Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası yayınına konuk olan TBB’nin yeni başkanı Erinç Sağkan, “Kutlama için söylenen Gündoğdu Marşı üzerinden bile insanları kategorize etmenin yöntemini aradılar” açıklamasında bulundu.
Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) yeni başkanı Erinç Sağkan Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na seçim zaferi sonrasında yaşananları anlattı.
Sağkan, “Kutlama için söylenen Gündoğdu Marşı üzerinden bile insanları kategorize etmenin yöntemini aradılar. Sevinçlerimiz ve üzüntülerimiz üzerinden bile karşıtlık, zıtlık, ötekileştirme yaşıyoruz. Bizim asıl mücadele etmek istediğimiz anlayış işte bu anlayış” dedi.
Sağkan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Pazar günü sonuçların açıklanmasından itibaren hem avukat kamuoyundaki, hem de hukuk kamuoyundaki yurttaşların bu konuya ilişkin olarak gösterdiği sempati ve sevinç, genel kurul iradesinin büyük bir mutlulukla karşılandığını ortaya koyuyor. Bu geçtiğimiz 5 yıllık süreçte Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ayrıştırıcı dille ve tavırla ilgiliydi. İnsanlar TBB’deki genel kurulu seyretmeye gelmişlerdi ve çıkan sonuca birileri sevinecek, birileri ise mutlaka ki üzülecekti ve üzülen biz de olabilirdik. O gün “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” diyen de oldu başka marşları da söyleyenler oldu. Bu sevinç gösterileri üzerinden insanları kategorize ve terörize etmenin yöntemini aramaya başladılar. Bizim zaten mücadele etmek istediğimiz anlayış bu anlayış.”
TÜRKİYE’NİN BAŞKA SIKINTISI YOK MU?
“Ülkeyi getirdikleri nokta bu. Sevinçlerimiz ve üzüntülerimiz üzerinden bile karşıtlık, zıtlık, ötekileştirme yaşıyoruz. Sevinç gösterilerinin bugün bazı köşe yazarlarının yazılarına kadar taşındığına şahit olduk ki sanki Türkiye’nin başka sıkıntıları yokmuş gibi. Dikkat edilmesi gereken husus bu sevincin karşı tarafı yıpratmayacak ölçüde, orantısızlık ölçüsü içerisinde olmasıydı. Kendi adıma ve yönetimimdeki arkadaşlarım adına buna çok dikkat ettiğimizi ifade edebilirim. Ama bugüne kadar yaşanan süreçten çok ciddi etkilenen avukat arkadaşlarımızın eğlenmeye hakkı vardı. Bunu da anlayışla karşılıyorum.”