Tokat T Tipi Cezaevinde kalan Cebrail Vural, ailesi ile yaptığı haftalık telefon görüşmesinde cezaevinde yaşadıkları hak ihlallerini Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a aktardı. Prostat, astım, bel kayması, boyun fıtığı ve KOAH gibi birçok kronik hastalığı bulunup, İHD’nin hasta tutuklular listesinde yer alan Vural, cezaevi idaresi tarafından farklı hastalıkları bulunan 8 kişi ile birlikte 3 aydır “hücre tipi” bir koğuşta tutulduklarını anlattı.
Cezaevi müdürüne, infaz savcısının böylesi bir uygulamaya dair bilgi sahibi olup olmadığını sorduklarında ‘hayır’ yanıtı almalarına rağmen, 3 aydır bu şekilde tutulduklarını söyleyen Vural, bu koğuşa getirildiği günden beri hastalıklarının her geçen gün arttığını ifade etti.
Koğuştaki diğer tutuklularla hastalıkları artıp, ölmeleri istendiği için aynı koğuşta tutulduklarını dile getiren Vural, “Tek amaç budur. Burada tecrit altındayız. Burada yaşananlar hukuk dışı uygulamalardır, insani sağlık haklarına aykırıdır. Bu uygulama kurumların aldığı bir karar değil, şahısların keyfi bir şekilde bizi zorlamak için başvurduğu bir yöntemdir” dedi.
Oda değişikliği konusunda verdikleri dilekçelerin kabul edilmediğini de paylaşan Vural, “Burada çürümemizi istiyorlar. Kenan Evren’in ‘asmayalım da besleyelim mi?’ sözü var. Burada yaşatılan aynı zihniyettir” diye konuştu.
TEDAVİLERİ YAPILMIYOR
Vural’ın Urfa’nın Viranşehir ilçesinde yaşayan annesi Nofa Vural (68) bu uygulamaya tepki gösterdi. Müebbet hapis cezası verilen ve 27 yıldır farklı cezaevinde kalan oğlunun son 10 yıldır Tokat T Tipi Cezaevinde tutulduğu bilgisini veren anne Vural, “Salgın başlamadan önce yılda bir kez açık görüşüne gidiyordum ancak salgın başladığından bu yana onu göremedim. Sadece telefonla konuşuyoruz. Yaşadığı hak ihlallerine dair bugüne kadar bize bir şey yansıtmazdı. Baskı olsa bile biz üzülmeyelim diye bize söylemezdi. Ancak bu hafta aradığında yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. Hasta olan tutukluları bir odaya koymuşlar, tedavileri yapılmıyor, hastalıkları artsın istiyorlar. 3 aydır onlara bu zulmü yapan kişinin cezaevi müdürü M.K. olduğunu söylüyor” diye belirtti.
‘NEDEN BU ZULÜM?’
“Hasta bir insana neden bu zulüm yapılıyor?” diye soran anne Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonuna kadar onun yolundayız. Oğlum benden ilk ayrıldığında, özgürlük için yollara düştüğünde bana ‘beni bir daha göremeyeceksin’ diyerek gitti. O zaman ben de ona ‘sen toprak altına girmediğin sürece nerede olursan ol seni görmeye geleceğim’ dedim. Oğlum 10 yıldır Tokat’ta, her ne kadar uzak olsa da zorluklara rağmen yılda bir kez görmeye giderdim. Hasta ve yaşlı olmama rağmen onu görmek için giderdim. İsteğim ölmeden onu görmek. En son iki yıl önce görüşüne gittiğimde bana ‘anne ben dışarı çıkmadan sen ölme demişti.’ Ona bir söz verdim, o çıkmadan ölmeyeceğim.”
‘BU HUKUKSUZLUKLAR NEDEN?’
Cezaevlerinde yüzlerce hasta tutuklu bulunduğuna dikkati çeken anne Vural, hiçbirinin oğlundan bir farkı olmadığını, oğlu için ne istiyorsa onlar için de aynısını istediğini kaydetti.
Hasta tutukluların cezaevlerinden artık tabutla çıkmaması için yetkililere seslenen anne, “Oğlum zaten müebbet almış cezasını çekiyor, bu hukuksuzluklar neden? Bütün uluslararası devletlere bir anne olarak çağrı yapıyorum; buna izin vermeyin” ifadelerini kullandı.
CEZAEVİ MÜDÜRÜNÜ SORUMLU TUTTU
Hasta tutuklu Cebrail Vural’ın kardeşi Selim Vural ise ağabeyi ve diğer tutuklulara bir şey olması durumunda sorumlunun cezaevi müdürü M.K. olacağını söyledi.
“Cezaevlerinde tutulan yakınlarımıza bir şey olursa sorumluların yakasını bırakmayacağız” diyen Vural, cezaevi yönetimlerinin Kovid-19 salgınını fırsata çevrildiğini kaydetti. Vural, “Adalet diye bir şey kalmadı. Tutuklular ailelerinden uzak yerlerde gönderiliyorlar bu şekilde aileleri de cezalandırmak isteniyor. Annelerin çocuklarını görmesine müsaade etmiyorlar. Bu zulümdür ve bu zulmü kabul etmiyoruz” dedi.
‘SESLERİNE SES OLMALIYIZ’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin sonlandırılması ve hak ihlallerinin son bulması talebiyle yüzlerce tutuklunu 27 Kasım 2020 tarihinden bu ya süresiz-dönüşümlü açlık grevi eyleminde olduğunu hatırlatan Vural, devamında şunları söyledi: “Tecrit ve hak ihlallerinin bitmesini istiyorlar. Bu sadece tutukluların yaptığı eylemler ile çözülmez. Dışarıda bulunan herkesin seslerine ses olması lazım. Tutuklu aileleri başta olmak üzere herkes cezaevlerinin önünden tutuklulara seslenmeli. Kimin elinden ne geliyorsa biran önce yapmalı. Söz konusu Kürtler olunca uluslararası güçler sessiz kalıyor. Herkes elini vicdanına koyup Kürtlerin maruz kaldığı baskılara karşı sesini çıkarmalı.”
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu, geçtiğimiz 29 Haziran’da Tokat T Tipi Cezaevinde aralarında Cebrail Vural’ın da olduğu tutuklularla görüşmeler gerçekleştirdi.
Önümüzdeki günlerde rapor olarak kamuoyu ile paylaşılacak görüşme notlarında Vural, heyete şunları aktardı: “Yerlerimiz keyfi bir şekilde değiştiriliyor. Keyfi olarak eşyalarımıza el koyuyorlar. Sevk istenmediği halde tutuklular keyfi sevk ediliyor. Daha önce de hak ihlalleri vardı ancak biz dillendirmiyorduk şimdi her geçen gün bu ihlaller artıyor, artık dayanılmayacak bir durumda. Hastanelere gidip gelme durumu işkenceye dönüştü. İnsan hakların savunan herkesin bu hukuksuzluklara karşı çözüm için arayışlara girmesi gerekir.”
Avukatların cezaevine dair aldığı notlar arasında cezası bir yılın altına düşen tutukluların denetimli serbestlikten yaralanmadığı, Evrensel ve Yeni Yaşam gazetelerinin verilmediği, mektupların geç ya da hiç verilmediği, avukatların gardiyanlar tarafından tehdit edildiği gibi hak ihlalleri yer aldı.