Geçen yüzyılda ortaya çıkan ve gelişmeye başlayan Sinema sanatı, insanların belirli olayları daha iyi anlamasını ve kavramasını sağlayan ve adeta bazı eserleriyle kamera önünde canlandırılan ve esere konu edilen olayları sanki gerçekten karşımızda yaşanıyormuş gibi çarpıcı bir şekilde yansıtan bir sanat dalıdır.
Bu haberimizde size,tarihte yaşanmış olayları ya da bir distopyayı konu alarak,İnsan Haklarının ve hukukun önemini çarpıcı bir şekilde vurgulayan 10 film önerimizi sunuyoruz.
1. Çizgili Pijamalı Çocuk (The Boy in the Striped Pyjamas)
2. Dünya Savaşı zamanında, arkadaÅŸ olmaya çalışan iki çocuÄŸun hikayesini konu alan filmde, 8 yaşındaki Bruno ailesiyle Berlin’den ayrılır ve Polonya’da yaÅŸamaya baÅŸlar. Babasının iÅŸi için taşındıkları bu yerde bir de arkadaÅŸ edinir. Arkadaşı tellerin arkasında kalan bir Yahudi’dir.
Bruno’nun yaÅŸadığı yer,Nazi Almanya’sı döneminde kurulan toplama ve yoketme kamplarından birinin bitiÅŸiÄŸindedir. OÄŸlunun tellerin ardında yaÅŸananlarla ilgili gerçeÄŸi öğreniceÄŸinden kaygılanan Bruno’nun annesiyse oÄŸlunu bu ’’arkadaş’’lıktan korumaya çalışır.
John Boyne’un dünya çapında güzel eleştiriler alan aynı adlı romanından uyarlanan film, tarihin acıyla dolu anısını küçük bir çocuğun gözünden hatırlatarak, masumiyet ve insanlık dehşetini zarif bir dille beyazperdeye yansıtıyor
2.1984
Distopik bir evrende geçen ve George Orwell’ın aynı isimli romanından uyarlanan film, 3. Dünya Savaşı’nın henüz sonlandığı dünyamızda geçer. Dünyanın en büyük devleti olan Okyanusya, günümüz Londra’sının yerine kurulmuÅŸtur. Okyanusya deyim yerindeyse tam bir korku imparatorluÄŸudur. Bu ülkede yaÅŸayayan herkes, yönetim diktesinin buyurduÄŸu her ÅŸeye harfi harfine uymak zorundadır. Bu evrende ne kitap okumak serbesttir ne de aşık olmak… Hükümetin haberleÅŸme ve sansür iÅŸlerinin yürütüldüğü bakanlıkta çalışan Winston Smith, diÄŸer çalışanlar gibi görevi gereÄŸince halkı farklı yalanlarla uyutmak ve sahte gerçeklikler yaratmak zorundadır. Ancak Okyanusya’ya ait her ÅŸeyin kocaman bir yalandan ibaret olduÄŸunu öğrendiÄŸi an vatanseverliÄŸini ve hayatını üzerine kurduÄŸu bu sahte dünyayı sorgulamaya baÅŸlar.
3.Hayat Güzeldir (La Vie Est Belle)
İkinci Dünya Savaşı’nın sivillerin üzerindeki yıkıcı etkisini beyaz perdeye en iyi uyarlayan filmlerden biri olan Hayat Güzeldir, tüm olumsuzluklara rağmen her daim bir umut ışığı olduğunu adında olduğu gibi, içeriğinde de barındırıyor.
Filmde, başkahraman hayat dolu Guido’nun güzeller güzeli öğretmen Dora’ya vurulmasının ve tüm engellere rağmen evlenmelerinin ardından bir de çocuk sahibi olan çiftin hayatlarındaki tüm pürüzler ortadan kalktığında savaş patlak verir. Yahudi oldukları için toplama kampına götürüldüklerinde Guido, oğluna esir kampının ve savaşın bir oyun olarak söyleyerek eğer oğlu, oyunu başarıyla tamamlarsa ödül olarak çok istediği bir oyuncak tankı hediye edeceğini söyler.
4.Schindler’in Listesi (Schindler’s List)
Schindler’in Listesi, Oskar Schindler adlı bir Alman işadamının 2. Dünya Savaşı zamanında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarmasını konu alır. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan film, ünlü yönetmen Steven Spielberg’in en önemli yapıtları arasında sayılırken yönetmene Oscar da kazandırmıştır. Film, 1994 yılında 12 dalda Oscar’a aday olmuş ve 7 dalda ödül kazanmıştı. Filmin kazandığı Oscar’lar şöyle : En İyi Film, Yönetim, Kurgu, Sanat Yönetimi, Görüntü, Özgün Müzik ve Senaryo Uyarlaması.
5.Pardon
Tiyatro fenomeni, yazar, meddah ve sinemacı Ferhan Åžensoy’un, gerçek bir olaydan esinlenerek sinemaya aktardığı bu ilginç film, üç yakın arkadaşın talihsiz hayatlarının hikayesini anlatır. Sıradan birer vatandaÅŸ olan üç kafadarın yaÅŸamı, içlerinden birinin bir hatası yüzünden tamamen deÄŸiÅŸecektir. Her zamanki gibi akıp giden günler artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Vaktinden çok sonra askerliÄŸini yapan Ä°brahim nerede bir resmi kıyafet görse hemen oradan kaçar olmuÅŸtur. Sadece masum bir korku gibi gözüken bu fobisi yüzünden sevdiÄŸi arkadaÅŸları ve kendisinin başına gelmeyen kalmaz. ArkadaÅŸlarıyla beraber kendini mahkeme salonlarından, hapishaneye kadar uzanan bir yolculukta bulur.Kolajımızdaki tek komedi ve Türk filmi olan bir film,esprili bir dille Adalet sistemini ve yanlışlıklarını eleÅŸtirmektedir
6.12 Kızgın Adam (12 Angry Men)
12 Öfkeli Adam, cinayetle suçlanan bir genç ile ilgili karar vermekle yükümlü 12 jüri üyesinin karar verme sürecini konu ediyor. Latin Amerikalı bir genç adam, babasını öldürdüğü gerekçesiyle cinayetle suçlanır. Sanığın kaybettiÄŸini söylediÄŸi bir bıçak ise cinayetin iÅŸlendiÄŸi odada bulunmuÅŸtur, gencin mahkemeye sunduÄŸu savunma zayıftır ve olan biteni duyduklarını söyleyen pek çok tanık vardır. Sanık suçlu bulunduÄŸu taktirde idama mahkum edilecektir.Jüri sonuçları pek de ÅŸaşırtıcı deÄŸildir: 12 jüri üyesinden sadece sekiz numaralı jüri üyesi Davis ‘suçsuz’ hükmü yönünde oy vermiÅŸtir. Davis’in jüri üyelerini ikna etmeye çalışması esnasında her jüri üyesinin ‘suçlu’ kararı vermesinin arkasında ise, aralarında yabancı düşmanlığı, kanuna aşırı güven, çoÄŸunluÄŸa uyma, geçmiÅŸle hesaplaÅŸma gibi farklı kiÅŸisel sebepler olduÄŸu ortaya çıkacaktır.
7.Piyanist (The Pianist)
Piyanist, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir dramı konu alır. Polonya’lı ünlü piyanist Wladyslaw Szpilman’ın anılarını anlattığı aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film, Nazi işgali altındaki Polonya’da yaşamanın imkansızlaştırıldığı bir dönemde, bir şekilde esir kampına gitmekten kurtulan ünlü piyanistin Varşova’nın kenar mahallelerindeki hayatta kalma mücadelesine odaklanır. Varoşlarda tam anlamıyla sefil bir hayat süren müzisyen, diğer halkla birlikte, kıtlığa ve aşağılanmalara maruz kalsa da kahramanca mücadele edecektir. Günü gelip oradan kaçma şansı bulduğundaysa başkentin harabelerine sığınacak, beklemediği bir anda gelen bir yardımla umudunu yeniden kazanacaktır.
Film, En Ä°yi Erkek Oyuncu dalında Oscar alan Adrien Brody’nin de filmografisinin en güçlü iÅŸlerinden biri.
8.Kadersizlik (Fateless)
Büyüme çağındaki Gyuri Köves ilk gençlik yıllarının heyecanını yaÅŸaması gereken günlerde Avrupa’nın karanlık çaÄŸlarına denk gelmiÅŸtir. Bütün Yahudiler toplumdan soyutlanmakta ve insanlık dışı muamelelere maruz kalmaktadır.
Günün birinde iÅŸe giderken yaptığı basit bir hata Gyuri’nin nerdeyse hayatına malolur. Tutuklanır ve tarih sayfalarının en karanlık noktasında yer alan Auschwitz kampına gönderilir. Ölümün yaÅŸama tercih edildiÄŸi, tüm kavramların deÄŸerini yitirdiÄŸi uÄŸursuz toplama kampına.
9.12 Yıllık Esaret (12 Years a Slave)
12 Yıllık Esaret, özgürlüğünü geri kazanmaya çalışan bir adamın hikayesini anlatıyor. 1841’de New York’ta yaÅŸayan Solomon Northup, kendisini müziÄŸe adamış siyahi bir adamdır. Ailesiyle birlikte yaÅŸayan Solomon, özgür yaÅŸayan ve istediÄŸi ÅŸeyleri yapabildiÄŸi için mutlu bir adamdır. Fakat bir gün bir müzik iÅŸi için 2 adam ile tanışır ve çalışmak için Washington’a gider. Ä°nandığı medeni dünya alt üst olur çünkü kendisini kaçırıp Güney’de bir çiflikte köle olarak çalışması için satarlar. Özgürlüğünü korumak için verdiÄŸi tüm emekler ve mücadele yerle bir olmuÅŸ, hayatı kabusa dönmüştür. Bu cehennemde Solomon acıyı, ÅŸiddeti, küçük düşürülmeyi yeniden öğrenecek ve isyan etmeye cesareti olmayan br grup insanın umutsuzluÄŸuna ÅŸahit olacaktır. Sevdiklerini ve hayatını geri almak için ne yapması gerektiÄŸini kesinlikle bulmuÅŸtur…
Ä°ngiliz sinemacı Steve McQueen’in yönetmenliÄŸini ve John Ridley ile birlikte senaristliÄŸini üstlendiÄŸi filmin oyuncu kadrosunda Michael Fassbender’ın yanı sıra Brad Pitt, Benedict Cumberbatch, Paul Giamatti gibi yıldızlar da yer alıyor.
10. The Imıtation Game:Enigma
II. Dünya Savaşı Nazi Almanyası’nın hâkimiyetinde birden çok cephede çok çetin biçimde devam etmektedir. Ä°ngiliz Ä°stihbaratı tüm yoÄŸun çabalarına ve yüzlerce kiÅŸiyi çalıştırmasına raÄŸmen Almanların kullandığı Enigma ÅŸifreleme sistemini çözmeyi baÅŸaramamıştır. Almanların çok gizli bir biçimde ÅŸifrelediÄŸi bu yazışmalar, Ä°ngilizlere ve müttefiklerine çok ağır kayıplara mal olmuÅŸtur. Çözüm olarak Ä°ngiliz hükümeti Deniz Kuvvetleri Komutanlığı çatısı altında ülkenin en iyi ÅŸifre çözen beyinlerini ve kriptoloji uzmanlarını toplar. Bu isimlerden biri de farklı çalışmalarıyla tanınan ve kendi yöntemlerinden ödün vermeyen genç profesör Alan Turing’dir. Turing’in ekibe katılması dengeleri alt üst edecek ama o güne kadar hiç denememiÅŸ büyük çaplı bir giriÅŸimin de kapısını aralayacaktır.
Ãœnlü Ä°ngiliz matematikçi Alan Turing’i filmde Benedict Cumberbatch canlandırırken kendisine Keira Knightley, Matthew Goode, Rory Kinnear ve Allen Leech eÅŸlik ediyor.