BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) yayımladığı raporda 2022’de dünya çapında yaklaşık 89 bin kadın ve kız çocuÄŸunun kasıtlı olarak öldürüldüğünü ve bunun son 20 yılda kaydedilen en yüksek rakam olduÄŸunu açıkladı. “Kadın ve kız çocuklarının cinsiyete dayalı öldürülmesi/ 2022’de eÅŸ ve aile baÄŸlantılı kadın cinayetlerine iliÅŸkin küresel tahminler” baÅŸlığını taşıyan raporda yer alan bilgilere göre kadın ya da kız çocuklarının yüzde 55’i yani 48 bin 800’ü eÅŸleri ya da aile üyeleri tarafından öldürüldü. Bu da ortalama olarak her gün 133’ten fazla kadın veya kız çocuÄŸunun kendi ailesinden biri tarafından öldürüldüğü anlamına geliyor.
BM UyuÅŸturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve BM Toplumsal Cinsiyet EÅŸitliÄŸi ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi’nin (BM Women) ortak çalışmasıyla hazırlanan raporda Türkiye ile ilgili kısımda dikkat çekici ifadeler yer aldı.
Raporda 2010 yılından sonra Türkiye’de kadın cinayetlerinde düşüş eÄŸilimi olduÄŸu belirtiliyor. Raporda “Aralarında Japonya, Filipinler ve Türkiye’nin de olduÄŸu Asya ülkelerinde 2010 yılından bu yana kadın cinayetlerinde düşüşler görülüyor” ifadesi yer alıyor.
‘KADIN CÄ°NAYETLERÄ° SADECE 2011’DE DÜŞTÃœ’
Ancak Türkiye’de kadın cinayetlerini düzenli olarak raporlayan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verileri BM’nin raporu ile benzerlik göstermiyor.
Konuyla ilgili DW Türkçe’ye konuÅŸan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, BM’nin yayınladığı rapordaki verilerin devlet kaynaklarının hangi tanımlaması üzerinden elde edildiÄŸinin belirsiz olduÄŸuna dikkat çekiyor. Ataselim, “Biz 2010 yılından 2023 yılına kadar sadece 2011 yılında kadın cinayetlerinin azaldığını gözlemledik. Çünkü 2011 Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin imzalandığı yıldı. 2011’de o siyasi atmosferin topluma yayıldığını görüyoruz” ifadelerini kullanıyor.
‘VERÄ°LER BÄ°RBÄ°RÄ°NÄ° TUTMUYOR’
Ataselim, kadın cinayetleri rakamlarını açıklama konusunda Türkiye’deki resmî kurumların yeterince ÅŸeffaf olmadığını söylüyor.
“Kadın cinayetleri verileri Türkiye’deki resmî kurumlar tarafından sistematik bir ÅŸekilde raporlanıp kamuoyuyla paylaşılmıyor” diyen Ataselim, 2010 yılından beri kadın cinayetlerini raporladıklarını belirtiyor. Ataselim, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verileri ile ilgili bakanlıkların verilerinin de örtüşmediÄŸini anlatıyor:
“2010 yılında o dönemin Aile ve Sosyal Politikalar ve Adalet Bakanlığı’na bunun yanı sıra polis ve jandarma genel müdürlüklerine ellerindeki kadın cinayeti verilerini öğrenmek için baÅŸvuruda bulunduk. Kimisi hiç yanıt vermedi kimisi elimizde böyle bir veri yok yanıtını verdi. Devlet kurumları 2013 yılında bir soru önergesine karşılık ilk kez aile içi ÅŸiddet sonucu öldürülen kadınların rakamlarını açıkladı. Ancak daha sonra kadın cinayetleri düşüyor diyerek manipülatif bir tavır ortaya koydular. Çünkü Ä°stanbul SözleÅŸmesi’ni geri çektikten sonra kadın cinayetleri düşüyor algısı yaratmak istediler. Bizim verilerimiz ile bakanlığın açıkladığı veriler birbiri ile örtüşmüyor.”
BAKANLIK VERÄ°LERÄ° FARKLI
İçiÅŸleri Bakanlığı’nın kamuoyuyla paylaÅŸtığı rapora göre 2022 yılında 272 kadın cinayeti iÅŸlendi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise 2022’de 334 kadının öldürüldüğünü 245 kadının da şüpheli olarak ölü bulunduÄŸunu açıkladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık 2022 yılının Aralık ayında yaptığı açıklamada “2021’in ilk 10 ayında, 242 kadın cinayeti yaÅŸandı. 2022’nin ilk 10 ayında, 225 kadın cinayeti yaÅŸandı. Yaklaşık yüzde 7 azalış var” ifadelerini kullanmıştı.
Ancak Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu aynı dönemde paylaştığı verilerde yılın ilk 10 ayında 282 kadın cinayeti işlendiğini 208 kadının ölümünün şüpheli olduğunu açıklamıştı.
ATASELÄ°M: FARKI YARATAN KADIN CÄ°NAYETÄ° TANIMI
Peki bu veriler neden örtüşmüyor? Ataselim bu sorunun yanıtının “kadın cinayeti” tanımında yattığını vurguluyor.
Devletin açıkladığı rakamlarda kadın cinayetleri tanımını üç kez deÄŸiÅŸtirdiÄŸine dikkat çeken Ataselim, “Bir kez aile içi ÅŸiddette öldürülen kadınların sayılarını açıkladılar. Bir yıl tüm cinayete kurban giden vatandaÅŸlar arasında kadın olanların verilerini yayınladılar. Bir diÄŸer yıl ise 6284 yasasından yargılanan olayların verileri paylaşıldı” ÅŸeklinde konuÅŸuyor.
Bu üç tanımlamanın da kadın cinayetleri tanımını tam olarak kapsamadığını vurgulayan Ataselim, “Uluslararası kurumlar ‘femicide’ yani ‘kadın cinayeti’ tanımına göre bir raporlama yapıyor. Biz de bu tanıma uygun ÅŸekilde raporlama yapıyoruz. Bakanlığın raporları tanımları sürekli deÄŸiÅŸtirdiÄŸi için verilerde farklı eÄŸilimler görülüyor” diyor.
‘ŞÜPHELÄ° ÖLÃœMLER’ ARTTI
Raporlama yaparken ilginç verilere rastladıklarını Fidan Ataselim, kadın cinayetlerinin son yıllarda belli bir seyirde devam ettiÄŸini ancak “şüpheli ölüm” sayılarının çok arttığını kaydediyor. “Erkekler artık iÅŸledikleri cinayetlere kaza, intihar ya da doÄŸal ölüm süsü vermeye çalışıyor” ifadelerini kullanan Ataselim “2023’ün ilk 10 ayında 253 kadın 214 şüpheli kadın ölümü gerçekleÅŸti. Her ay şüpheli kadın ölümü, kadın cinayeti sayısına yaklaşıyor. Bunun çok olumsuz bir seyir olduÄŸunu düşünüyoruz. Aslında gerçek rakam gizlenmiÅŸ olan cinayetlerin içerisinde olabilir” diyor.
DİĞER BÖLGELERDE DURUM
Bu arada BM’nin raporunda diÄŸer ülkelere iliÅŸkin de dikkat çekici veriler yer alıyor. Buna göre, 2022’de yaklaşık 20 bin kadının öldürüldüğü Afrika en çok kadın cinayeti iÅŸlenen kıta oldu. 2013 yılından bu yana en çok kadın cinayeti Asya’da iÅŸleniyordu. 2010 ile 2022 yılları arasında Avrupa’da eÅŸ ya da aile üyeleri tarafından iÅŸlenen kadın cinayetlerinde yüzde 21 oranında düşüş gözlemlendi.
Amerika kıtasında cinayet eÄŸilimleri bölgelere göre deÄŸiÅŸiklik gösterdi. Kuzey Amerika’da iÅŸlenen cinayetlerde 2017-2022 yılları arasında yüze 29’luk bir artış olurken Orta Amerika’da yüzde 10 Güney Amerika’da yüzde 8 düşüş olduÄŸu kaydedildi.
DW/EÇ, JD