Avukat Celal Ülgen, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen “Çoklu Baro Sistemini” de Kapsayan Avukatlık Kanunu ile ilgili Davul’a konuştu. “Türkiye’de tek adam rejimi uygulanmakta, ama bu tek adam rejimi çoklu baro sistemi düzenlemesini istiyor” diyen Ülgen, “Nasıl ki sarı sendikalar varsa şimdi de sarı barolar olacak. İktidar destekçisi barolar kurulacak” dedi.
Avukat Celal Ülgen, yeni düzenleme ile ilgili görüşlerini şöyle ifade etti: “Barolara yapılan yasa değişikliğini siyasi iktidar yasa değişikliği ile aynı şekilde siyasi seçimler için yapsın, en çok oyu alan Cumhurbaşkanı, diğer oyları alanlar ya da imza sayısına ulaşanlar da bakan atamasını yapsın. Bununla ne farkı var? Hiç bir fark yok. Adaletsizliği getiriyorlar. İktidarın sarı baroları kuruluyor. Nasıl ki sarı sendikaları varsa şimdi de sarı baroları olacak. İktidar destekçisi barolar kurulacak. Mesela şöyle düşünelim; Devlete karşı işlenen suçlarda, hangi barodan avukat görevlendirilecek, talep nereden olacak? Burada adaletsizlik ortaya çıkıyor. Savunmaya yönelik müdahale oluyor. Bundan adalet bekleyemeyiz.”
‘ESKİDEN HUKUKA KILIF UYDURULUYORDU, ŞİMDİ ONA DA GEREK DUYULMUYOR’
Ergenekon davasında yargılananların avukatlığını yapan Celal Ülgen, söz konusu davada yargılananların eleştirdiği Ahmet Altan, Mehmet Baransu’nun tutukluğu ve aynı zamanda Oda Tv operasyonlarıyla tutuklanan Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu gibi isimlerin de aralarında bulunduğu gazetecilerin tutuklu olarak yargılanması konusunda ise şunları söyledi:
“Elma ile armutu karıştırmamak lazım. O zaman yanlış yaptıklarını söylediğimiz için bugün adaleti talep etmekten, istemekten geri durmayacağız. Adı Ahmet olur, Mehmet olur, ben suçsuz olan, suçu kanıtlanamayan kimsenin adaletsizliğe uğramasını doğru bulmam. Bu geçmişte de öyleydi. Çok söyledik. Her zaman adaletin yanında yer aldım ve yer almaya da devam edeceğim O dönemde ‘Fetö’ ile mücadele eden Oda Tv operasyonunda yapılan haksızlıklar, geçmişte yapılanlardan çok daha fazla. Onlar da yine delil bulamadığında ‘delil’ üretiyordu. Tahliye edilirse savcı itiraz ediyor, itiraz üzerine üretilmiş ‘delili’, ‘delil’ olduğunu söyleyerek itiraz ediyor, kişi yeniden tutuklanıyordu. Hukuk yoksa da onlar kılıfına uyduruyordu. Bunlar bugün ona da ihtiyaç duymuyorlar.”