Yapılan özyönetim ilanları sonrası sokağa çıkma yasakları ve çatışmalara sahne olan kentlerden biri Mardin’in Nusaybin ilçesi oldu. İlçede ilk olarak 1 Ekim 2015’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İlk yasak kaldırılırsa da 14 Mart 2016 tarihine kadar 7 defa daha sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Gerçekleştirilen saldırılarda özel harekat polislerinin açtığı ateşte Ahmet Sönmez (54), Şahin Turan (25), Selamet Yeşilmen (44), Hasan Dal (45), Musur Aslan (19), Abdulkadir Yılmaz (65), Muhammet Altunkaynak (20), Nurhan Kaplan (45), Şerif Alpar (55), Sedat Güngör (22), Mehmet Emin İnan (55), Cudi Teber (23), Mahsum Akdoğan (19), Fehime Aktı (56), Hakan Doğan (15), Medeni Orak (45), Rohat Karakoç (25), Hasan Korkmaz (60), Mehmet Pitek (40), Heyhat Müjde (43), Saadet Müjde (19), Fehime Kurumaz (11), Dilşa Ak (59) ve Emire Gök (39) isimli 24 sivil hayatını kaybetti.
Ancak bugüne kadar öldürülen sivillerin hiçbirinin failleri ortaya çıkarılmadı. Yürütülen soruşturmalarda polisler tarafından yapılan tüm silah atışlarının “usulüne uygun olduğu” öne sürüldü.
KARNINDAKİ ÇOCUĞU İLE ÖLDÜRÜLDÜ
Nusaybin’de öldürülen sivillerden biri olan 5 çocuk annesi Selamet Yeşilmen, 13 Kasım 2015’te beşinci kez ilan edilen sokağa çıkma yasağının devam ettiği 15 Kasım’da, zırhlı araçtan açılan yaylım ateşi ile öldürüldüğünde 5 aylık hamileydi.
Elinde hamur leğeni ile evinin bahçesine indiği sırada öldürülen Yeşilmen’in yardımına koşan kızı Sevcan ile oğlu Fikret de ateş altına alınarak, saldırıdan yaralı şekilde kurtuldu. Yapılan resmi açıklamalarda ise saldırıyla polislerin alakası olmadığı ileri sürüldü. Ancak görgü tanıkları Yeşilmen’i öldüren ateşin zırhlı araçlardan açılan ateş olduğunu dile getirdi.
DOSYA ‘FAİLİ MEÇHULE’ BIRAKILDI
Öldürülen diğer 23 sivilde olduğu gibi Selamet Yeşilmen’in öldürülmesinde de savcılık, failleri araştırmak yerine Yeşilmen’in “örgüt ile bağını” araştırdı. Açılan soruşturma dosyası, içine tek bir evrak bile eklenmeden kısa süre sonra Daimi Arama Bürosuna havale edilerek, “faili meçhul” bırakıldı.
AİLENİN DOSYADAN VAZGEÇMESİ İSTENDİ
Halen savcılığın tozlu raflarında bekletilen dosyalar arasında duran Yeşilmen dosyasına dair herhangi bir adım atılmazken, yetkililer aileye defalarca ceza dosyasından vazgeçmeleri, Yeşilmen’in “terör mağduru” olduğu yönünde teklifte bulundu. Ancak bunu kabul etmeyen aile, ceza dosyasından vazgeçmezken, İçişleri Bakanlığı hakkında da “hak ihlali” talepli tazminat davasını sürdürdü.
Mardin İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, Yeşilmen’in evinin bahçesinde öldürüldüğü ve sokağa çıkma yasağını ihlal etmediği gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı’nı “kusurlu” bularak, aileye tazminat ödenmesine hükmetti.
‘FAİLLERİ ORTAYA ÇIKARIN’
Abdurrahim Yeşilmen, vurulmasının ardından olay yerine ambulansın gelememesi nedeniyle battaniye ile İpekyolu’na çıkarıp hastaneye götürebildikleri eşinin kan kaybından hayatını kaybettiğini söyledi.
Eşinin öldürülmesinin ardından Valiliğin “PKK öldürdü” şeklinde yaptığı açıklamayı hatırlatan Abdurrahim Yeşilmen, “Öyle dediler ama onlara teslim ettiğimiz fişekler bile harp fişekleriydi. Biz de bunun üzerine dava açtık. Ancak şu ana kadar bir sonuç çıkmadı. Ama yine de ben ömrüm olduğu sürece davanın takipçisi olacağım. Benim ömrüm yetmezse de çocuklarım takip edecek” dedi.
“Faillerimizi ortaya çıkarmalarını istiyoruz” diyen Yeşilmen, “Devlet failin kim olduğunu biliyor. Ateş açan aracın önünde kamera var, arkasında kamera var. O fişeğin ateşlendiği yerin her tarafında kamera var. Bugüne kadar hiçbir şey ortaya çıkarılmadı. O mahkeme oraya, diğeri başka bir tarafa gönderiyor. Bizleri bıktırıp, dosyadan vazgeçirmek istiyorlar. Ama biz kesinlikle vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.