Sanatçılar Girişimi’nin “Kaygılıyız” bildirisine tepki gösteren AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sanatçılardan yanıt geldi. Erdoğan’ın “Bırakın bunlar bizim işimiz. Ömrümüzü buna vermişiz, siz anlamazsınız. Piyano, keman, sazını çal dinleyelim. Bu işlere burnunu sokma” sözlerine tepki gösteren sanatçılar, işleri olan sanatlarını zaten icra ettiklerini, adalet, özgürlük, hak ve demokrasi mücadelesine de katkı sunmaya çalıştıklarını söyledi.
AYDIN: ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ
Mezopotamya Ajansı’ından İdris Sayılğan’a konuşan Sanatçılar Girişimi sözcülerinden Orhan Aydın, sanatlarını zaten icra ettiklerini belirterek, barışı, kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü, aşkı yeniden haykırmak ve ülkeyi huzurlu bir ülke haline getirmek için çabaladıklarını kaydetti. Aydın, “Biz bu ülkede artık daraldığımızı, her şeyin daraltıldığını, baskı ve zulmün arttığını, barışın yok edildiğini, ekonomik anlamda da siyasi anlamda da büyük bir uçuruma doğru sürüklendiğimizi, demokratik, eşit ve bağımsız bir ülke, adalet, özgürlük ve barış istediğimizi haykırıyoruz” diye konuştu.
SUAVİ: ŞAŞIRMADIM
Sanatçı Suavi, Erdoğan’ın açıklamalarına şaşırmadığını ifade ederek, “Şaşırmadım, çünkü iktidar cephesinde böyle düşünüldüğünü ve egemen anlayışın bu olduğunu biliyordum ve bir kere daha haklı çıkmanın ‘hüznü’ dışında, rahatsızlık duymadım kendilerini dinlerken. İktidarın, özellikle de kendilerine muhalif olan sanatçılardan hiç ‘haz’ etmediklerinden emindim ki; en yetkili ağızdan yapılan bu açıklama da bu tespitimi bir kere daha doğrulamış oldu” dedi.
Ülkede ve dünyada herkes gibi kendisini de doğrudan etkileyen ve ilgilendiren her şeye karışma hakkına sahip olduğuna vurgu yapan Suavi, “Çünkü, ben bu ülkenin özgür bir vatandaşı ve evrensel hukuk-demokrasi kazanımlarına yaslanmış, düşündüğünü ifade etme hakkına sahip bir bireyiyim. Hele hele yıllardır iktidarınızın ve makamınızın ‘siyasi’ sözcülüğünü yapan Sayın İbrahim Kalın’ın bırakın siyasetle yetinmeyi; şarkı-türkü söylediği, doğrudan CD yapıp müzik piyasasına balıklama daldığı göz önüne alındığında durumumuz daha da anlaşılır ve haklı görünmektedir” ifadelerini kullandı.
‘PİYANO DA ÇALARIM FİKRİMİ DE AÇIKLARIM’
Şarkı ve türkü de söyleyeceğini, piyano, gitar ve bağlama da çalacağını; yanı sıra fikrini de açıklayacağını vurgulayan Suavi, şöyle devam etti: “Çevre talanına da, HES’e de, nükleer santrale de karışırım, asgari ücrete de. Zamlar için de konuşurum, adalet için de. Demokrasi de beni bağlar, eğitim de, sağlık da, sanat da. Mülteci konusu da ilgi alanım, her türden yasaklar da. Kadın cinayetleri de, çocuk istismarı da ilgilendirir beni. Barış için de çabalarım, evrensel anlamda insan hakları için de. Kısaca hiç ama hiç kimse bana, ‘Sen notayla-şarkıyla ilgilen, diğer işlere karışma’ diyemez. Bunları bana, hayatımda en sevdiklerimden, adeta rehberlerim olan anam-babam-atalarım söylememişlerken başka kimin haddine.”
‘FİKİRLERİM ZİNCİRLENEMEZ’
Suavi, toplumun iradesi ve onayı dışında iktidarın aldığı tüm kararların kendilerini yüzde 100 ilgilendirdiğine ve etkilediğine işaret ederek, “İnsanların sigarasından kaç çocuk doğuracağına, içkisinden, eteğine, şortuna kadar karışıldığı-müdahale edildiği bir ortamda ‘Sen işine bak, bunlar bizim işimiz, sen anlamazsın’ söylemi, daha da kabul edilemez olmaktadır. Bu ülke, kimsenin babasının malı değildir. Ayrıca bu ülkede yaşayan vatandaşlar da topyekun bir otoritenin egemenliği ve boyunduruğu altında değillerdir” dedi.
Demokrasi ve insan haklarından aldığı güçle her konuda fikrini açıklama hakkını her alanda kullanmaya davam edeceğini belirten Suavi, “Ne ülke sevgim, ne hayatla ilgili bilgim, ne özgürlük anlayışım, ne doğaya olan aşkım, ne insan hakları savunuculuğum, ne müzisyenliğim, ne vatandaşlık haklarım vs. kısıtlanamaz, engellenemez ve zincirlenemez! ‘Sen müziğini yap, gerisine karışma’ anlayışını kesinlikle kabul etmeyeceğimi ve bu türden anlayışlara saygı duymayacağımı, paylaşmak isterim” ifadelerini kullandı.