Gazete Davul
Advertisement
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
    Gara Harekâtı tam bir hezimet, hem de tam bir başarıdır

    Gara Harekâtı tam bir hezimet, hem de tam bir başarıdır

    Andrew ASTOR: Being an Actor Definitely Helped Set Up My Future

    Andrew ASTOR: Being an Actor Definitely Helped Set Up My Future

    Şimuni ve Hurmüz Diril’e ne oldu?

    Şimuni ve Hurmüz Diril’e ne oldu?

    Polisler, kendisine hakaret edildiğini söyleyen Suriyeli Mülteciyi gözaltına aldı

    Polisler, kendisine hakaret edildiğini söyleyen Suriyeli Mülteciyi gözaltına aldı

    KHK’li öğretmen şair Celalettin Tokmak’ın tarlası kundaklandı

    KHK’li öğretmen şair Celalettin Tokmak’ın tarlası kundaklandı

    Suriyeli Mülteciye Adana’da bıçaklı saldırı

    Suriyeli Mülteciye Adana’da bıçaklı saldırı

  • Gündem
    Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

    Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

    Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

    Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

    ANAYASA MAHKEMESİ DÜŞMAN CEZA HUKUKU MU UYGULUYOR?

    AİHM’İN, TERÖR VE TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİYLE İLGİLİ SUÇ VE CEZALARIN YASALLIĞI (AİHS m. 7) KAPSAMINDA SORUDUĞU SORULARA CEVAPLAR-2

    Danimarka kullanmayı durdurduğu AstraZeneca aşılarını yoksul ülkelere gönderecek

    Danimarka kullanmayı durdurduğu AstraZeneca aşılarını yoksul ülkelere gönderecek

    Yargıtay üyesi Gergerlioğlu kararına şerh koydu

    Cezaevi yönetimi ailesinin gönderdiği bereyi ‘kar maskesi olarak kullanılabilir’ gerekçesiyle Gergerlioğlu’na teslim etmedi

    Cizre Mem û Zîn Kültür Sanat Merkezi yıkıldı

    Cizre Mem û Zîn Kültür Sanat Merkezi yıkıldı

  • Hak İhlalleri
    KHK’lı tutuklu Mehmet Dersulu cezaevinde saldırıya uğradı

    KHK’lı Dersulu’ya hücre cezası ve telefon yasağı

    81 yaşındaki ağır hasta tutuklu Sıddık Güler’in durumu ağırlaşıyor

    81 yaşındaki ağır hasta tutuklu Sıddık Güler’in durumu ağırlaşıyor

    Tuncay Özilhan’ın evinin önünde çadır kurmak isteyen Migros depo işçileri gözaltına alındı

    Tuncay Özilhan’ın evinin önünde çadır kurmak isteyen Migros depo işçileri gözaltına alındı

    Patronları tarafından darp edilen çocuğun hapsi isteniyor

    Patronları tarafından darp edilen çocuğun hapsi isteniyor

    Helikopter işkencesini duyuran tutuklu gazeteciler için dayanışma çağrısı

    Helikopter işkencesini duyuran gazetecilerin savunmaları bitti

    Tedavi edilmeyen hasta tutuklu Yücel Kaya gözünü kaybedebilir

    Tedavi edilmeyen hasta tutuklu Yücel Kaya gözünü kaybedebilir

  • Yazarlar
  • Röportajlar
    AB seçkinleri göçmen akınını durdurmak için Erdoğan’a göz yumdu

    AB seçkinleri göçmen akınını durdurmak için Erdoğan’a göz yumdu

    AKP’nin ajandasında rejim değişikliğini tamamlamak var

    AKP’nin ajandasında rejim değişikliğini tamamlamak var

    İnsan, hakikat arayışına kendinden başlayabilir

    İnsan, hakikat arayışına kendinden başlayabilir

    Kadın hareketinin sesi iktidarın hamasi sesini bastırmayı başarıyor

    Kadın hareketinin sesi iktidarın hamasi sesini bastırmayı başarıyor

    Bertan RONA: AKM’nin yıkılmasına ilişkin tartışmalar siyasi gerilimden kaynaklanıyor

    Bertan RONA: AKM’nin yıkılmasına ilişkin tartışmalar siyasi gerilimden kaynaklanıyor

    NEZAKET ERDEN İLE ÜSTÜNE BETON DÖKÜLMÜŞ KADINLIK VE DİRMİT ÜZERİNE

    NEZAKET ERDEN İLE ÜSTÜNE BETON DÖKÜLMÜŞ KADINLIK VE DİRMİT ÜZERİNE

  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka DergiDergi
  • NewsENGLISH
  • E-KitapSHOP
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
    Gara Harekâtı tam bir hezimet, hem de tam bir başarıdır

    Gara Harekâtı tam bir hezimet, hem de tam bir başarıdır

    Andrew ASTOR: Being an Actor Definitely Helped Set Up My Future

    Andrew ASTOR: Being an Actor Definitely Helped Set Up My Future

    Şimuni ve Hurmüz Diril’e ne oldu?

    Şimuni ve Hurmüz Diril’e ne oldu?

    Polisler, kendisine hakaret edildiğini söyleyen Suriyeli Mülteciyi gözaltına aldı

    Polisler, kendisine hakaret edildiğini söyleyen Suriyeli Mülteciyi gözaltına aldı

    KHK’li öğretmen şair Celalettin Tokmak’ın tarlası kundaklandı

    KHK’li öğretmen şair Celalettin Tokmak’ın tarlası kundaklandı

    Suriyeli Mülteciye Adana’da bıçaklı saldırı

    Suriyeli Mülteciye Adana’da bıçaklı saldırı

  • Gündem
    Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

    Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

    Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

    Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

    ANAYASA MAHKEMESİ DÜŞMAN CEZA HUKUKU MU UYGULUYOR?

    AİHM’İN, TERÖR VE TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİYLE İLGİLİ SUÇ VE CEZALARIN YASALLIĞI (AİHS m. 7) KAPSAMINDA SORUDUĞU SORULARA CEVAPLAR-2

    Danimarka kullanmayı durdurduğu AstraZeneca aşılarını yoksul ülkelere gönderecek

    Danimarka kullanmayı durdurduğu AstraZeneca aşılarını yoksul ülkelere gönderecek

    Yargıtay üyesi Gergerlioğlu kararına şerh koydu

    Cezaevi yönetimi ailesinin gönderdiği bereyi ‘kar maskesi olarak kullanılabilir’ gerekçesiyle Gergerlioğlu’na teslim etmedi

    Cizre Mem û Zîn Kültür Sanat Merkezi yıkıldı

    Cizre Mem û Zîn Kültür Sanat Merkezi yıkıldı

  • Hak İhlalleri
    KHK’lı tutuklu Mehmet Dersulu cezaevinde saldırıya uğradı

    KHK’lı Dersulu’ya hücre cezası ve telefon yasağı

    81 yaşındaki ağır hasta tutuklu Sıddık Güler’in durumu ağırlaşıyor

    81 yaşındaki ağır hasta tutuklu Sıddık Güler’in durumu ağırlaşıyor

    Tuncay Özilhan’ın evinin önünde çadır kurmak isteyen Migros depo işçileri gözaltına alındı

    Tuncay Özilhan’ın evinin önünde çadır kurmak isteyen Migros depo işçileri gözaltına alındı

    Patronları tarafından darp edilen çocuğun hapsi isteniyor

    Patronları tarafından darp edilen çocuğun hapsi isteniyor

    Helikopter işkencesini duyuran tutuklu gazeteciler için dayanışma çağrısı

    Helikopter işkencesini duyuran gazetecilerin savunmaları bitti

    Tedavi edilmeyen hasta tutuklu Yücel Kaya gözünü kaybedebilir

    Tedavi edilmeyen hasta tutuklu Yücel Kaya gözünü kaybedebilir

  • Yazarlar
  • Röportajlar
    AB seçkinleri göçmen akınını durdurmak için Erdoğan’a göz yumdu

    AB seçkinleri göçmen akınını durdurmak için Erdoğan’a göz yumdu

    AKP’nin ajandasında rejim değişikliğini tamamlamak var

    AKP’nin ajandasında rejim değişikliğini tamamlamak var

    İnsan, hakikat arayışına kendinden başlayabilir

    İnsan, hakikat arayışına kendinden başlayabilir

    Kadın hareketinin sesi iktidarın hamasi sesini bastırmayı başarıyor

    Kadın hareketinin sesi iktidarın hamasi sesini bastırmayı başarıyor

    Bertan RONA: AKM’nin yıkılmasına ilişkin tartışmalar siyasi gerilimden kaynaklanıyor

    Bertan RONA: AKM’nin yıkılmasına ilişkin tartışmalar siyasi gerilimden kaynaklanıyor

    NEZAKET ERDEN İLE ÜSTÜNE BETON DÖKÜLMÜŞ KADINLIK VE DİRMİT ÜZERİNE

    NEZAKET ERDEN İLE ÜSTÜNE BETON DÖKÜLMÜŞ KADINLIK VE DİRMİT ÜZERİNE

  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka DergiDergi
  • NewsENGLISH
  • E-KitapSHOP
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Gazete Davul
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Manşet

Bertan RONA: AKM’nin yıkılmasına ilişkin tartışmalar siyasi gerilimden kaynaklanıyor

Yeni AKM’nin açıldığı gece dünya prömiyeri yapılacak olan eserimiz, aynı zamanda Türk opera repertuvarına da bir katkı olacaktır

Gazete Davul - Gazete Davul
10 Mart 2021
in Manşet, Röportajlar
0 0
0
Bertan RONA: AKM’nin yıkılmasına ilişkin tartışmalar siyasi gerilimden kaynaklanıyor

Deniz Zengin

Yeni röportajımızı çok yönlü etkinlikleri ile bizlere ilham kaynağı olan; müzik, sanat, edebiyat, tiyatro, düşünce insanı değerli akademisyen ve libretto yazarı Bertan Rona ile gerçekleştirdik.

Gazete Davul: Sizi tanıyabilir miyiz?

Bertan Rona: Ben kendimi tam olarak tanıyamamışken sizin bunu yapabileceğinizi sanmıyorum ama sorunuzun özellikle mesleki geçmişimi kastettiği kabulünden hareketle bir müzik bilimci, edebiyatçı, ve düşünce insanı olduğumu söyleyebilirim. Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim üyesi olarak görev yapıyorum. Hayatımın çok büyük bir kısmı İzmir’de geçti. Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nı bitirdikten sonra İstanbul’a yerleştim. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda doktora yaptım. Samsun Devlet Opera ve Balesi’nde koro şefliği, radyo programcılığı, birkaç kitap, sayısız söyleşi, konuşma ve festivel… Bugünlere kadar geldik işte.

Gazete Davul: Bertan Rona’ya göre müzik nedir ve iyi bir müzisyen nasıl olmalıdır? Konservatuar okudunuz. Günümüzde neden yozlaşmış bir müzik anlayışı revaçta?

Bertan Rona: Müzik üzerine bir tanım yapmam gerektiğinde ilk akla gelen klişeyi tercih ediyorum. Klişeler, biliyorsunuz, doğru oldukları için geçerlidirler çoğu kere; yani onlara biraz haksızlık ettiğimizi düşünüyorum. Evet, benim tercih ettiğim tanıma göre müzik, insanın duygu ve düşüncelerini seslerle ifade etmesi işidir. Tabii ki müziğin kültüre, dünya görüşüne, sahip olunan anlayışa ve aslen ekonomik yapıya, içinde bulunulan sisteme göre farklılık arz edeceğini biliyoruz. Bu çok açık.

Zaman zaman ”müzik evrenseldir” sözünü eleştirenlerle karşılaşıyoruz. Haksız da değiller. Çünkü müzik, içinde var olduğu toplumun yapısı tarafından kapalı bir sistem olarak şekillendirilir. Mesela bizim Âşık Veysel’imizin ”Kara Toprak”ını bir Japon bizim gibi anlayamaz. Bizler de söz gelimi bir Meksikalının halk şarkısında onun kadar duygulanamayız. Ancak yine de müziğin evrensel olduğu iddiası, özellikle sözsüz müzik düşünüldüğünde geçerliliğini koruyor. Çünkü çalgısal müzik, herkese bir biçimde hitap eder. Oysa edebiyat ve bilhassa da şiir gibi bir tür öyle midir? Başka bir dile neredeyse hiç çevrilemeyen bir yapıdan söz ediyoruz. Fakat çalgısal müzik, bir Çin müziği mesela, az önce de ifade ettiğim gibi herkes tarafından alımlanabilir. Evet, bu müziği belki bir Çinli kadar anlayamayız ama hiç olmazsa artık bir tercümana ihtiyacımız yoktur.

”İyi bir müzisyen nasıl olmalı?..” Çok zor, daha doğrusu ayrıntılı cevap gerektiren bir soru. Genellikle iyi besteci olmakla iyi müzisyen olmak birbirine karıştırılır. Bir insan, çok iyi müzisyen olmadan da çok iyi besteci olabilir. Burada ”müzisyenlik”ten kastım, öncelikle ”aktif müzik yapmak”tır. Yani bir insanın özellikle piyanistlik veya orkestra şefliği gibi fiilen müzik icra ettiği bir mesleği sürdürmesidir. Burada müzik pratiği içinde olmak söz konusu. Bazı müzisyenler vardır; onlara bir tema verirsiniz, o tema üzerine size doğaçlama olarak dört sesli bir fügü piyanoda çalabilirler. Benzer biçimde kimileri de bir defa dinledikleri bir müziği hemen kağıda dökebilir, bir melodiyi hiç düşünmeden armonize edebilirler. Bu irticalî beceriler insanda doğuştan birer istidat olarak bulunurlar. Oysa ki müzik tarihini var eden bestecilerin hepsinin bu becerilere sahip olmasına gerek yoktur. Tabii biz ”yetenek” diyoruz ama yetenek aslen problemli bir kelime. Çünkü eskiden dilimizde bu kelimeyi karşılayan ”istidat” ile ”kabiliyet”in anlamlarında farklılık görülüyor. Kabiliyet çalışmanın sonunda elde edilir ve ”kabil olma hâli”ne işaret eder. İstidat ise genlerde var olan, doğuştan gelen, bir insanın pek de hakim olamayacağı bir şeydir. Dolayısıyla iyi bir müzisyen, istidadını kabiliyete çevirebilmiş biridir. Bunu yapabilmek için iyi eğitimlerden geçmenin, doğru hocalarla, doğru tekniklerle çalışmanın gerektiğini söylemeye ise gerek duymuyorum. Ancak böylesine uzun bir emek süreci, istidadı kabiliyete dönüştürebilir. Fakat günümüzde her şey teknikten ibaret görüldüğü için böyle uzun bir sürecin sonunda yorumcu değil sadece tekniker yetişiyor. Mesela bugün bir piyanist ne kadar hızlı çalarsa o kadar beğeniliyor ama aslında icra ettiği parçanın o tempoyu gerektirip gerektirmediğini bilen ve düşünen yok. Çünkü parçanın niteliği hiç önemli değil. İnsanlar sadece teknik bir şov izlemek istiyor. Bu durumun çağımızda anormal olduğunu da söyleyemeyiz çünkü seslendirilen o eser (hepsi sizden daha büyük müzisyen olan) bir çok büyük piyanist tarafından daha önce en mükemmel hâliyle zaten seslendirilmiş. Yani siz en doğru şekilde çaldığınızda, onların yaptığı icrayı tekrar etmiş oluyorsunuz. Dolayısıyla öne çıkmanız, dikkat çekmeniz zorlaşıyor. Fakat serbest pazar sizi bu konuda köşeye sıkıştırıyor, zorluyor ve kendinizi dikkat çekmek zorunda hissediyorsunuz. O vakit belki kasıtlı olarak yanlış ve hızlı çalıyorsunuz. Tabii arada gürültüye giden, güzelim müzik oluyor. Diyeceğim o ki iyi müzisyen, kendini çok ciddi manada geliştirmiş ve müziğin sadece teknikten ibaret olmadığını anlamış; müziğin genel kurallarını, özünü adamakıllı öğrenmiş ve bir müziği duyduğunda, bir notayı eline aldığında nasıl yorumlayacağını kendisi bilecek kadar donanımlı biridir. Yorumlayacağı eserin bestecisi ya da bir orkestra şefi soru sormak için her an yanında olmayacaktır çünkü.

İyi bir müzisyenin felsefe, edebiyat ve sinemaya da çok yakın olması gerektiğini düşünüyorum. İnsan, hakikat ve toplum üzerine düşünmeden, söz gelimi Beethoven’ın hiçbir piyano sonatını yorumlayamazsınız. Edebiyat ise zaten müziğin başta gelen partneridir. Ayrıca edebiyat ile sinemanın, kronosa tabi olan yani zaman içinde gerçekleşen birer anlatım olmak bakımından müzikle çok güçlü akrabalık bağları bulunmaktadır. Ve derdiniz ne kadarsa o kadar anlatırsınız. Dolayısıyla bir müzisyen önce tekniker olur, sonra müzisyen, sonra da (felsefe, edebiyat ve sinemadan nasibi varsa) yorumculuk seviyesine çıkar. Seslerle sanat yapmanın başka bir yolunu bilmiyorum.

Ömrümün önemli bir kısmı konservatuvar koridorlarında geçti. Ancak ”günümüzde neden yozlaşmış bir müzik anlayışı var?” sorunun cevabı, müziğin teknik ve düşünsel meseleleriyle ilgili değil. Bu yoz müzik anlayışının çok daha açık, bilinen ve korkutucu bir nedeni var: Serbest pazar ekonomisi… Kapitalizm var olduğu müddetçe, kimse bu tür konularda kendini kandırmamalıdır. Yani kullanım değeriyle değişim değeri arasındaki fark devam ettikçe, bırakın müziği, hiçbir sahada kalite beklenemez. Çok basit bir örnekle açıklamak isterim: Diyelim ki siz bir ayakkabı üreticisisiniz. Ürettiğiniz ayakkabı ne kadar uzun süre dayanırsa yenisinin alınması o kadar gecikir ki bu da elbette sizin işinize gelmez. Halbuki sık sık yırtılan ve dolayısıyla size bolca satış yaptıran bir ayakkabı, kârınıza kâr katacaktır. İşin bu kadar basit olmadığını, çok farklı boyutları, bileşenleri olduğunu tabii ki biliyorum ama bence bu örnek genel anlamda kapitalizm ile kalite ilişkisini ortaya koyuyor yine de. Yani bundan yirmi yıl öncesinde kumaş mendil kullanırken şimdi neden kullan-at kâğıt mendiller kullanıyorsak, tam da o nedenle nitelikli müzik yerini beş para etmez kakofonilere, anlamsız laflara bırakmış durumda. ”Süper kapitalist toplumlar” dediğimiz sözde gelişmiş ülkelerin ekonomik organizasyonu değişmediği müddetçe (ki bu yönde hiçbir belirti yok), yozlaşmış müzikle karşılaşmaya devam edeceğiz. Bu dünyada bir eserin kalitesinin popülaritesi ile ters orantılı olduğunu unutmayalım. Bu çok doğal bir durumdur. Bugün Türkiye’de pop müzikten arabesk müziğe kadar en seviyesiz ve gençleri zehirleyecek nitelikte içerikler, milyonlarca insan tarafından satın alınıyor, dinleniyor, takip ediliyor vs… Ya da Birleşik Amerika’dan bir şarkıcı, sadece çıplak biçimde sahneye çıktığı için ”star” olarak lanse ediliyor. Unutmayalım ki dünyada ergenlik döneminin çalkantılarını yaşayan, sahipsiz ve yardımsız kalmış, üstelik kolaylıkla manipüle edilebilen milyarlarca genç var belki de. Ne yazık ki bu kitleyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar.

Nitelikli müziğe baktığınızda ise tam tersi bir manzarayla karşılaşıyoruz. Mesela Ahmet Adnan Saygun’un müziği ne kadar dinleniyor olabilir? Elbette çok az. Peki büyük sanat yapıtları hiç popüler olmamış mıdır? Tabii ki olmuştur. Mesela Mozart, Michael Jackson’dan, ”40. Senfoni”si ise ”Thriller”dan daha ünlü olabilir. Ancak burada asıl mesele, Mozart’ı ya da kaliteli müziği dinleyen insanların bu müzikten ne anladıklarıdır. Acaba gerçekten anlayarak mı dinliyorlar, yoksa popüler olduğu için mi? Yanlış anlaşılmasın; insanların bir müziği paşa keyiflerine göre dinleme hakları vardır tabii. Bunu sorgulayarak faşizan bir yaklaşım sergileyemeyiz. Fakat herkesin ciddi müziği bütünüyle anlayarak dinlemediği gerçeği de bir vakıa olarak karşımızda duruyor.

Gazete Davul: Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılması çok konuşuldu. 2021’de açılacağı konuşuluyor. Siz süreci yakından takip ettiniz. AKM’nin şimdiki dokusu hakkında bilgi alabilir miyiz?

Bertan Rona: Bu ülkede her şey çok konuşuluyor. Bunun sebepleri var. Türkiye aşırı derecede siyasallaşmış bir ülke. Mesela bir Hollanda’da yaşamış olanlar, ”aşırı siyasallaşma” ile neyi kastettiğimi çok iyi anlayacaklardır. Fakat son tahlilde bu durumun tabii ve zorunlu olduğunu ekleyelim. Hiçbir şey sebepsiz değildir. Evet, Türkiye’de yaptığımız her şeyin bir siyasi karşılığı var. Genel olarak ülkelerin refah düzeyi, gelişmişlik düzeyi arttıkça, siyaset gündem olmaktan çıkar. Hollanda örneğinden devam edecek olursak, Hollandalı gençlerin büyük kısmının başbakanı tanıdığını sanmıyorum. Bizde ise böyle bir şey düşünülemez tabii. Hollanda’ya hayran olduğumdan değil bir gerçeği ifade etmek için söylüyorum bunları. Fakat asıl meselemiz AKM’nin yıkılışının çok konuşulmasıydı ve ben bu durumun Türkiye’deki siyasi gerilimden kaynaklandığını düşünüyorum. Söz konusu gerilim dolayısıyla bu ülkede yapılan iyi şeylere de kötü damgası vurmak çok kolay olabiliyor. Aslında insanların yapılan işin ne olduğuna bakmadıklarını söyleyebiliriz. Ben bu durumun bizim taşralı bilincimizden kaynaklandığı kanaatindeyim. Yanlış anlaşılmasın; ”taşralı bilinç” derken sadece taşrayı kastetmiyorum. İstanbul’da yaşayanların çok büyük bir kısmı da şehir kültüründen uzaktır. Yani şehirde yaşamak, şehirli olmayı garanti etmez. Bugün büyük kentlerimizde ağırlıklı olarak taşralı bilinç hâkimdir. Bu bilinç türü için yapılan işin ne olduğu, niteliği önemli değildir. Önemli olan, o işi yapanın kim olduğudur. Bizden mi, karşı taraftan mı? Hüküm de işte buna göre verilir. Burada açık bir feodal kültür görünmektedir. AKM’nin yıkılmasına ilişkin tartışmalar da bu çerçevede gerçekleşti ne yazık ki. Kimse bu icraatın gerçekten gerekli olup olmadığına bakmadı. Yıkılan AKM’nin yerine yapılan olağanüstü yeni yapıyı gördüklerinde, bu tartışmaların anlamsız olduğunu anlayacaklardır. Ben eski AKM’inin son yılında bir sezon boyunca çalışmış biriyim. Kantininden koridorlarına, sahnelerinden korrepetisyon odalarına kadar o binaya dair hatıralarım var. Dolayısıyla benim durumumdaki bir insanın bu konudaki sözlerine itibar edilebilir.

Bildiğim kadarıyla yeni kompleksi, eski Atatürk Kültür Merkezi’ni tasarlayan mimarımız Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Mimar Murat Tabanlıoğlu yapıyor. Şu ana kadar çalışmaların son derece güzel bir biçimde ilerlediğini duyuyoruz. Yeni yapı da tıpkı eskisi gibi ülkemizin ve milletimizin sanat hayatına hizmet edecek. Ancak yeni kompleks elbette ki eskisine göre her açıdan üstün bir eser olarak öne çıkıyor. Yan binaları, büyük sahnesi, teknik donanımı ve benzeri pek çok özelliği ile yeni AKM’nin, dünyadaki emsalleriyle aynı klasmanda olan bir kültür ve sanat merkezi olacağı anlaşılıyor.

Gazete Davul: Yeni AKM, besteci Hasan Uçarsu’nun besteleyeceği ve librettosunu sizin yazacağınız ”Mimar Sinan” operasıyla açılıyor. Çağları aşan sanatçı Sinan’ı bir operayla anlatmak nasıl bir duygu? Nasıl bir libretto yazacaksınız? Mimar Sinan’ın hayatından bir döneme odaklanan bir eser mi olacak? Dinleyicileri ne bekliyor?

Bertan Rona: Mimar Sinan’ı konu alan bir opera eserinin librettosunu yazma teklifini 2019 yılının sonunda aldım. Bu operayı besteleyecek olan Hasan Uçarsu ise Türkiye’nin önde gelen bestecilerindendir. Türkiye’de bir Cumhurbaşkanı ikinci defa opera sipariş ediyor. İlki, 1934 yılında Ahmet Adnan Saygun’a ”Özsoy” operasını ısmarlayan Mustafa Kemal Atatürk’tü. İkinci sipariş ise aradan 85 yıl geçtikten sonra Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilmiş oldu. Yeni AKM, Türkiye’nin kalbi diyebileceğimiz İstanbul ile özdeşleşecek bir mimari yapı olduğundan, İstanbul’u İstanbul yapan isimlerin başında gelen Mimar Sinan’ın, açılış gecesinde sahnelenecek opera eserine konu olarak seçilmesini isabetli buluyorum. Aslında Mimar Sinan’ın hayatı, libretto olarak yazılmak bakımından oldukça güç bir hayat. Ancak arkadaşlarla yaptığımız çalışma sonucunda bu güçlüğü aşıp etkileyici bir dram çerçevesi oluşturduğumuzu söyleyebilirim. Yeni AKM’nin açıldığı gece dünya prömiyeri yapılacak olan eserimiz, aynı zamanda Türk opera repertuvarına da bir katkı olacaktır. Bizde Cumhuriyet’ten önce de opera, özellikle de operet denemeleri vardır. Aslına bakacak olursak çok sesli müziğin kurumsal anlamda ülkemize girmesi Tanzimat Devri’yle başlar. O günden bu güne önemli bir geleneğimiz, azımsanamayacak bir birikimimiz bulunuyor. Mimar Sinan’ı anlatan böyle bir eserle hem yeni AKM’nin açılış gecesini taçlandırmak hem de millî opera dağarımıza önemli bir katkı sağlamak benim için oldukça anlamlı.

Bu projede Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin ile birlikte çalıştık, çalışıyoruz. Sağ olsunlar; bizi her defasında çok iyi misafir edip ağırladılar. Yeri gelmişken ifade edeyim; tarih boyunca opera siparişi veren makamın her zaman eserde söz söyleme hakkı olmuştur. Bu son derece doğal bir durum. Çünkü siparişi veren makam, o. Yani tarihte pek çok opera eserinin yazılış sürecinde bu durumu gözlüyoruz. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığının da tercihleri, istekleri ve öncelikleri olabilirdi. Ne var ki bizler, Mimar Sinan operasının müellifleri olarak, müdahale şöyle dursun hiçbir telkin veya yönlendirmeyle karşılaşmadık. Librettomu tamamen özgür bir biçimde yazdığımı ifade etmek isterim. Bana bu ortamı tesis eden herkese teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Sonuçta, yeni AKM’nin yanı sıra ortaya güzel bir opera eseri çıkması, hepimizin arzusu. Eserin içeriğini sormuşsunuz… Ne yazık ki içerikle ilgili bilgi veremeyeceğim. Çünkü böylesi büyük projelerin çok farklı etki, uzanım ve hedefleri olabiliyor. O bakımdan affınıza sığınarak bu noktada sessiz kalma hakkımı kullanayım. Bestecisinden librettistine, orkestra şefinden rejisörüne dek yüzlerce insanın aylar süren emekleri sonucunda ortaya müthiş bir iş çıkacak ve dünyanın gözünün İstanbul’da olduğu bir gecede seyircisiyle buluşacak. Dilerseniz konusu da sürpriz olsun.

Önceki yazı

Müzisyen Ağahan Yardelen ekonomik sıkıntıları yüzünden yaşamına son verdi

Sonraki yazı

Batman’da öğrencileri ve işçileri taşıyan servis uçuruma yuvarlandı: 2 ölü, 27 yaralı

Gazete Davul

Gazete Davul

İlişkiliGönderiler

Tunç: Sanatçının iktidarla kuracağı tek ilişki sesini çıkarmak olmalı
Manşet

Tunç: Sanatçının iktidarla kuracağı tek ilişki sesini çıkarmak olmalı

17 Nisan 2021
Melek Çetinkaya; yürekteki ateşin, mücadelenin sembol ismi
Manşet

Kanser hastası Hakan’ın fotoğrafı

17 Nisan 2021
Keremoğlu ailesi: “Başında dua okuyacağımız bir mezarımız olsun istiyoruz, adalet istiyoruz”
Manşet

Keremoğlu ailesi: “Başında dua okuyacağımız bir mezarımız olsun istiyoruz, adalet istiyoruz”

17 Nisan 2021
Demirtaş: HDP her koşulda bir çıkış yolu bulacak; hukuksuz saldırıları sandıkta boşa çıkaracağız
Manşet

Demirtaş: HDP herhangi bir ittifakı desteklemek zorunda değildir

17 Nisan 2021
Kemal Kurkut’un öldürülmesinin üzerinden 4 yıl geçti
Manşet

Kemal Kurkut paylaşımı “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” sayıldı

16 Nisan 2021
Anayasa Mahkemesi, ‘Cizre bodrumları’nı 21 Nisan’da görüşecek
Manşet

Anayasa Mahkemesi, ‘Cizre bodrumları’nı 21 Nisan’da görüşecek

16 Nisan 2021
Sonraki yazı
Batman’da öğrencileri ve işçileri taşıyan servis uçuruma yuvarlandı: 2 ölü, 27 yaralı

Batman'da öğrencileri ve işçileri taşıyan servis uçuruma yuvarlandı: 2 ölü, 27 yaralı

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edenler

  • 246 Fans
  • 99 Subscribers
  • Çok Okunan
  • Yorumlar
  • Son Haberler
ANAYASA MAHKEMESİ DÜŞMAN CEZA HUKUKU MU UYGULUYOR?

15 TEMMUZ YARGIÇ VE SAVCILARINA AİHM‘DEN KÖTÜ HABER

28 Şubat 2021
“Sabunlu Cop’u makata dayayan polis, ‘Bu manzarayı özlemişiz’ demiş”

“Sabunlu Cop’u makata dayayan polis, ‘Bu manzarayı özlemişiz’ demiş”

11 Ocak 2021
Lösemi ile savaşan Hakan’ın durumu hakkında zorunlu açıklama

Lösemi ile savaşan Hakan’ın durumu hakkında zorunlu açıklama

11 Nisan 2021
Şimuni ve Hurmüz Diril’e ne oldu?

Şimuni ve Hurmüz Diril’e ne oldu?

3 Şubat 2021
Zurnacısı olan memlekete aynı ölçüde bir davul gerekmez miydi?

Zurnacısı olan memlekete aynı ölçüde bir davul gerekmez miydi?

3
Memleket

Memleket

2
Buruk Bir Merhaba

Buruk Bir Merhaba

1

Zorunlu göç mağduru Doğu Türkistanlı babanın büyük dramı: Hangi çocuğum hayatta bilmiyorum

1
Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

17 Nisan 2021
Tunç: Sanatçının iktidarla kuracağı tek ilişki sesini çıkarmak olmalı

Tunç: Sanatçının iktidarla kuracağı tek ilişki sesini çıkarmak olmalı

17 Nisan 2021
Melek Çetinkaya; yürekteki ateşin, mücadelenin sembol ismi

Kanser hastası Hakan’ın fotoğrafı

17 Nisan 2021
Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

17 Nisan 2021

Son Haberler

Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

Şerzan Kurt cinayeti: Yargıtay polise verilen indirimli cezayı onadı

17 Nisan 2021
Tunç: Sanatçının iktidarla kuracağı tek ilişki sesini çıkarmak olmalı

Tunç: Sanatçının iktidarla kuracağı tek ilişki sesini çıkarmak olmalı

17 Nisan 2021
Melek Çetinkaya; yürekteki ateşin, mücadelenin sembol ismi

Kanser hastası Hakan’ın fotoğrafı

17 Nisan 2021
Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

Çorlu tren faciasında oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel yoğun bakıma kaldırıldı

17 Nisan 2021
Gazete Davul

Hak ihlallerine karşı DAVUL !

Bizi Takip Edin

Yazarlar

avatar for Acun KaradağAcun Karadağ
avatar for Ali AbadayAli Abaday
avatar for Anjel DikmeAnjel Dikme
avatar for Arat BarışArat Barış
avatar for Arat BarışArat Barış
avatar for Arzu YıldızArzu Yıldız
avatar for Bedros DağlıyanBedros Dağlıyan
avatar for Cafer SolgunCafer Solgun
avatar for Çiğdem KoçÇiğdem Koç
avatar for Deniz ZenginDeniz Zengin
avatar for Doğu ErgilDoğu Ergil
avatar for Fatma Zehra FidanFatma Zehra Fidan
avatar for Gökhan YavuzelGökhan Yavuzel
avatar for Hilal NesinHilal Nesin
avatar for Levon ÇakmakLevon Çakmak
avatar for Meltem ArıkanMeltem Arıkan
avatar for Mustafa PaçalMustafa Paçal
avatar for Natali AvazyanNatali Avazyan
avatar for Occo MahabadOcco Mahabad
avatar for Ömer Faruk GergerliogluÖmer Faruk Gergerlioglu
avatar for Pınar AydınlarPınar Aydınlar
avatar for Salih GergerlioğluSalih Gergerlioğlu
avatar for Veysi PolatVeysi Polat

Kategoriler

  • Davul
  • E-Kitap
  • Ekoloji
  • Foto Galeri
  • Gündem
  • Hak İhlalleri
  • Kültür Sanat
  • Manşet
  • News
  • Özel Haberler
  • Podcast
  • Röportajlar
  • Video Galeri
  • Yaka Dergi
  • Yazarlar

E-Kitap

Sendikal Perspektiften Küreselleşme

Sendikal Perspektiften Küreselleşme

- Gazete Davul
30 Eylül 2020
0

Sendikal Perspektiften Küreselleşme Yazar: Mustafa Paçal Yayınevi: Davul Kitap Sendikal hareket, sendikalar, sendikacılar, işçi, çalışan, işçi sınıfı, üretim ve üretimin...

Sokak

Sokak

- Gazete Davul
8 Ağustos 2020
1

SOKAK Yazar: Arzu Yildiz Yayınevi : Gazete Davul Sokakta diller özgür Bireyler kimliksiz, ve duvarlar gazete Dostluklar gerçek... Adalet, binalarda bulunmuyor ve...

  • Gizlilik Politikası
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim

© 2020 Web Programmer Fi

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Anasayfa
  • Özel Haberler
  • Gündem
  • Hak İhlalleri
  • Yazarlar
  • Röportajlar
  • Ekoloji
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Podcast
  • Yaka Dergi
  • News
  • E-Kitap

© 2020 Web Programmer Fi

Welcome Back!

Sign In with Facebook
OR

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Sign Up with Facebook
OR

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist