Bu AİHM kararı elimizde olduğu müddetçe kimse bize ceza veremez. Bize ceza verenler kendi cezalarını, gelecekteki cezasını ağırlaştırmış olur. Bizim cezamızı onaylayan istinaf üyeleri kendi cezasını ağırlaştırmış olur. Yargıtay üyeleri kendi cezasını ağırlaştırmış olur. Sadece işledikleri suçu ağırlaştırmış olur. Bu AİHM kararını uygulayacak bağımsız bir heyeti biz bir gün mutlaka bulacağız. O beraat kararını alacağız. Çünkü ben, arkadaşlarım, parti yöneticilerimiz suçsuz olduğumuza adımız gibi eminiz. Bütün şerefimiz, namusumuz, çoluğumuzun çocuğumuzun canı üzerine biliyoruz ki biz suçsuzuz. Ama şimdi elimizde bir de hukuk kararı var. Bu karar bir gün uygulanacak.
‘SEÇİM YÃœZDE 80’E 20 Ä°LE, 90’A 10 Ä°LE MUHALEFETÄ°N LEHÄ°NE BÄ°TECEK’
Ben diyorum ki bakın, Türkiye bu yaÅŸatılanlardan dolayı kesinlikle bir temizliÄŸe gidecek, gidilmek zorunda. Bugün 7 milyon oyu ile HDP bunun için mücadele ediyor, edecek. DiÄŸer muhalefet partileri de bunu istiyor. Ä°stemeliler. Toplumun yüzde 70’inden fazlası ÅŸu anda bunu istiyor. Geri kalan yüzde 30 umuyorum ki giderek fikir deÄŸiÅŸtirecek. Seçim çok büyük bir farkla bitecek. Göreceksiniz. Belki 80’e 20 ile bitecek muhalefetin lehine, belki 90’a 10’la bitecek. Toplum o kadar artık illallah etti.
Açlık, işsizlik, perişanlık; insanlar kendilerini yakıyor. Esnaflar, müzisyenler intihar ediyor. Milyar dolarlar götürenler bir yanda, toplumun açlığı perişanlığı bir yanda. Bu korkunç bir şey. İnsan ülkesini böyle mi sever? Bu nasıl bir sevgidir. Ben bunların peşini bırakmayacağım. Parti yetkililerim orada. Milletvekili arkadaşlarım peşini bırakmayacağız.
Bakın son duruÅŸmanızda dedim ki bu kumpası yapan Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcısı, ben ölsem bile çocuklarım, partim, avukatlarım bunun hukuki takibini yapacak. Cuma günü de o dosyam var. Muhtemelen oradan da ceza verecekler. Hazırlık yapıyorlar. NeymiÅŸ, savcıyı terör örgütlerine hedef göstermiÅŸim. Ya ben de çaresiz, kimsesiz, sahipsiz bir adam deÄŸilim. Önce Allah’ım var. Sonra halkım var. Ben de kimseye boyun eÄŸmedim, eÄŸmeyeceÄŸim. Mahkemeniz bu suça dahil oldu. Bugün istiyorum ki bu hataları görsün, çıksın bu iÅŸin içinden. Ä°ki talebim var. Bir; öncelikle beraat hususunu AÄ°HM kararı doÄŸrultusunda kapsamlı deÄŸerlendirmenizi talep ediyorum. Beraat kararı verin. Ä°kincisi; mahkemenizin dosyasında gelinen aÅŸama itibarı ile savunmalarımı tamamlamak üzereyim. Dosya mütalaaya çıkacak. 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki hakkımdaki iddialarla ilgili kısım zaten uzun deÄŸil. Tamamlamasını bir iki saatte yapar bitiririm. Oradan isteÄŸim tevkif etsinler. Bir kaç sayfadan ibaret zaten benimle ilgili kısım. Tevkif etsinler beni. Burada birleÅŸtirin, savunmamı yapayım, dosyanızı karara çıkarın. Biter. Ama 22. Ağır Ceza yıllarca sürebilir. Kalabalık bir dosya ve oradaki kumpaslar da rezaletti zaten. Hepsini ortaya koydum. Sizin kadar hukuk bilgileri de olmadığı için orada tam periÅŸan etmiÅŸler. Benim kefeni yakmışlar öyle diyeyim yani. TutanaÄŸa geçtik hepsini. Çok ağır suçlar iÅŸlemiÅŸiz taaa ilk baÅŸtan itibaren.
‘ZULÜM ETTİNİZ BİZE, HAKKIMI HELAL ETMİYORUM’
Sizden iki talebim var. Artık beraat kararı verebilirsiniz AÄ°HM kararı doÄŸrultusunda. Ä°ki, “hayır biz bu karar için hazır deÄŸiliz, savunmalarınızı tamamlamanızı istiyoruz” diyorsanız, ben bu mahkemenin yargılamanın sürmesinin usulü açısından da, heyetin dosyaya hakimiyeti açısından da, heyetin savunmalarıma hakimiyeti açısından da daha uygun olduÄŸunu, daha adil olduÄŸunu düşünüyorum. Bakın Haziran ayı içerisinde AÄ°HM ikinci yargılama iddianamesi için bizim savunmalarımızı alacak, hükümet savunmayı veriyor bugünlerde. Bizim savunmamıza sıra gelecek. Ve muhtemeldir sonuna doÄŸru da ikinci karar çıkacak. Dolayısıyla istiyoruz ki savunmayı sunarken en azından tek dosyada birleÅŸtirilme ve bir tek mahkeme heyeti tarafından başından itibaren yargılamanın sürdürülmeye devam edildiÄŸini oraya bildirmek istiyoruz. Bu da sizin vereceÄŸiniz kararla mümkün olur. Yok eÄŸer yapmaz iseniz yani bana yapılan zulme raÄŸmen ben kimseye kindar deÄŸilim, intikamcı deÄŸilim, kiÅŸiselleÅŸtirmedim hiçbir zaman. Yani muhtemelen birleÅŸtirme kararını 22’ye dair verirseniz en azından bu yargılama safhası boyunca bir daha görmeyeceÄŸiz birbirimizi. 4 yıldır yargılanıyoruz. Hakkımı helal etmiyorum. Halkım adına hakkımı helal etmiyorum. Bu dünyada da helal etmiyorum, öbür dünyada da helal etmiyorum. Åžahsi olarak size karşı öfkem, kinim, intikam duygum yoktur. Günün birinde özgür koÅŸullarda eminim karşılaşırız. Daha net konuÅŸulur, daha samimi konuÅŸulur. Hukuki olarak sonuna kadar hakkımı arayacağım. EÄŸer bu dosyayı 22’ye göndermeye karar verirseniz heyetinizin diÄŸer üyesini kast ederek, 3 üyeniz yani tutukluluk kararlarında, haksız tutukluluk, siyasi tutukluluk kararlarında imzası bulunan 3 üye olarak hakkınızda hukuki tahkimatı yapma sözü de veriyorum. Zulüm ettiniz bize. KiÅŸi olarak size karşı hiçbir kinim, öfkem yoktur. KiÅŸiselleÅŸtirmedim. Ä°nsansınız, evlat sahibisiniz benim gibi. Kendimi hiç sizden o yönüyle ayrı görmem, görmüyorum. Ama hukukçu, hakim olarak size hakkımı helal etmiyorum. Hukuken de hesabını sormak için avukatlarımla, partimle birlikte bütün süreci takip edeceÄŸimi de son cümlelerim olarak tutanaÄŸa geçmiÅŸ olayım. Tekrar teÅŸekkür ediyorum sizlere ve avukat arkadaÅŸlara.