CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay’a hak ihlali kararını veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla ilgili AKP milletvekillerine seslenerek, “Bu, aynı zamanda sizin iktidarınıza karşı bir darbedir, cesaretle bunların üzerine gidin” dedi.
TBMM’de açıklama yapan Sezgin Tanrıkulu, yargıda yaşanan krize ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“İnanın dünkü karar beni çok şaşırtmadı. Yıllarca bu kürsüde, Yargıdaki bu hukuk dışı oluşumlara dikkat çektim. Bir kez daha buradan Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekillerini, Yönetimini uyarıyorum; bu aslında size karşı bir darbedir. Yargıtay Üyeleri, Yargı üzerinden size çok önemli mesaj verdi.
Gezi Davası, burada uyarmıştım, sadece Gezi Davası ilgili değil, sizinle ilgiliydi. 17-25 Aralık tapeleri, Gezi Davası nedeniyle kıymetlendirildi ve delil haline getirildi ve bu Yargıtay bu delillere dayanarak onama kararı verdi. Yani yarın öbür gün 17-25 Aralık tapeleri, yine bu Yargı mensupları tarafından kıymetlendirilir ve hiç olmadık bir zamanda sizin mensuplarınız Yargı önüne çıkabilir. Bütün samimiyetimle söylüyorum, cesaretle bunların üzerine gidin.
Ben burada yine konuşmuştum. Şimdi Adalet Bakan Yardımcısı olan ve Anayasa Mahkemesi kararına karşı direnen Yargıç, 14, 26 ve 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi üyelikleri yaptı ve şimdi de Adalet Bakanı Yardımcısı. Anayasa Mahkemesi kararına direnmişti ve o kesim, onu Adalet Bakan Yardımcısı yaptı. İrfan Fidan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve tüm bunların başında, Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı. 26’ncı ve 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanları AYM’nin kararına uymadılar, Mehmet Altan’la ilgili kararlarına uymadılar; şimdi Yargıtay üyeleri. Bakın hepsinin arkasında bakın Yüksel Kocaman, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, hangi çetelerle ilişkili olduğunu gördük, Yargıtay üyesi. Bunlar sizin zamanınızda oldu ve bir Yargı darbesiyle karşı karşıyayız. Ve bu darbe aslında size karşıdır. Devleti siz yönetiyorsunuz. Eğer bunu kesip atmazsanız, üzerine cesaretle gitmezseniz; yarın öbür gün başınıza ne geleceği hiç belli olmaz. Ben burada, sonuçta bu parlamentonun üyesi olarak, bu Anayasaya göre yemin etmiş birisi olarak sizleri bir kez daha uyarıyorum.
‘BU YARGIYLA BİR YERE YÜRÜYEMEZSİNİZ’
Anayasa çok açık, 153. Madde. Anayasa Mahkemesi’ni de en fazla eleştiren Milletvekili benim bu kürsülerde, verdiği kararlarla. Ama ne demek ya? Yargıtay, Üye Yargıtay kararıyla diyor ki, “Bu Anayasa Mahkemesi Üyeleri terör örgütü üyesidir” diyor ya, 22’nci sayfasını açın okuyun kararın, eş tutuyor, suç duyurusunda bulunuyor.
Bu Yargıyla bir yere yürüyemezsiniz, Türkiye de bir yere yürüyemez, bizler de bir yere yürüyemeyiz. Dolayısıyla bu Parlamentonun üyeleri olarak tutum almak durumundayız.
Bütün bunlar, Yargıdaki bu oluşumlara, yasa dışı oluşumlara, organizasyonlara eğer burada birlikte bir siyasi kararlılıkla karşı çıkmazsak, yarın öbür gün bizlerin başına, bu Parlamentonun başına ne geleceği de belli olmaz. O nedenle bakın hep eleştirdim. Bu parlamento üyelerinin yargılanma yöntemini de bir yasayla değil, Kanun Hükmünde Kararname ile Ankara Cumhuriyet Başsavcısına bağladınız. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesine bağladınız, yargılama yöntemlerini. Bunlara burada hep karşı çıktım ve kendi hukukumuzu bu Yargı mensuplarına teslim etmeyelim dedim. Şimdi geldi bakın size dayandı bu mesele, size dayandı. Yarın, öbür gün burada iddia ediyorum, en ufak bir değişimde, en ufak bir sallantıda ilk başta sizler gidersiniz. Dolayısıyla aklımızı başımıza toplayalım, cesaretle bu darbe girişimine karşı duralım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
NE OLMUŞTU?
Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs’ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP’ten milletvekili seçilmişti. Atalay’ın, “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce reddedilmişti. Yargılamaya devam edilmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmıştı.
Gezi davasından mahkum olduktan sonra milletvekili seçilen ve Anayasa Mahkemesi’nin hakkında ihlal kararı verdiği Avukat Can Atalay’ın dosyası Anayasa Mahkemesi tarafından yerel mahkeme olan İstanbul 13. Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Mahkeme, dosyada karar verme yetkisinin Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde olduğunu belirterek dosyayı geçtiğimiz günlerde bu daireye göndermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise kararı tanımamış, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını öne sürerek Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.