HDP’nin tutuklu Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, eşiyle tanıştıkları zamanları anlattı. “Ben artık çok zorlanıyorum” diyen Demirtaş gözyaşlarına hâkim olamadı.
HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, 140journos’a konuştu. Eşinin tutukluluk sürecini anlatan Demirtaş göz yaşlarına hâkim olamadı.
Gözaltı anını anlatan Demirtaş, “Korkudan küçük kızım Dılda ağlamaya başladı. Selahattin bir taraftan onu teselli etmeye çalışıyor, bir taraftan hazırlanıyor… Tam 38 yıl önceye döndüm. Annemle birebir aynı cümleleri kuruyorduk. 38 yıl sonra benim yaşadığımı, kızlarımın da yaşayabileceğini hiç düşünmemiştim. Selahattin’le vedalaştık. En kısa sürede geleceğini söyledi” ifadelerini kullandı.
Daha sonra “Ben artık çok zorlanıyorum” diyen Demirtaş, gözyaşlarına hâkim olamadı.
Eşiyle tanıştıkları zamanı da anlatan Demirtaş, tanıştıklarında 16 yaşında olduğunu söyledi.
O günleri şöyle anlattı:
Ben 16 yaşındaydım, Selahattinlerin oturduğu mahalleye taşındığım zamanlar. Evimizin altında bir fırın vardı. Sonradan öğrendim, o fırın Selahattin’in dedesi ve dayısınındı. Ben Selahattin’i ilk ekmek almaya gittiğimde gördüm. Gittim, “Bana ekmek verir misiniz” dedim. Orada işte Selahattin bana ekmeği vermişti, ilk orada gördüm. Tabii küçük bir mahalle yaşadığımız yer. İçimden “Aa ne hoş çocuk” falan diye düşündüm. Bir süre geçtikten sonra bir gün bir baktım balkonda, Selahattin. İşte o hoş çocuk balkonda ve sanırım da komşuyuz. İnanamadım. Hiç o anı unutmuyorum. Sonra bir süre geçti derken anneler tanıştı. Bir komşuluk da başladı. Komşuluk ilişkilerimiz başladı ama çok yeni taşınmışız oraya. Bir de o dönem ayıplar, tabular vardı. O yüzden her şeyi alttan ve gizli yürütmeye çalışıyordum.“
Demirtaş’ın cezaevinden yaptığı telefon görüşmelerine de yer verildi. Çocukları ile konuştuğu duygusal anlar da kameralara yansıdı
Demirtaş’ın annesi Sadiye Demirtaş “Erdoğan’a hakkımı helal etmiyorum. Tenzile Erdoğan sağ olsaydı ona şikayet ederdim”
Demirtaş’ın annesi şunları söyledi; “Ne biçim kanundur bu ne biçim Müslümanlıktır? Benim oğlumu götürmüşler dünyanın bir köşesine, bunun hiç mi merhameti yok? Erdoğan hapisteyken çok ağlamıştım. Üzülmüştüm. O benim oğlumu suçsuz yere hapse attı. Gidip göremiyorum. Ben engelliyim. Kalmışız iki yaşlı. Selahattin de yok. Şimdi benim hakkımı kimden alır Allah? Vallah hakkımı ona helal etmiyorum. Eğer Tenzile hanım yaşasaydı o’nu şikayet ederdim. Gider söylerdim. Tenzile hanım da kabul etmezdi. Böyle zulüm haksızlık olur mu”